İklim uzmanlarınca oluşturulan Dünya Hava İlişkilendirme (WWA) girişimi tarafından yapılan araştırmanın bulgularında, "Yunanistan'ın yanı sıra Bulgaristan ve Türkiye'nin bazı kesimlerini içeren geniş bölgeye ilişkin olarak, insan kaynaklı iklim değişikliğinin gözlemlenen boyuttaki bir olayı 10 kata kadar daha olası ve yüzde 40'a kadar daha şiddetli kıldığını bulduk" denildi.
Araştırma, Libya'da görülen boyuttaki aşırı yağışların da "1,2 santigrat derece daha soğuk bir iklime kıyasla 50 kata kadar daha olası ve yüzde 50'ye kadar daha şiddetli hâle geldiğini" ortaya koydu.
ABD, Almanya, İngiltere, Hollanda ve Yunanistan'ın araştırmacılar, söz konusu çalışma kapsamında, insanların sebep olduğu iklim değişikliğinin sellere neden olan aşırı yağışların gerçekleşme olasılığı ve şiddetinde ne derece rol oynadığını inceledi.
Daniel kasırgasının vurduğu Libya'da 10 Eylül'de iki barajın çöktüğü Derna kentinde 3 bin 958 kişinin, ülkenin geri kalanında ise 170 kişinin seller nedeniyle hayatını kaybettiği ve 10 binden fazla insanın da hâlen kayıp olduğu belirtilen WWF raporunda; Türkiye'de yedi, Yunanistan'da 17, İspanya'da altı, Bulgaristan'da da dört can kaybı yaşandığı hatırlatıldı. Aşırı yağışlara bağlı sel nedeniyle yaklaşık iki hafta önce Kırklareli'nde beş, İstanbul'da ise iki kişi hayatını kaybetmişti.
İnsan faktörü
Araştırmayı gerçekleştiren bilim insanları, sel bölgelerindeki binaların ve barajların bakımı iyi yapılmadığı takdirde, aşırı hava olaylarının Libya'daki gibi bir felakete dönüşebileceğini belirtti.
Araştırmaya göre, Yunanistan'daki ormansızlaştırma ve Libya'daki çatışmaların sonuçları gibi diğer faktörler de felaketlerin boyutunda rol oynadı.
Hollanda merkezli Kızılhaç-Kızılay İklim Merkezi'nin direktörü Julie Arrighi, Libya'daki sel felaketiyle ilgili yaptığı değerlendirmede, "Bu yıkıcı felaket, iklim değişikliğinin körüklediği aşırı hava olaylarının insan faktörüyle birleştiğinde ne kadar büyük sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor" dedi.
Arrighi, bu tip felaketlerin sıradanlaşmasının önüne geçilmesinin ise mümkün olduğunu söyledi. Arrighi, söz konusu çözümlerin arasında acil durum yönetiminin güçlendirilmesi, hava tahminlerinin geliştirilmesi, uyarı sistemleri ve geleceğin iklimine uygun tasarlanan altyapı gibi önlemlerin bulunduğunu belirtti.