Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 76. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta ABD yönetimiyle ilişkileri iyileştirmede ilerleme olmadığı gerekçesiyle Rusya’yla işbirliğini vurgulayan açıklamaları gündemde. Erdoğan, henüz ilk parti kullanımıyla ilgili bilgi verilmeyen ve ABD’yle askeri – teknik müzakerelere konu olan S-400 hava savunma sisteminde ikinci partiyi satın alacaklarını söyledi.
Voa'dan Yıldız Yazıcıoğlu'nun haberine göre, Erdoğan’ın Rusya’dan ikinci parti S-400 füze sistemi alımını gündeme getirmesinin zamanlaması dikkat çekti. Erdoğan bu açıklamayı, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın Washington’da gerçekleştirdiği siyasi teknik müzakerelerden hemen sonra, ABD Başkanı Joe Biden'la ikili görüşmesinin olmadığı New York ziyareti sırasında yaptı.
Erdoğan, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile Soçi’de görüşmesi sırasında, açıkça belirtmeden ancak S-400 hava savunma füze sistemine işaret ederek, “attığımız adımlardan geri dönmemiz mümkün değil” mesajını verdi.
Erdoğan’ın son açıklamasıyla Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sisteminde ikinci partiyi de satın alacağının kesinlik kazandığı görüşü dile getiriliyor. Türkiye’nin ikinci parti füze sistemini satın alma yönünde süreci başlatacak olması, Ankara – Moskova hattındaki ilişkilerdeki son tarihsel süreçteki açıklamalar itibariyle sürpriz kabul edilmiyor. Türkiye’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sınır ihlali gerekçesiyle 24 Kasım 2015’te Rus askeri uçağını düşürmesi sonrasında Rusya ile ilişkileri geliştirmeyi de amaçlayan S-400 hava savunma sistemi satın alma hamlesi kapsamında ikinci parti için de söz verdiği vurgulanıyor.
Savunma uzmanı Arda Mevlütoğlu’na göre, Türkiye’nin hava savunması ihtiyacı bakımından F-35 askeri uçak teknolojisinden mahrum bırakılması nedeniyle yakın gelecekte askeri uçak alımı için başka ülkelerle temas kurması muhtemel. Ancak bunun Rusya olabilmesi, Ankara – Moskova hattındaki Suriye başlıklı sıkıntıların yanı sıra, Türkiye’nin NATO üyesi kimliği gibi pek çok faktör nedeniyle çok kolay değil.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Mevlütoğlu, ikinci parti S-400 hava savunma sistemi alımı yapılmasını Moskova’nın ilk parti alım anlaşmasına seçenek olarak koyduğunu ancak her iki tarafça bunun olacağı yönünde açıklamalar yapıldığını anımsattı. Türkiye’nin coğrafi konumu ve yüzölçümü genişliği gerekçesiyle hava savunmasını güçlendirmek istediğine işaret eden Mevlütoğlu, bunun için Türkiye’nin Patriot füze sistemi satın almayı da tercih edebileceğini ancak ABD tarafıyla pazarlıktan sonuç alınamamış göründüğünü söyledi.
İkinci parti S-400 sistemiyle teknoloji transferi olacak mı?
Savunma uzmanı Mevlütoğlu, açık kaynak bilgiler itibariyle birinci parti S-400 hava savunma sistemini Türkiye’nin hali hazırda Ankara Mürted Hava Üssü’nde konuşlandırdığı bilgisi bulunduğunu dile getirdi.
Türkiye ile Rusya’nın 2017 yılı Nisan ayında imzaladığı sözleşmeyle 1-1 şeklinde füze sistemi satın alınmasında mutabık kalındığını anımsatan Mevlütoğlu, “Sözleşmedeki 1+1 modeliyle birinci sistem alınması kesindi ancak ikinci parti sistem alınması opsiyoneldi. Bu seçenek aslında yerli savunma sanayine katkı payı, belirli konularda teknoloji transferi yapılmasını içeriyordu” tespitini aktardı. Dolayısıyla Mevlütoğlu, sözleşmede ikinci parti seçeneği için Türk savunma sanayini geliştirecek teknoloji bilgisi aktarımı yapılması kurgusu bulunduğunu vurguladı.
Bu çerçevede, Türkiye’nin ikinci parti S-400 hava savunma sistemi satın almasının, aslında Rusya’nın Ankara’ya teknoloji transferi yapması şartıyla olması beklenebilirdi. Ancak Türkiye’nin Rusya’dan ilk parti S-400 hava savunma sistemini satın alması sonrasında herhangi bir şekilde teknoloji transferi için işbirliği yapıldığına ilişkin açık bir kaynak bilgisi gündeme gelmedi.
Türkiye’nin uzun menzilli hava savunma sistemi açığını kapatması gerektiğine ilişkin stratejik ve diplomatik boyutlu pek çok açıklama yapıldığını hatırlatan Mevlütoğlu, eldeki mevcut S-400 sistemiyle ilgili şu açık kaynak bilgilerini özetledi: “Temmuz 2019’da Ankara’da Mürted Hava Üssü’ne konuşlandı, 2020 yılı boyunca faal hale getirilmek için çalışıldı ve sonrasında Karadeniz’de denemesi yapıldı. Şu anda sistemdeki konuşlanma durumunu ve işlerliğini bilmiyoruz. Açık kaynak bilgisi olarak halen Ankara Mürted Üssü’nde olduğunu düşünüyoruz.”
ABD’den ek yaptırımlar kapıda mı?
Arda Mevlütoğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz Haziran ayında ve son olarak Eylül ayı başında ABD’yle müzarekeler çerçevesinde Patriot sistemi satın alma ihtimali bulunduğu açıklamalarını anımsattı. Benzer şekilde Türkiye’nin alternatif olarak İtalya – Fransa menşeili Samp-T füze sistemi satın alınabileceği açıklamalarının yapıldığını kaydeden Mevlütoğlu, “Erdoğan’ın son açıklaması ve ABD yönetimine tepkisi, bize bu konuda pazarlıktan sonuç alınamadığını düşündürüyor. Patriot sistemi alımına dair herhangi bir gelişme ya da potansiyel gözükmüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Washington yönetimi Türkiye’ye yönelik ilk CAATSA yaptırım kararını Rusya’dan S-400 hava sistemi satın alınmasıyla birlikte hayata geçirmişti. Peki Türkiye’nin ikinci parti satın alma kararıyla birlikte ABD nasıl tepki gösterecek? Bunu sorduğumuz Mevlütoğlu, “İlave CATSAA yaptırımları uygulaması kesin. Amerikan yönetimi farklı vesilelerle yaptığı açıklamalarda Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını teyit ediyor. Rusya’dan ikinci parti satın alımında somut bir aşama kaydedilmesi üzerine hemen ABD yönetimince ilave CATSAA yaptırımları adımı atılması beklenecektir. ABD ile askeri alanda zayıflamış bir işbirliğinden bahsedebiliriz. Bu anlamda ilişkilerin iyice kopması sözkonusu olabilir, Türkiye’nin de karşı adımlar atması beklenebilir. Amerikan yönetimince nasıl bir sertlikte adım atılacağıyla Türkiye’nin vereceği karşılık da değişecektir” dedi.
“Rusya geleneksel olarak ortak üretime istekli değil”
“Türkiye’nin Rusya’yla savunma sanayi işbirliğini derinleştirmesi mümkün ama çok kolay değil” diyen Arda Mevlütoğlu, Rusya’nın geleneksel olarak ortak üretim ve teknoloji transferi konusunda istekli bir ülke olmadığını belirterek, bunun da Türkiye’nin kendi yerli savunma sanayini geliştirme amacına hizmet etmeyeceğini işaret etti.
Rusya’nın Çin veya Hindistan’la da verimli bir geçmişi olmadığını kaydeden Mevlütoğlu, savunma sanayinde işbirliği olması için ortak üretim, teknoloji transferi gibi koşullardan öte siyasi, stratejik ve diplomatik faktörler bulunduğunu söyledi. Rusya ile Türkiye ilişkilerinde Suriye gibi sorunlu konular bulunduğuna dikkat çeken Mevlütoğlu, uluslararası arenadaki faktörleri de vurgulayarak, “Savunma sanayi alanında işbirliğini geliştirmek ancak iki ülke arasında stratejik işbirliğinde derinlik sağlanmasıyla mümkünken, bu çok kolay olmayacaktır. Savaş uçağı özelinde Türkiye’nin, Rusya dahil, alternatifleri değerlendirmesi beklenmeli çünkü bu konuda çok ciddi açık var. Rusya’nın olabilirliği ayrı bir konu ama bunun tartışmaya açılacağını değerlendirmeliyiz” tespitini paylaştı.