TÜİK verilerine göre, Türkiye'den göç eden nüfusun büyük çoğunluğunu 25-29 yaş aralığı oluşturuyor. Bunu takip eden diğer yaş aralığı ise 30-34. Veriler, Türkiye’den yurt dışına göç eden sayısının 3 yılda yüzde 97 arttığını ortaya koydu.
2016 yılında 69 bin 326 kişi olan yurt dışına giden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sayısı 2018 yılında 136 bin 740 kişiye yükseldi.
Türkiye'den giden genç beyinler neden dönmek istemiyor? Türkiye'de yetişmiş binlerce insan olanaksızlıklar nedeniyle doğdukları topraklarda yaşamayı tercih etmiyor.
Türkiye'den gidip bir daha dönmeyenlere "neden" diye sorduk. Yanıtlar çoğunlukla "yaptığım işin karşılığını maddi olarak alabilmek", "çalışma koşullarının insanca olması" ve "daha özgür bir yaşam" oldu.
"MAAŞIN GÜNÜ KURTARMAYACAĞINI BİLMEK 40 YAŞINA DA GELSENİZ SİZİ ÜLKE DEĞİŞTİRMEYE ZORLUYOR"
40 yaşındaki İlden Dirini, Türkiye'de gazetecilik yaparken geçtiğimiz yıl Ankara Anlaşması ile İngiltere'ye göç etti. Uzun yıllar editör olarak çalıştığını kaydeden Dirini, İngiltere'de gazetecilik faaliyetlerine devam ederken bir yandan sosyal medya uzmanlığı yapıyor.
"Zamanla aldığım maaş gerçek hayatta bir karşılık ifade etmez hale geldi Şu an bulunduğum ülkede hem gazetecilik faaliyetlerime devam ediyorum hem de sosyal medya yöneticiliği yapıyorum. Ne yazık ki burada kazandığım parayı Türkiye'de kazanamazdım." diyen Dirini, göç etme sebebini şu sözlerle açıkladı:
"Yarınımı göremediğim için. Bu hem ekonomik hem sosyal hayat bakımından böyle. Toplumdaki artan yozlaşma, çevrede yapılan büyük tahribat, hayvanlara yönelik eziyetler ve tüm bunların normal karşılanması bana nefes alacak yer bırakmadı. Ekonomik olarak ise haftanın 6 günü çalışmama rağmen aldığım maaşın sadece günü kurtarmaya yeter hale gelmesi bu kararı almamda etkili oldu. İlerleyen zamanlarda o maaşın günü de kurtarmayacağını bilmek 40 yaşına da gelseniz sizi ülke değiştirmeye zorluyor. Bunu, hükümetin ekonomide izlediği politikadan tahmin etmek hiç zor olmadı."
Gidişinin planlı olmadığını söyleyen Dirini, "Bir nevi bulduğunuz ilk dala tutunma refleksi, nefes alabilecek bir alan bulma idi. Pandemi döneminde ülke değiştirdim ki bu göçmenlik stresini 3’e, 4’e katladı. İngiltere’de bir iş kurmak, bir hayat kurmak pek kolay olmadı, hâlâ da uğraşıyorum ama yakın zamanda Türkiye'ye dönmek isteyeceğimi sanmıyorum." dedi.
"TÜRKİYE EKONOMİK, SİYASAL VE TOPLUMSAL OLARAK ÇÖKÜŞE GİRİNCE DÖNMEMEYE KARAR VERDİM"
Oğuzhan Ceylan 29 yaşında, 2016 yılında Kanada'ya göç etti. Ceylan, ilk olarak yüksek lisansını yurt dışında yapmak istediği için Türkiye'den ayrıldı.
Sosyoekonomik ve toplumsal olarak okunabilecek en iyi ülkelerden biri olduğu için Kanada'yı seçtiğini söyleyen Ceylan, yüksek lisansı bitirdikten sonra Türkiye'ye dönme niyetindeydi. Ancak, bu düşüncesinin 2 yıl sonra neden değiştiğini şu sözlerle açıklıyor:
"Aslında benim nihai amacım yurt dışında master yapıp Türkiye'ye daha güçlü bir özgeçmiş ile gelip, Türkiye'de kariyer yapmaktı. Türkiye'ye dönme fikri yaklaşık 2 sene aklımda kaldı. Ben 2016 yılının başında Kanada'ya geldim ve ben geldikten sonra aslında Türkiye hem ekonomik hem siyasal hem de toplumsal olarak bir çöküşe girmeye başladı. 15 Temmuz olaylarından sonra Kanada'da kalma fikri ilk kez oluşmaya başlamıştı. Daha sonra çeşitli yerlede patlayan bombaları, iktidarın agresif bir şekilde koltuğunu sağlamlaştırması ve bunu yaparken birçok şeyi daha da kötüye getirdiği gerçeğini aslında çok önceden fark ettim ve Kanada'da kalmaya karar verdim."
Profesyonel meslek hayatına girmeden önce yarı zamanlı çalıştığı halde geçinebildiğini söyleyen Ceylan, "Part-time işlerde asgari ücrete çaışıyordum ve asgari ücretle kendime istediğim şeyi alabilme özgürlüğüne sahiptim. Part-time çalşmama rağmen çok rahat bir şekilde sömürülmeden çalışabildim. Bu beni gerçekten etkileyen şeylerden biriydi." şeklinde konuştu.
Şu anda Kanada'nın en büyük bankalarından birinde personel alım danışmanı olarak çalışan Ceylan, "Türkiye'de bu mesleği yapıyor olsaydım belki geçinebilirdim ama çalışma şartları asla aynı olmazdı. Ben kısa zamanda çabuk yükseldim ve sabah 9'dan akşam 5'e kadar çalışıyorum. İşim bittiğinde kendime ayıracak vakti bulabiliyorum. Kimse beni mesaiye zorlamıyor hatta bazen cuma günleri müdürler işimiz biterse "Erken çıkıp günün tadını çıkarabilirsiniz" gibi cümleler kurabiliyorlar. Hiçbir zamana baskı veya duygusal bir şiddet yok. Kimse senin üzerinden fayda sağlamaya çalışmıyor, herkes çok anlayışlı. Burada kazandığım parayı Türkiye'de verseler şartların aynı olacağını düşünmüyorum açıkçası. İşinizi rahat bir şekilde yapıp günün geri kalanını stressiz bir şekilde, istediğinizi yaparak geçirmek paradan daha önemli. Kanada bu konuda çok gelişmiş bir ülke. İşiniz bittiğinde kimseyle muhattap olmadan istediğiniz yere sorunsuz bir şekilde gidebilirsiniz. Kaos veya gürültü zaten yok. Her yer yeşillik ve parklarla dolu. İşiniz bittiğinde gidip bir parkta kitap okuyup müzik dinleyebilirsiniz. Bunları yaptığınızda artık iş sizin için ikinci planda kalıyor. Geçim derdi çok olmuyor sadece hayatınızı nasıl daha renkli bir hale getirebilirsiniz bunları düşünüyorsunuz." ifadelerini kullandı.
"HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VAR"
Kanada'da birçok din ve milletten insan olduğunu ancak kimsenin birbirinin hayat tarzına müdahale etmediğini söyleyen Ceylan, "Burada 5. yılımı dolduruyorum ve halen ne bir kavga ne bir kaos gördüm. Herkes kendi hayatına bakıyor ve kimse kimseye karışmıyor. Birçok din ve milletten gelen kişiler var ve herkes barış içinde çok rahat bir şekilde yaşayabiliyor. Ne bir toplumsal baskı ne de dini bir baskı var. Herkes istediğini yaşamakta özgür. Bazen devletin varlığından haberdar bile olmuyorsunuz seçimler oluyor ve ruhunuz duymuyor. Ne bir bağrışma ne de bir saygısızlık var. Hukukun ve kuralların çok belirgin bir üstünlüğü var. bu yüzden kimse kanunlardan üstün değildir mesajı çok net veriliyor ve bu çok güzel uygulanıyor. Kanada'da sizi devletten koruyan bir hukuk yasası dahi var. Yani devlet size bir haksızlık yaparsa devlete karşı dava açıp kazanma şansınız var çünkü hukuk kavramı bütün kişi ve kurumların üstünde. Herhangi bir kaygım olmadan yaşayabileceğimi düşündüğüm için bu ülkeyi seçtim. Ne bir ekonomik kaygı ne de bir toplumsal baskı görmeksizin sadece ve sadece işimi yapıp kendime vakit ayırabildiğim bir yaşam beni gerçekten burada kalmaya itti." dedi.
"ÖZGÜRLÜKLER VE OLANAKLAR ÜLKESİ"
Yaklaşık 6 sene önce Amerika'ya giden Duygucan Novak, 32 yaşında. Novak, ABD vatandaşı olan eşinin yanına gitmek için Türkiye'den göç etti. Lisans mezunu Novak, Türkiye'de eczacılık okuduğunu ve mesleğini Amerika'da sürdürdüğünü söyledi.
Amerika'dan dönmeyi düşünmediğini söyleyen Novak, uzun vadede Türkiye ile ABD arasında gidip gelmeyi planladığını kaydetti. Türkiye ile Amerika'yı karşılaştırdığında alım gücünün çok yükseldiğini belirten Novak, şu ifadeleri kullandı:
"Planlarımı burada yaşamaya göre yaptım. Meslek hayatıma Türkiye'de bir ilaç firmasında başladım. Burada da bir ilaç firmasında çalışıyorum. Türkiye ile karşılaştırıldığında alım gücüm çok arttı. Türkiye'de aynı işi yaparken aldığım maaşla ailemle veya bir ev arkadaşıyla yaşamam gerekirken, burada alım gücüm çok daha yüksek ve geçim derdi çekmiyorum. ABD olanaklar ülkesi olduğu için burayı seviyorum ve kendimi burada özgür hissediyorum."
"GERİ DÖNÜP TÜRKİYE'DE YAŞAMA HAYALİM YOK"
3 yıla yakın süredir Belçika'da yaşayan Ergüder, "Ailem ve arkadaşlarım orada olduğu için benim de bir ayağım orada. Ancak geri dönüp Türkiye'de yaşamak gibi bir hayalim yok." dedi.
"BAŞLANGIÇ MAAŞIYLA BİLE BİRİKİM YAPABİLİYORUM"
Belçika'da 'insanca' yaşadığını söyleyen Ergüder, "Burada gerçekten insan gibi yaşadığımı ve insan gibi muamele gördüğümü anladım. Her ülkenin kendince olumsuz yönleri olabilir. Belçika'nın kapalı havası ve kaotik düzeni gibi... Ama genel olarak buradaki hayatıma baktığım zaman 'Şimdi ülkede ne olacak?' diye beklemediğim için kafamın rahat olduğunu görebiliyorum. Mesela geçtiğimiz yaz İstanbul'a ailemi ve arkadaşlarımı ziyaret etmek için geldiğimde hiç huzurlu değildim. Dışarı çıktığımda sokaklarda tedirginlikle dolaştım." şeklinde konuştu.
"BURADA HAYAT MÜCADELESİ TÜRKİYE'DEKİ KADAR ÇETİN DEĞİL"
Belçika'da yaşayan bir diğer kişi ise 30 yaşındaki B.Y. Lisans mezunu olan B.Y, Türkiye'de üniversite okuduğu dönemden itibaren yurt dışına gitmek istediğini söyledi. B.Y., yurt dışına gitmek isteme nedenini şöyle açıkladı:
"Daha iyi yaşam koşullarına sahip olacağımı düşünmem benim açımdan en önemli sebepti. Seyahat etmek için yurt dışına gittiğim zamanlarda gördüklerim ve Avrupa'da yaşayan akrabalarım sayesinde öğrendiklerim alım gücünün daha yüksek olduğunu gösteriyordu. Gerçekten de öyle. Burada hayat mücadelesi Türkiye'deki kadar çetin değil."
Sosyal medya yöneticisi olan B.Y., eşi ile birlikte Türkiye'den iş sebepli olarak ayrıldıklarını söyledi. Aynı işi Türkiye'de yapıyor olsa kafasının şimdiki kadar rahat olamayacağını kaydeden B.Y., şu ifadeleri kullandı:
"Aynı işi Türkiye'de yapıyor olsam kafam kesinlikle bu kadar rahat olmazdı. Türkiye ve Belçika'daki çalışma koşulları arasında dağlar kadar fark var. Geçinmek elbette önemli bir faktör. Türkiye'deki alım gücünün düşmesi de herkes için geçinmeyi zorlaştırıyor. Aynı sıkıntıları bizim de yaşayacağımızdan şüphem yok. Fakat benim için asıl büyük fark, çalışma koşulları ve buradaki iş hayatının farklı dinamiği oldu diyebilirim. Hem rahat geçinebilecek kadar kazanmak hem de işin tüm hayatımı işgal etmiyor olması daha rahat bir iş/çalışma dengesi kurmamı sağladı."