Türkiye'de son 5 yılda işlenen kadın cinayetlerini haritalandırarak Kadincinayetleri.org sitesine göre son 11 ayda, 71 kadına tecavüz edildi, 368 kız çocuğuna yönelik de cinsel istismar vakası tespit edildi.
Rapora göre, kadın cinayetlerinde faillerin yüzde 67'si "kocaları ya da eski kocaları, sevgilileri veya eski sevgilileri, ailelerindeki ve yakınlarındaki erkekler" tarafından öldürüldü.
Bağımsız iletişim ağı bianet.org'un medyaya yansıyan kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberlerine dayandırdığı araştırma raporundan ana başlıklar şu şekilde:
1 Ocak ve 20 Kasım 2016 tarihleri arasında 236 kadın erkekler tarafından öldürüldü
2010'dan bu yana öldürülen kadınların sayısı 1638
Aynı dönemde 71 kadına tecavüz edildi
368 kız çocuğu cinsel istismara uğradı
Cinayet sebebi boşanma ve ayrılma talebi
Rapora göre, kadınların yüzde 22'si boşanmak ya da ayrılmak istedikleri veya boşanmayı reddettikleri için öldürüldü.
Aynı raporda, 37 kadının eski koca veya eski sevgilileri tarafından, 121 kadının ise kocaları, sevgilileri ya da nişanlıları tarafından öldürüldüğü bildirildi.
BBC Türkçe'nin Kadincinayetleri.org'un veri tabanı üzerinde yaptığı incelemelere göre, öldürülen kadınların yüzde 40'ı 26 ile 40 yaş arasında; yüzde 30'u ise 19 ile 25 yaş arasındaydı.
2010'dan bu yana kaydedilen 1638 kadın cinayetinden 227'si İstanbul'dan. Onu sırayla 115 kadın ile İzmir, 110 ile Ankara, Adana, Gaziantep, Antalya, Mersin ve Diyarbakır takip etti.
İstanbul'dan medyaya yansıyan cinayetlerin çoğu, Fatih, Bağcılar, Beyoğlu, Ümraniye ve Küçük Çekmece'de gerçekleşti
Reddedilme, tartışma, kıskançlık, aldatılma şüphesi
Namus - töre, tartışma kavga, erkeğin reddedilmesi ya da terk edilmesi, maddi sebepler, kıskançlık, aldatılma şüphesi, cinsel saldırı ve kadınların karar ve tercihlerine ilişkin konular, cinayetler için gerekçe gösterildi. 'Trans cinayetleri' ağırlıklı görülen vakalardan biri.
Araştırmayı yürüten Bianet.org'dan Ceyda Ulukaya, erkeklerin ifadelerinde "kadının karar ve tercihleri" ve "erkeğin hizmet beklentisi" gibi nedenler olmasının "durumun absürdlüğünü gösterdiğini" belirtti.
BBC Türkçe'ye konuşan Ceyda Ulukaya, bu sebeple cinayetin nedeni veya gerekçesi demek yerine "bahane" kategorisi altında vakaları incelemiş.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'ndan Jandarma Komutanlığı'na farklı kurumların sorumluluk almayıp konuyu birbirlerine havale ettiklerini söyleyen Ulukaya, bu nedenle veri tabanını basında yer alan haberleri tarayarak oluşturduklarını belirtti.
'Kadına yönelik şiddet ve cinayetler artarak devam ediyor'
Ceyda Ulukaya'ya göre, "mahkeme aşamasında cezadan kaçmak ya da işin içinden sıyrılmak için kullanılan bahaneler sorunun toplumsal olarak ne kadar yerleşik olduğunu gösteriyor".
İller bazında bir karşılaştırmanın, ulaşılamayan, intihar olarak yansıtılan veya medyaya yansımayan cinayetler nedeniyle zor olduğunu söyleyen Ulukaya, haritalandırmanın kadın cinayetlerinin bölgelere dağılımıyla ilgili "önyargıları bozma amacı" taşıdığını belirtti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'ndan Gülsüm Kav da, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin 2010'dan itibaren "artarak devam ettiğini" vurguladı.
'OHAL dönemi, kadınların aleyhine işliyor'
Gülsüm Kav, "Sadece Koruma Kanunu'nun yeniden düzenlendiği 2012 yılında azalma var, sonra yeniden artış görünüyor. Kadınlar lehine siyasi ve yasal adım atıldığında cinayetler düşüşe geçti" diye açıkladı ve şöyle devam etti:
"OHAL'in başlamasından itibaren, yılın bir önceki dönemine göre, cinayetlerde iki kat artış var. 272 kadın ölümünün yarısı son üç ayda işlenen cinayetler. OHAL dönemi, kadınların aleyhine işliyor.
Kadın cinayetleri sadece kadınlar lehine siyasi ve yasal adım atıldığında düşüşe geçti
"15 Temmuz darbe girişiminin ardından gelen, demokrasi ve ifade özgürlüğüne yönelik baskı döneminde, şiddet ve çatışma da arttı. Bu, kadına şiddeti de artırdı. Kadınların haklarını geriletmeye dönük siyasetlerden, kadınlar çok büyük bir zarar görüyor.
Erdoğan: 'Cinsel istismar' düzenlemesi yeniden Meclis'e gelecek
"Kadınlar, kendi hayatına karar verme çabasına girince hedef oluyor. Ölümü, üst düzeydeki siyasetçilerin de olağanlaştırdığı bu dönemde, şiddete meyili olan erkekler cesaret kazanıyor ve kendilerini haklı hissederek bunları yapıyor.
"Son dönemde kadınlar, yürüyüşü ya da giyimi gibi yaşam tarzlarıyla ilgili kararları sebebiyle de, cinsel saldırı ve şiddete maruz kalıyor."
'Cinsel şiddet artık açık, aleni, yaygın'
Cinsel şiddette "yaygınlık" tehlikesine değinen Gülsüm Kav, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eskiden kuytuda köşede deneme cesareti bulunurdu. Artık gizli saklı değil; açık, aleni, yayılmış durumda. Bağdat Caddesi'nde, bir butiğin kabininde, otobüste taciz ve tecavüz olayları olduğunu biliyoruz."
2012'de yenilenen Koruma Kanunu'nun kadın hakları kuruluşlarını sevindirdiğini belirten Kav, "Elimizde iyi bir koruma kanunu var, o uygulanmıyor" diye konuştu;
"Kolluk güçleri kadını eve gönderiyor; savcı kanun kapsamındaki önlemleri, zorlama hapsini getirmiyor, o cezayı vermiyor. Adliyenin arka kapısından çıkıyor adam, kafasına koyduğu cinayeti işliyor. Polisler kadınlara 'Çok geliyorsun kağıtlarımızı bitiriyorsun' diyebiliyorlar - ki o kağıtlar, öldürülen kadın arkadaşlarımızın çantasından çıkıyor."