Makalede ayrıca, TL'nin yılbaşından bu yana Amerikan Doları karşısında % 10 değer kaybettiğin ve bunun son beş yılın tarihi rekor seviyede olduğu, Türk Lirası'nın 2017 yılının başlarında en düşük işlem gören ve performansı düşük paralar arasında yer aldığı, bu sebebten dolayı Tayyip Erdoğan'ın ekonomi uzmanlarıyla, bakanlar, üst düzey bürokratlar ve Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya ile acil toplantı yaptığı yer aldı.
Dergi ayrıca, Troubled Currencies Project, Cato Institute (Sorunlu Kurlar Projesi, Cato Enstitüsü) Başkanı Steve Hank’ın "Ekonomik krize sebep teşkil eden şeyin Türkiye'deki siyasi kargaşa ve belirsizliği sebebiyle olduğu ve 2016’nın 3. çeyreğinden itibaren Türk Ekonomisi'nin büyümesinin yavaşlamaya başladığı" sözleri ile Bloomberg'den, Piotr Matys’in "Gelinen bu durum piyasaların TL' ye olan güvenini zedeledi, yatırımcılar kendi mal varlıklarının güvenliğini sağlamak için diğer para birimlerine yöneldi" sözlerine yer verildi
Makalede Renaissance Capital (Ronesans Sermayesi) araştırma kurumu başkanı Michael Harris'in, ''Piyasalardaki bu oynaklık göstermektedir ki Türkiye kendi para birimini kontrol edememektedir. Eğer para birimi daha fazla düşerse Türk şirketlerini mahkum hale getirecektir. Dahası eğer durumun üstesinden gelinmezse durgunluk senaryosuna doğru (recession scenario) yönelecektir.'' sözleri yer aldı.
Makalenin son cümlesi ise, ''Nasıl bir çözüm gerekmekte? Türk ekonomisi nasıl bir yön kazanacak? sorusuna, Bunların hepsi Erdoğan'a ve alacağı kararlara bağlı. Bekleyelim ve görelim'' cümlesi ile bitiyor.
Dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi Endonezya 1998 yılında büyük ekonomik krize girmiş ve 30 yıldır ülkeyi yöneten Suharto devrilmişti. Endonezya yerli ve yabancı yatırımcılara verdiği güvence ve güçlü demokratik atılımları ile krizin üstesinden geldi. Endonezya şimdi Güneydoğu Asya'nın parlayan yıldızı ve Dünya'nın 16. büyük ekonomisi.
Endonezyalı ünlü ekonomist 2 yıl önce uyarmıştı
Endonezya'nın ünlü İslami ekonomisti Prof. Dr. Muhlis Yusuf, iki yıl önce vermiş olduğu röportajda, Bank Asya'ya yapılan haksız uygulamaların sadece Türkiye'de değil dünya ekonomi çevreleri tarafından ve İslami finans kurumuna sahip ülkelerce yakından takip edildiği bundan dolayı ekonomi yönetiminin dikkatli olması gerektiği uyarısını yapmıştı.