AB ile Ankara arasındaki mülteci anlaşmasının mimarlarından Gerald Knaus, Türkiye'de salgın nedeniyle zor durumda olan sığınmacıların sıkıntılarını hafifletmek için yeni bir mutabakat yapılması gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği (AB) ile Ankara arasında 2016 yılında imzalanan mülteci anlaşmasının mimarlarından Gerald Knaus, Türkiye'deki sığınmacıların COVID-19 salgını nedeniyle yaşadığı sorunlara dikkat çekti.
Deutsche Welle'ye konuşan Avrupa İstikrar Girişimi (ESI) Başkanı Gerald Knaus, milyonlarca sığınmacının sıkıntılarının hafifletilmesi için Türkiye ile yeni bir mutabakat yapılması gerektiğini söyledi.
"Yunan adalarındaki krizi görürken sağlık sisteminde büyük sıkıntılar çekilen Türkiye'de de 3 milyondan fazla mülteci olduğunun" atlanmaması gerektiğini belirten Knaus, "Bu mülteciler aynı zamanda işlerini de kaybediyorlar" diye ekledi.
Knaus, "Yani bölgesel bir sorunumuz var. Bu da her şey kötü giderse ve biz harekete geçmezsek, çok daha fazla kişinin insani olmayan şartlarda geçmeye çalışacağı ve sınırlarımızda daha fazla baskı ve acıya neden olacağı anlamına geliyor" ifadesini kullandı.
Knaus, anlaşma kapsamında AB tarafından Türkiye'ye verilen paranın, Suriyeli sığınmacıların okula gitmesi ve kliniklerin finanse edilmesi açısından "iyi bir yatırım olduğunu" ancak artık bu paranın tükenmekte olduğunu söyledi.
"Türkiye bunu kabul eder mi?"
Avusturyalı sosyolog ve göç uzmanı Knaus, "Soru şu: Avrupa Birliği Suriyelilerin entegrasyonu için finansman sağlamayı sürdürdü, Almanya gibi ülkeler de Yunanistan'daki sığınmacıların bir kısmını alarak Atina'ya yardımcı oldu diyelim. Türkiye de yeni bir anlaşmayı kabul eder mi?" dedi.
Türkiye, geçen şubat sonundaki İdlib saldırısının hemen ardından, AB'nin 2016'daki mutabakat kapsamında verdiği maddi yardım sözünü tutmamasını da gerekçe göstererek sığınmacıların serbestçe Avrupa'ya geçişine izin vermişti. Bunun üzerine Ankara'ya giderek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen AB'nin en üst düzey yöneticilerinin Türkiye ile yeni bir sığınmacı anlaşması arayışında olduğu iddia edilmişti.
Ankara'daki temasları sırasında 2016'daki mutabakat kapsamındaki maddi yardımlarla ilgili gazetecilere açıklamada bulunan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye'ye 2018 sonuna kadar ödenmesi taahhüt edilen 6 milyar euronun 4 milyar 700 milyon euroluk bölümünün sözleşmelere bağlandığını ve 3 milyar 200 milyon euronun da ödendiğini söylemişti. Borrell, "Geri kalan bölüm de bu yıl içinde Türkiye'ye ödenecek. Taahhütlerimizin arkasındayız" demişti.
Türkiye ile AB arasında imzalanan 18 Mart 2016 tarihli mutabakatta Türkiye'den Yunan adalarına geçen düzensiz göçmenlerin Türkiye'ye iadesi, Yunan adalarından Türkiye'ye iade edilen her bir Suriyeli için Türkiye'den bir başka Suriyelinin AB'ye yerleştirilmesi öngörülüyordu. Mutabakatta ayrıca, Türkiye üzerinden AB'ye yasa dışı göçe yönelik her türlü önlemin alınması, kriterlerin karşılanması hâlinde Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanması, Türkiye ile Gümrük Birliği’nin iyileştirilmesi ve Ankara ile müzakere sürecinin canlandırılması kararlaştırılmıştı.
Anlaşmanın çökmesi üzerine binlerce sığınmacı Yunan adalarına ulaşmıştı. Adalardaki sığınmacı kamplarının kapasitesinin dolması ise buralarda kalan insanların şartlarının giderek kötüleşmesine neden olmuştu.