İklim değişikliğini önlemek için ülkelerin uzlaştıkları Paris Anlaşması'ndan sonra enerji politikaları enerji politikaları çevreci sivil toplum örgütleri ve devlet temsilcilerinin katılımıyla ele alındı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın çevrecilerin düzenlediği bir toplantıya üst düzey bir yetkili göndermesi Paris'in yansıması olarak değerlendirildi.
Önde gelen çevreci sivil toplum kuruluşlarından olan TEMA, WWF ve Greenpeace dün İstanbul'da Paris Anlaşması Sonrası Enerji Politikaları Paneli başlıklı bir panel düzenledi. Yöneticiliğini TEMA Vakfı Genel Müdürü Barış Karapınar'ın yaptığı panele Almanya'nın Agora Enerji Dönüşümü Ajansı Direktörü Yardımcısı Markus Steigenberger, GÜNDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kemal Bayraktar, TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Ş. Açıkalın katıldı.
Panelin yöneticisi TEMA Vakfı Genel Müdürü Doç. Dr. Barış Karapınar, Paris Anlaşması'nda ülkelerin beyan ettikleri sera gazı indirimlerinin 3-4 derecelik sıcaklık artışı getireceğini söyledi. Bununla, 1,5 derecelik hedefle niyet arasında büyük bir uçurum olduğuna dikkat çekti. Karapınar, bu ciddi uçurumu kapatmak için hızlıca karbonsuzlaşarak yenilenebilir enerjiye dönülmesi ve fosil yakıtların da önemli bölümünün yer altında bırakılmasının şart olduğunu söyledi.
TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Serdar Ataseven rüzgâr enerjisinde Türkiye ve dünyadaki durumu anlattı. Dünyada 340 gigavat kurulu gücünde rüzgar santrali olduğunu belirten Ataseven, Türkiye'de ise 4800'e megavata ulaştığına dikkat çekti. Türkiye'de kurulu gücün 6 yıldır artmasına rağmen yetersiz olduğuna dikkat çeken Ataseven, Türkiye'nin yüzölçümünün yarısı kadar olan Almanya'daki kurulu gücün 10 kat fazla olduğunu belirtti. Ataseven'in verdiği bilgiye göre Türkiye'de 2015'te 956 megavat santral işletmeye alındı. 2023 hedefi 20 bin megavat. Bu hedefe ulaşmak için her yıl 2 bin megavat işletmeye alınması gerekiyor. Bunun içinde Türkiye'nin daha planlı bir politika geliştirmesi şart.
TÜRKİYE POTANSİYELİNİ BİLMİYOR
Panelde dinleyicileri güldüren diyaloglar da yaşandı. GÜNDER Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Kemal Bayraktar şuanda Türkiye'nin elektrikteki kurulu gücü 73 bin gigavat olduğunu, güneşte ise bu rakamın sadece 2490 megavatının güneş olduğunu kaydetti. Bayraktar, Anadolu'da üretebilecek güneş enerjisi 500 bin gigawat olduğunu dile getirdi. Bu arada söz alan Markus Steinberger, Almanya'nın yüzölçümünün Türkiye'nin yarısı kadar olmasına, güneş ışınımının da düşük olmasına rağmen toplam güneş potansiyelinin 275 bin gigawat olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nin potansiyelinin 500 bin megawattan daha yüksek olması gerektiğine dikkat çekti. Yabancı konuktan gelen uyarı üzerine Bayraktar, devletin rakamlarına güvenmediğini söyledi.
MAÇ KEYFİ BOZULMASIN DİYE DOĞALGAZA GEÇTİK
Enerji İşleri Genel Müdür Yardımcısı Nilgün Açıkalın, bugüne kadar yenilebilir enerjiye ağırlık verilmemesinin bu konuda ileri ülkelerdeki eskimiş sistemlerin Türkiye'ye girişine engel olma gerekçesine bağladı. Arz güvenliğini ön planda tuttuklarını söyleyen Açıkalın doğalgaz santrallerine hızlı geçişin bir amacının da maç olan saatlerde elektrik kesilmemesi olduğunu kaydetti. Açıkalın, Türkiye'de enerji ihtiyacının ekonomiden daha fazla büyüdüğüne dikkat çekerek bu sebeple daha önceki yıllarda arz güvenliğine odaklanıldığını anlattı. Açıkalın, gelinen noktada enerji üretiminin yarısı bu kaynaktan karşılanmaya başladığını bu durumun bölgesel dengelerle riskli hale geldiğini anlattı. Açıkalın, iletim hatlarının da elektriğin yüzde 70'inin fosil yakıtlardan gelecek enerjiye göre yapılandırıldığını söyledi. Petrol fiyatlarının düşmesi, doğalgaz fiyatının yüksek kalması ve Paris İklim Zirvesinden sonra enerji sektöründe dengelerin değiştiğini ifade etti. Açıkalın, Bakanlığın yeni düzenlemelerle yenilenebilir ve yerli enerji kaynaklarına ağırlık vermeyi, enerji iletim hatlarını da buna göre inşa etmeye ağırlık verdiğini anlattı.
Almanya'dan Agora Enerji Dönüşüm Ajansı İcra Direktörü Yardımcısı Markus Steigenberger, yenilenebilir enerjide maliyetin çok düştüğünü anlattı. Paris anlaşmasından sonra Almanya'da kömürü terk etme tartışmasının yerini bunu nasıl yapılacağına kaydığını dile getirdi. Steigenberger, ülkesinde önümüzdeki günlerde hükümetin geniş katılımlı bir toplantı yapacağını dile getirdi. Steigenberger'in verdiği bilgiye göre Almanya'da geçen yıl enerjinin yüzde 33'ü yenilebilir kaynaklarından üretildi. Almanya'nın 'Energiewende' adı verilen enerji dönüşümüyle 50 yıllık süreçte istihdam ve yeni bir endüstri kazandı. Türkiye'nin yenilebilir enerjiye geçişinin daha avantajlı. Nükleer santral Almanya için gereksiz. Bir 20 yıl sonra Türkiye'de aynı noktaya gelecek. Steigenberger, "Her ülkenin kendi tercihi ama ben ülkeniz idarecilerinin yerinde olsam nükleer santral kurmazdım" dedi.
CİHAN