Ekonomiden sorumlu bakanın çekingenlik ve ürkekliği nedense bir türlü geçmedi. “Bir şey söylüyorum. Daha cümlem bitmeden Saray aksini yapıyor!” şeklinde tedirginlik ve git-gel'ler yaşadığı her halinden belli.
Bir türlü tutmayan hesaplar, gerçekleşmeyen vaatler ve öngörülemeyen ekonomik riskler kendini tekrar ediyor. Bakanın yüzüne oturan memnuniyetsizlik, ekonomiden mi yoksa Saray ile kuramadığı uyumdan mı, karar vermek oldukça zor. Ekonominin kaptan köşküne ilk oturduğu andan itibaren kendisine destek verenler de her geçen gün azalıyor.
Yeri sağlam beş bakandan biri olarak görünse de kendisine dış kapının mandalı muamelesi yapıldığı artık gizli değil. Kulislerde dolaşan garip dedikodulara göre Saray ile aralarına giren soğukluğu gidermek için Eyüp Sultan'da irmik helvası döktürenler bile varmış!
Ekonomi ile uzaktan yakından alakası olmayan bakanlıkların bonkörlüğü ile ekonomi bakanının iktisad ve gereksiz harcamaları kısma politikası hiç örtüşmüyor. Maaş zamları ile alakalı kulisleri paylaşanlar ekonomiden sorumlu aktörler değil, Saray eşiğinden ayrılmayan birkaç la-yüs'el ve kapasitesiz maaşlı gazeteci. Çevre'den sorumlu bakan iki senede deprem evlerinin sadece ikiyüzbininin tamanlandığını söyledi. Ertesi gün Saray hızını alamayıp, önümüzdeki yıl, dört yüz doksan beş bin konutun tamanlancağı vaadini yapıştırdı. İşte bu akla ziyan savrulmalar ekonomi bakanının matematikten beklediği tutarlılığı yerle bir ediyor olabilir.
Gündemin dışında kalıp sadece ekonomi ile ilgili olduğu imajı vermek de bakanı kurtarmaya yetmiyor. Tam “Enflasyon düşmeye devam edecek. Bu yıl daha fazla yabancı yatırımcının gelmesini bekliyoruz!” demişti ki, Saray ve ekibi sayın bakanı yine boşa düşürdü. Enflasyonun düşmesini biraz geriye bırakalım ama, yabancı yatırımcının Türkiye alakası tamamiyle hayal. Alın size bir örnek; 2022 yılında Rusya'dan ayrılan bine yakın yabancı şirket, Putin iktidarda olduğu sürece Rusya'ya dönmeyeceklerini deklare etmişler. Bahaneleri de, özetle “As a general rule, companies seek to invest there is the rule of law, not the law of rulers”*, hukuki kurallar istiyoruz, iktidar ve hükümetlerin zar attığı rastgele kurallar değil, diyorlar.
Geçtiğimiz hafta havuz medyası tam kadro TÜSİAD'a yoğunlaştı. Saray'a amiyane ve ölümüne bağlı o ekibin kimin ne dediğini anlama dertleri yok! Türk işadamları ülkenin hukuki ve ekonomik görüntüsünden memnun değiller ve iktidardan çözüm bekliyorlar. İstekleri, kadroların eğitimi ve liyakat, hukukun üstünlüğü. Çok basit ama, Türkiye'de bulunmayan iki şey. Grubun açıklamasında dikkat çeken bir ayrıntı da, ekonomi bakanının icraatlarını yeterli bulmamakla birlikte desteklediklerini ifade etmiş olmaları. Saray ve ekibini çileden çıkaran da bu olmasın? Türkiye'nin ekonomik nabzını günlük takip eden işadamları, patronun kim olduğunu hala anlayamamışlar mı dersiniz? Aksi halde Türkiye'de imkansızı istemek gibi ağır bir cürmü (!) irtikap ederlermiydi?
Saray her hafta sertlik ve asabiyetini boşaltacak yer arıyor ya, bu hafta da TÜSİAD payına razı olacak. Herkesin bildiği fıkra. Oturma odasında sohbeti koyulaştıran iki dosttan ev sahibi, salondan gelen çocuk ağlamasına daha fazla dayanamaz “Hanım şu çocuk ne istiyorsa versene! Allah aşkına benim evimde ne eksik?” diye gürleyince, evin hanımı “Ne isteyecek bey, bir dilim ekmek istiyor!” deyince, “Vay veled, evde hiç olmayanı istiyor!” diye mahcubiyeti sineye çekmek zorunda kalır. TÜSİAD temsilcilerinin ülke için hayati, ama mevcut iktidarın icra kalemleri içinde olmayan talepleri, bu yüzden Saray'ın kimyasını bozdu. Ekonomiden sorumlu bakanın, kendisine sahip çıkan iş adamlarını savunacak bir dirayetten mahrumiyeti içler acısı bir durum.
Sayın Bakan her gün yitirdiği kredisini toparlama konusunda fazla ümit vermiyor. Gelinen noktada davul boynunda, tokmağı Saray'da birlikteliğine razı olup, kabinede “Yalova Kaymakamı” pozisyonunu devam ettirmekten başka bir yol görünmüyor. Bir ihtimal daha var ama o da bu iktidarın siyasi normlarında hiç yok; istifa!
İhtimal yazarınızın aklına gelen sizin de aklınıza gelmiştir. Hazır kabine değişiklikleri konuşulurken, epeydir Büyük Damat'a iş arayan Saray'ın, ekonomi bakanını kabine dışı bırakmak için makul bir mazeret araması pek uzak bir ihtimal gibi görünmüyor. Olur mu olur.
Kadir Gürcan