Rapora göre, Türkiye'deki pek çok sığınmacı çocuk, "keyfi uygulamalar" nedeniyle okula gidemiyor.
Raporda Türkiye'deki yasalara ve uluslararası hukuka göre bu çocukların eğitim hakkı olduğu belirtilerek, İçişleri Bakanlığı'na "Suriyeli olmayan sığınmacı çocukların eğitime erişimini engelleyen politikalarından vazgeçmesi" çağrısı yapıldı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Simon Rau, "Türkiye yasalarla ülkedeki tüm çocukların eğitim görmesini güvence altına almaktadır ancak birçok sığınmacı çocuk için bu, boş bir vaadden öteye geçmiyor. Türkiye'nin sığınmacı çocuklar dahil tüm çocukların okula gitmesini sağlamak için atabileceği makul adımlar var" dedi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Mart 2017'de, yaşları 5-17 arasında değişen 68 Afgan ve İranlı çocuğun aileleriyle görüştü. Görüşmeler sığınmacıların ikamet için yönlendirildikleri Denizli, Trabzon ve Gümüşhane'nin yanı sıra İstanbul'da yapıldı.
Binlerce kişinin, iş bulabilmek için İstanbul'a taşındıklarından hukuki bir statüye sahip olmadıkları ve gözaltına alınma riskiyle karşı karşıya kaldıkları belirtiliyor.
Türkiye'de yaklaşık 2,8 milyon Suriyeli ve başta Irak, Afganistan ve İran'dan olmak üzere farklı ülkelerden gelen 3 milyona yakın sığınmacı yaşıyor.
İnsan Hakları Gözlemevi, sığınmacıların yoksulluk nedeniyle çocuklarını okula gönderemediklerini de belirtiliyor.
Raporda, Türkiye'de 42 bin 221 Suriye dışındaki ülkelerden gelen okul çağındaki göçmen ve sığınmacı olduğu belirtiliyor. Ancak bu çocukların kaçının okula gidebildiği bilinmiyor.
Türkiye hükümetinin yapılan uluslararası bağışlar sayesinde tüm Suriyeli göçmen çocukları önümüzdeki yıl okula kaydettirme sözü verdiği, ancak diğer ülkelerden gelen göçmen çocuklar için benzer adımlar atılmadığı belirtiliyor.
Rapora göre, Türkiye'de sığınmacılara yönelik kanun ve uygulama, Avrupalı, Suriyeli ve Suriyeli olmayan sığınmacılar için farklılıklar taşıyor.
Suriyeli olmayanlar, onlar için belirlenen şehirlerde her iki haftada bir kayıt yaptırmak şartıyla yasal statüye sahip olabiliyorlar, ancak iş yokluğu gibi nedenlerle yaşadıkları şehri değiştiremiyorlar.
Örgütün röportaj yaptığı 7 çocuk, yasal statüleri olmadığı için okula gidemiyor. 2 çocuk, belgeleri olmayan 17 yaşındaki bir Afgan gencin İstanbul'da gözaltına alındığını ve sınır dışı edildiğini anlatıyor.
İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinde yaşayan 18 yaşındaki Şaruk, ailesinin sığınmacı olarak kaydolamadığını ve yaşları 6 ila 14 arasında değişen 5 kardeşinin belgeleri olmadığı için okula gidemediklerini anlatıyor.
Türkiye'de sığınmacı statüsü olma sürecinde olan çocukların okullara misafir olarak devam etmesine izin verildiği, ama İstanbul'da yaşamalarına izin verilmeyen ve Suriyeli olmayan sığınmacıların bu olanaktan yararlanamadıkları kaydediliyor.
Diğer şehirlerde yaşayan bazı çocuklar ise bu imkanın farkında değiller. Raporda çocukların yasal belgeleri beklerken okula devam edemedikleri için sınıf kaybı yaşamak zorunda kaldıkları da beliritiliyor.
Bazı ailelerse okul yöneticilerinin ya da yerel eğitim bakanlığı yetkililerinin keyfi uygulamaları nedeniyle çocuklarının okuldan uzak kaldığını söylüyor.
Yoksulluk da çocukların okula gitmeyip çocuk işçi olmaya itilmelerinde önemli bir unsur. 10'u İstanbul'dan olmak üzere görüşülen 19 çocuk ya çalışıyor, ya da iş arıyor. Düşük ücretlerde, sosyal güvenlikten yoksun koşullarda çalışmak zorunda kaldıkları belirtilen aileler, çocuklarının ulaşım, kırtasiye, üniforma gibi masraflarını karşılamakta zorlanıyor.
Göçmen ailelerin çocuklarını okuldan uzak tutan bir diğer etken de Türkçe bilmemeleri. Türkiye'deki halk eğitim merkezlerinin her yaştaki kişi için Türkçe dil kursu sağladığı, anacak kaydolabilmek için ülkede durumlarının yasallığını kanıtlama zorunluluğu olduğu belirtiliyor. Görüşülen çocukların hiçbirinin gittiği okulda ek Türkçe dersi bulunmuyor.