Türkiye'deki seçimlerin ardından Almanya'da çifte vatandaşlık tartışması yeniden alevlendi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Mayıs 31 2023
Almanya'da sandığa giden Türk seçmenlerin çoğunun Erdoğan'ı tercih etmesi üzerine Hristiyan Birlik partileri vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılması planlarına yönelik eleştirilerini artırdı.
Almanya'da muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri, ülkede sandığa giden Türkiyeli seçmenlerin çoğunun seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermesi çifte vatandaşlıkla ilgili tartışmayı yeniden alevlendirdi. Erdoğan'ın yeniden seçilmesi üzerine bazı kentlerde gösteriler düzenlemesi nedeniyle, hükümetin planlandığı vatandaşlık reformuna yönelik eleştiriler arttı.

DW Türkçe'nin haberine göre, CDU/CSU Federal Meclis Grubu Genel Sekreteri Thorsten Frei, koalisyon hükümetinin planlarının "Yeterince uyum sağlamamış olan daha fazla insanın vatandaşlığa geçme riskini" artıracağını söyledi. Welt gazetesine konuşan Frei, Almanya'daki birçok Türkiyeli seçmenin Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kazanmasına sevinmesini "iç karartıcı" olarak nitelendirdi.

Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti'den (FDP) oluşan koalisyon hükümetinin Alman vatandaşlığına geçişi kolaylaştırma planlarına işaret eden Frei, Alman pasaportu almak için gereken şartların azaltılması için ikna edici nedenler olmadığını belirtti. Geçen yıl "vatandaşlığa geçişlerin sayısının rekor düzeyde" olduğunu hatırlatan Frei, "Öncelikle uyumun başarıya ulaşması gerekiyor, sonrasında da vatandaşlık verilmesi düşünülebilir" şeklinde konuştu.

Koalisyon kararlı
Hristiyan Birlik partilerinin eleştirilerine rağmen, koalisyon hükümeti vatandaşlığa geçişin kolaylaştırılmasını öngören tasarıda değişiklik yapılmasını planlamıyor. FDP Federal Meclis Grubu Genel Sekreteri Stephan Thomae Welt gazetesine yaptığı açıklamada, "Vatandaşlığa geçişin hızlandırılması ve istatistiksel açıdan zaten artık normal sayılan çoklu vatandaşlığın yasal açıdan da kolaylıkla mümkün olması, kriterlerin azaltıldığı anlamına gelmiyor" dedi. Thomae, dil, yasalar ve ekonomik açıdan uyumun geçmişe kıyasla daha titizlikle ve belirli kriterlerle inceleneceğini de sözlerine ekledi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir