Aşı çalışmalarında başarılarla birlikte ülkeler satın alma anlaşmalarını hızlandırdı. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere’den sonra 8 milyon nüfuslu İsrail, Pfizer/BionTech aşısı için 8 milyon adetlik sözleşme yaptı.
Avrupa Birliği’nin de yüzde 95 başarı açıklayan şirkete 300 milyon doz karşılığında 4.6 milyar euro ödeyeceği kaydedildi. Brüksel’in ‘Alınan miktarın ABD’ye yönlendirilmemesi’ için bir de tazminat maddesi koydurduğu öne sürüldü.
İMZA ATILSIN YETERLİ MİKTAR GARANTİ ALTINA ALINSIN
Türkiye’de ise Sağlık Bakanı Koca, BionTech ile 1 milyon doz, Çin şirketiyle 10 milyon dozluk planlamayı işaret etti. Rus ve Çin aşılarında ‘işbirliği’ vurgusuna rağmen net bir satın alma anlaşması açıklanmadı.
Vakalardaki patlamaya rağmen dile getirilen miktarların yetersizliği acil bir planlamanın gerekliliğini ortaya koydu. Her iki çalışmada diğer adaylar kadar somut netice elde olmaması da vatandaşta tedirginlik oluşturdu.
İŞTE CEVAP BEKLEYEN SORULAR
KİME SINOVAC KİME BIONTECH?
Başarısı tartışmalı Çin ve Rus aşısına karşı neden daha garantili alternatifler oluşturulmuyor?
Hastaların tamamını aşılayacak kadar doz tedariğine ilişkin somut bir planlama yapıldı mı?
Aşının 81 ile nakli ve depolaması konusunda oluşturulmuş bir organizasyon mevcut mu?
‘BionTceh aşısı kime Çin aşısı kime yapılacak’ konusu hangi kritere göre belirlenecek?
ÇİN AŞISINA KALMAYALIM
Salgın ilk döneminden çok daha ağır seyrederken, insanlık gözünü laboratuvara çevirdi. Başkentler, ilerleme kaydeden aşıları satın almaya başladı.
AB 4,65 milyar euro bedelle yüzde 95 etkili Pfizer-BioNTech aşısından 300 milyon doz tedarik etti. Aynı aşıdan 83 milyonluk Türkiye’ye ise sadece 1 milyon doz gelecek.
Tıp otoritelerince tartışmalı görülen Çin aşısından da 10 milyon doz alınacak. Bu miktarların yetersizliği, vaka ve ölüm sayılarında büyük artışın yaşandığı süreçte somut bir planlamanın oluşturulmasını gerekli kılıyor.
Koronavirüslü hayatta bir yıl geride kaldı. Dünya, küresel salgını büyük oranda sonlandıracağı düşünülen aşı çalışmalarına kilitlendi. Aşı çalışmalarının beşinde ilerleme var.
Bunlar Amerikan Pfizer ile Türk bilim insanları Prof. Dr. Uğur Şahin’in ile Dr. Özlem Türeci’nin kurucu ortağı olduğu Alman biyoteknoloji firması BioNTech’in aşısı, İngiliz AstraZeneca’nın Oxford Üniversitesi ile geliştirdiği aşı, Amerikan Moderna’nın aşısı ile Rus Sputnik V aşısı ile Çin aşısı olarak bilinen Sinovac firmasının CoronaVac adlı çalışması.
Türkiye’nin bu süreçte nasıl bir yol haritası izleyeceği merak konusu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Alman BioNTech ile Pfizer firmalarının geliştirdiği aşıya Aralık ayında ruhsat verilebiceğini ve ilk etapta Türkiye’ye 1 milyon doz tedarik edileceğini duyurdu.
Çin’in geliştirdiği aşıyla ilgili de bilgi veren Koca, bu aşının ruhsat alması durumunda Aralık ayında 10 milyon ve ocak ayında da 20 milyon doz satın alınabileceğini kaydetti. Koca konuyla ilgili sözleşmelerin birkaç gün içerisinde imzalanacağını söyledi.
BioNTech-Pfizer işbirliğinde geliştirilen aşının 2021 yılında tedarik miktarının 25 milyon doza çıkabileceğini dile getirdi. Ancak aşıların hangi firmalardan tedarik edileceği, kime hangisinin yapılacağı, aşının nakli ve muhafazasının nasıl gerçekleşeceği soru işareti.
Öte yandan Pfizer ve BioNTech, aşılarının koruma özelliğinin yanı sıra iyi bir güvenlik kaydına sahip olmasının, acil kullanıma uygun olduğu anlamına geldiğini açıkladı. Acil kullanım için ABD Gıda ve İlaç Dairesi’ne (FDA) başvuruda bulunan Pfizer ve BioNTech, Avrupa’da da halihazırda kurumlara müracaat etmeye başladı.
Avrupa Birliği’nin Pfizer-BioNTech ile anlaşması kapsamında 300 milyon doz karşılığında 4,65 milyar euro (Yaklaşık 42 milyar Türk lirası) ödeyeceği açıklandı. İki doz halinde uygulanan aşının maliyeti Avrupa’da 31 euroya (280 TL) denk geliyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da beş gün önce yüzde 95 etkili olan aşının tedariki için anlaşma imzaladıklarını duyurdu. 8 milyon nüfuslu İsrail’in Pfizer ve Alman ortağından 8 milyon doz aşı alacağı belirtilirken, anlaşmanın detaylarına ilişkin açıklama yapılmadı.
Daha önce ABD, AB ve İngiltere’nin firmalarla anlaşma yaptığı ve aşının yüzde 80’inin dünya nüfusunun yüzde 14’ünü oluşturan bu ülkelere gideceği belirtilmişti.
Aşının yaş, etnik grup ve cinsiyete karşı tutarlılık gösterdiği açıklanmıştı. Pfizer, 2020’de aşıdan 50 milyon, 2021’in sonuna kadar da 1,3 milyar doz üretilmesini planlıyor.
Çin’in CoronaVac aşısının 2-8 derece sıcaklıkta üç yıl boyunca muhafaza edilebileceği belirtildi. Pfizer-Biontech aşısının ise -70 derecede sevkiyatının yapılması gerekirken aşının normal buzdolabı sıcaklığında 5 gün dayanabileceği ifade ediliyor.
Moderna’nın aşısının 30 gün boyunca normal buzdolabında saklanabileceği, altı aya kadar kullanım için ise -20 derecede tutulması gerektiği ifade ediliyor. Etkin aşının bulunması kadar tedarik zincirinin oluşması ve insanlara ulaştırılması da tartışmalı bir konu.
Prof. Dr. Mehmet Ceyhan aşının eksi 70 derecelik dolaplarda saklanması gerektiğini söylemişti.
Ceyhan “Çin aşısı sıcaklığa daha dayanıklı ancak diğeri düşük derecede çabuk bozuluyor. İllerde depolar kurmanız lazım. Hiçbir ülkenin böyle bir hazırlığı yok. Eczanelerde, aile hekimlerinde normal buz dolapları var. O aşı buralarda saklanamıyor” demişti.
Rus aşısı Sputnik V’nin Avrupa’daki ilk alıcısı Macaristan olurken, Çin ve Rus aşılarına dair soru işaretleri henüz giderilemedi. Uluslararası tıp dergilerinde bu çalışmaların belirli aşamaları kaydetmeden insanlar üzerinde denenmesine ilişkin yayınlar yapılmıştı.
Ancak Amerikan Pfizer ile Alman BioNTech’in aşısının yanı sıra Çin’in CoronaVac aşısında Faz-3 çalışmalarına katılan Türkiye’de yeni bir döneme girildi.
700’ün üzerinde sağlık çalışanı üzerinde denenen ve antikor oluşturan Çin aşısı, pazartesi gününden itibaren gönüllü vatandaşlar üzerinde denenecek. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları
Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Çelen, Çin aşısı denemelerinde yüzde 92 ile 98 arasında bir oranda koruyuculuk görüldüğünü belirterek, “Artık toplum gönüllülerine yönelik aşı çalışmamıza başlayacağız” dedi.
Gönüllülerin 18-59 yaş aralığında olması ve daha önce Kovid-19 geçirmemiş olması gerekiyor. Bakanlığa göre Çin aşısının önemli bir yan etkisi bulunmuyor.
Aşılamanın devam eden aşamalarında her 500 gönüllüde ara değerlendirme raporları hazırlayan Bakanlık “6 Kasım tarihinde 518 kişi ile hazırlanan ara güvenlilik raporuna göre, aşının önemli bir yan etkisinin bulunmadığı tespit edildi.
En sık görülen yan etkiler yorgunluk (yüzde 7,5), baş ağrısı (yüzde 3,5), kas ağrısı (yüzde 3), ateş (yüzde 3) ve enjeksiyon yerinde ağrı (yüzde 2,5) olarak raporlandı.
Bağımsız veri izleme komitesi, ara güvenlilik raporunu eldeki verilerle değerlendirmesinde aşının güvenliliği ile ilgili çekinceleri olmadığını bildirdi” açıklaması yaptı.
Çin aşısı toplam 12 bin 450 gönüllüye uygulanacak.
PLAZMA ARTIK YETMİYOR
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık “Kan ve plazma bağışı artmazsa alarm verebiliriz. Zorlu bir 3 ay geçireceğiz.
Günlük 400-500 civarında olan immün plazma talebi 1000’lerin üzerine çıktı. Plazma ihtiyacını karşılayabilecek şekilde bağış almamız gerekiyor” dedi.