CHP milletvekilleri Eren Erdem ve Ali Şeker Suriye’de kullanılan Sarin gazının Türkiye'de üretildiğine dair belgeleri açıkladı. Suriye’ye silah götürürken yakalanan TIR’larla ilgili soruşturmayı yürüttükleri için tutuklanan savcıların davasını takip eden Avrupa Yargıçlar Birliği raporunda sevkiyatın örtbas edilmeye çalışıldığı vurgulandı. CHP’li Musa Çam, “Reyhanlı’da da, Gezi’de de, Suruç’ta da, Ankara’da da kılık değiştiren beyaz Toroslar vardı” dedi
1) AVRUPA YARGIÇLAR BİRLİĞİ: SİLAH SEVKİYATI ÖRTBAS EDİLMEK İSTENİYOR
Adana’da durdurulan silah yüklü TIR’larla ilgili 4 savcının tutuklu olduğu davanın ilk duruşmasını gözlemci sıfatıyla takip eden Demokrasi ve Özgürlükler İçin Avrupa Yargıçlar Birliği (MEDEL) üyesi Hakim Dr. George Almpouras, izlenimlerini raporlaştırdı. Yargı görevlisi olan, kaçma şüphesi olmayan savcıların tutuklanmasının açıklanamadığını kaydeden Almpouras, “Herhangi bir istisnaya yer vermeden tüm sanıkların tutukluluğu en hafif ifadesi ile beni politik amaçlar güdüldüğü şüphesine düşürmektedir” dedi.
Medel Üyesi Hakim George Almpouras, Adana’da MİT’e ait olduğu iddia edilen mühimmat yüklü TIR’larla ilgili soruşturmayı yürüten eski Adana Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, eski Adana Başsavcı Vekili Ahmet Karaca, eski Adana savcıları Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Adana Jandarma İl Komutanı Özkan Çokay’ın tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasını izlemişti.
DEVLET SIRRI VURGUSU
Hazırladığı raporda bir yargıç olarak vicdani duygularını paylaştığını kaydeden Almpouras, “Türkiye’de şu anda çok ciddi insan hakları ihlalleri bulunmaktadır” diye konuştu.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin gizlilik kararına şaşırdığını belirten Almpouras, Yargıtay savcısının olayda ne tür bir devlet sırrı olduğu sorusuna cevap veremediğini kaydetti.
Devlet sırrı gerekçesiyle gizlilik kararının alınmasında hükümetin baskısının bulunduğunu ima eden Almpouras, şu görüşleri paylaştı: “Her bir devletin sırlarını saklamaları konusunda hakları bulunsa da bu davada konunun bu olmadığı görülmektedir. Sır olarak düşünülen tek şey TIR’ların taşıdığı yüktür. Sanırım şu anda rejim tarafından bu şekilde bir yaklaşımın (mahkemeye) empoze edilmesinin nedeni, Suriye’ye politik sebeplerle gerçekleştirilen silah sevkiyatının örtbas edilmesidir.”
TIR’LAR YASA DIŞI
Raporda, iddianamenin tamamı tüm ekleri ile sanıklara verilmediği, TIR’ların içeriğinden iddianamede bahsedilmediği, suçlamaların yeterli şekilde tanımlanmadığı, tutuklu savcıların, Milli Güvenlik Kurulu’nun kamu güvenliği sebebi ile aldığı herhangi bir gizlilik kararına ilişkin belgenin TIR’larda bulunmadığı vurgulandı. MGK belgesinin sanıklara verilen belgeler arasında da yer almadığını kaydeden İspanyol Hakim, TIR’lara refakat eden istihbaratçıların arama öncesi polislere ve savcılara göstermediklerini kaydetti. Almpouras, “Bu durum, ancak söz konusu yükün yasa dışı olduğu gerçeği ile açıklanabilir” ifadesini kullandı.
TÜM TELEVİZYONLAR YAYINLAR
Yargılamanın şeffaf olması gerektiğini vurgulayan İspanyol Hakim, “Demokratik bir devlette böyle bir yargılama tüm televizyon ekranlarından yayınlanır” dedi. Savcıları yargılayan 16. Ceza Dairesi heyetinin bağımsız olmadığını, hakimlerinin hükümet tarafından desteklenen Yargıda Birlik Derneği’ne üye olduğunu ve doğal yargıç ilkesinin ihlal edildiğini belirten Almpouras, “Türk meslektaşların açıkladığı şekliyle, hâkimlerin atanmasından sorumlu HSYK üyelerinin çoğunluğu Cumhurbaşkanı tarafından kontrol edilmektedir” dedi.
2) ANKARA DOSYASINI KAPATACAKLAR
Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz Ankara'daki katliamla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Facianın ardından dosyaya getirilen gizlilik kararına dikkat çeken Yılmaz, ortada nasıl yürüdüğü belli olmayan bir soruşturma olduğunu söyledi. Başkentin ortasında 100'den fazla insanın öldüğü bir patlamada devletin ihmali olduğunu ifade eden Yılmaz şunları anlattı: “Burada bazı devlet görevlilerini kurtarmak için formaliteden 3 tane müdür açığa alındı o kadar. Olayı iki üç kişinin üstüne yıkıp ‘IŞİD'ci bunlar, biz kimliklerini tespit ettik yapacağımız başka bir şey yok’ diyerek dosyayı kapatmaya çalışıyorlar. Böyle bir olayın devlet görevlilerinin bilgisi ya da ihmali olmadan meydana gelmesi mümkün değil. Ama patlama sonrası kamuoyunda oluşan tepki ile birlikte işin içinden çıkamadılar. Bu soruşturmada devlet görevlilerinin ihmalleri kirli ilişkileri ortaya konması gerekiyor. Ankara'daki katliamla ilgili TCK'nın 83'üncü maddesinin işletilmesi lazım. Burada ihmali olan hangi kamu görevlisi varsa bulunmalı. Ve ihmali sürecince kasten öldürmeden her bir ölüm için 20 yıl ceza alırlar."
SURUÇ'TA CANLI BOMBANIN KARDEŞİ DOLAŞIYORDU
Ankara'daki patlamanın ardından devlet organlarının apar topar birilerin operasyon yaptığını aktaran Yılmaz, "Patlamadan sonra birilerini buldular. Şimdi sormazlar mı siz bunu patlamadan sonra hemen buldunuz da neden Suruç'ta bulamadınız" diye sordu.
ARTIK PARALEL YAPI DEME ŞANSIN YOK
Bu soruşturmada devlet görevlilerinin ihmalleri ve kirli ilişkilerinin ortaya konması gerektiğini kaydeden Yılmaz, “Hrant Dink olayını paralel yapı diyerek bazı kişilerin üstüne atmaya çalıştılar. Ankara katliamında artık paralel yapı deme şansları da yok. Çünkü Ankara Emniyet Müdürü'nü kendin tayin ettin. İstihbarat ve MİT senin elinde. Bu mızrak artık çuvala sığacak durumda değil" şeklinde konuştu. Yılmaz Ankara'daki soruşturmanın etkin şekilde yürümemesi durumunda Türkiye’nin AİHM tarafından mahkum edileceğini kaydetti.
3) "SURİYE'DEKİ SARİN GAZI TÜRKİYE'DEN"
CHP İstanbul milletvekilleri Eren Erdem ve Ali Şeker, Türkiye’den IŞİD’e kimyasal silah olarak kullanılan Sarin gazı verildiğine ilişkin iddialarla ilgili basın toplantısı yaptı. Erdem, “Adana Cumhuriyet Başsavcılığı Sarin gazı maddelerinin Türkiye’den Suriye’ye gönderildiğine dair iddianame hazırlamış ve bu dava kapatılmıştır. İşin içinde Makine Kimya Enstitüsü’nün adı geçiyor” dedi.
DELİLLERİ?KARARTANLARA?SUÇ?DUYURUSU
Ali Şeker şu bilgileri verdi: “Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Türkiye’de kimyasal silah üretildiğine ve bunun Suriye’ye nakline ilişkin teknik takip ve izlemeyle dava açıyor. Dava konusunda, sarin gazı imalinde kullanılan birçok kimyasal madde var. Bu maddelerin Türkiye’den temini konusunda Hayyam Kasap adlı El Kaide’ye bağlı bir grubun içerisinde militan olarak bilinen bir kişi tarafından temin edilmesi ve bu süreçte yaşananlarla ilgili dava süreci yürütülüyor. Maddelerin neler olduğu, telefon görüşme-lerinde nerede neler yaşandığı, bunları nakledecek füzelerin de nasıl imal edilmeye çalışıldığı, elektronik mühendisi olan bu kişinin eline geçen birçok elektronik devrelerle bu el yapımı füzeleri nasıl yapmaya çalıştıklarının delilleri var. Füze imal edildiği, kimyasal silah imal edildiği ortada olduğu halde maalesef bundan şu anda tutuklu kimse yok.”
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 13 kişinin serbest bırakıldığını belirten Eren Erdem, “Bu işe takipsizlik veren, bu kimyasal silahların sevkiyatını engellemeyen, bu sevkiyatı yapanları tutuklayıp kısa süre sonra serbest bırakarak sınırı geçmesine göz yumanlarla ilgili kendileri hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz" dedi.
4) CHP'Lİ MUSA ÇAM: SURUÇ VE ANKARA'DA BEYAZ TOROSLAR VARDI
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Van mitingindeki, "AK Parti iktidardan indirilirse ya bu terör çeteleri dolaşacak ya da eskiden olduğu gibi beyaz Toros'lar' dolaşacak" sözünü sert bir dille eleştirdi. Bu söylemin iktidar için açık bir tehdit olduğunu savundu. Çam şöyle konuştu: “Senin ima ettiğin faili meçhul cinayetlerin simge aracı beyaz Toros'lar Reyhanlı’da da, Gezi’de de, Suruç’ta da, Ankara’da da kılık değiştirerek zaten vardı. Bu sözler apaçık JİTEM, kontrgerilla ve Özel Harp Dairesi'ne görev emri vermektir. Bu büyük bir suçtur. ‘Bu ülkenin başbakanıyım' diye kürsüye çıkıp bu tehditlerle mi oy topluyorsun artık, bu kadar mı düştün? Bunun adı ne siyaset, ne demokrasi, ne de insanlıktır. Bu düpedüz şantajdır. ‘Yeni Türkiye’ diyenlerin kafası çağ dışı.”
‘ARTIK TEHDİT VADEDİYORSUNUZ’
CHP’li Çam şöyle devam etti: “Bu ülkeyi, son üç ayda 700 canı alarak 90’lı yılların karanlık günlerine götüren sizlersiniz. Daha Ankara’da hayatını kaybeden 102 canın acısı yüreğimizi dağlarken sen kalkmış, beyaz Toros'la tehdit edip oy istiyorsun. Beyaz Toros'larla tehdit vadediyorsunuz.”
METİN ARSLAN - BUGÜN GAZETESİ