Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'ne yapılan saldırıya özür dilenmemesinden dolayı
Suriye'ye öfkeli olduğunu yazan Fisk, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün benzer bir saldırının tekrarlanması durumunda "tepkimiz çok farklı olur" sözlerini hatırlatarak, bunun ciddiye alınması gerektiğini belirtti.
Fisk, geçen yıl 9 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği Mavi
Marmara olayının ardından İsrail'in de öğrendiği gibi, "tüm Arap dünyasında bayrağı dalgalanan, kendine güvenen Türkiye ile dalga geçilmeyeceğinin anlaşılmış olması gerektiğini" bildirdi.
Türkiye'nin İsrail'den olduğu gibi, Suriye'den de resmi bir özür beklediğini aktaran Fisk, Suriye ile petrol ve elektrik akışının durdurulması konusunun Türkiye'de konuşulduğunu bildirdi. "Ancak Suriye hükümetinin jeneratörleri var, öyle değil mi?" sorusunu soran Fisk, Türkiye'nin hafta sonunda 60 diplomat ve ailelerini Suriye'den
tahliye ettiğine, ancak Suriye'deki
büyükelçilik ve konsolosluklarının halen
hizmet verdiğine dikkati çekti.
Türkiye'deki muhalefetin
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı mezhep farkı sebebiyle Beşşar Esad'a karşı olmakla suçladığını, hükümetin bu konudaki yanıtının ise "Peki Şam'la aramız iyiyken mezhep farkı yok muydu?" olduğunu bildiren Fisk, bu cevapta haklılık payı olsa da, tatmin edici olmadığını savundu ve Türkiye'nin nüfusunun büyük kesiminin
Sünni olduğunu vurguladı.
Fisk yazısında
Fransa Dışişleri Bakanı
Alain Juppe ile
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun esas
gündem maddesinin "Suriyeli muhalifleri bütünleştirmek" olacağını iddia ederek, Arap Birliği'nin Suriye'ye yollamayı planladığı bağımsız gözlemcilerin Şam tarafından kabul edilmesi ihtimalinin güçlü olduğunu kaydetti. Robert Fisk, yazısına şu sorularla son verdi:
"Şam gerçekten 500 gözlemciye müsaade edecek mi? Bu gözlemciler ne derece özgür olacaklar? Ve en önemlisi, Suriyeli muhaliflerle görüşüp, silahlı ve gizemli bu militanların kim olduklarını öğrenebilecekler mi?"
aa