Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, "Türkiye'nin, genç ve dinamik insan unsurunu heyecanlandıracak hikâyeye ihtiyacı var. O hikâyenin de inandırıcı olması gerekiyor." dedi. Özince, istikrarsızlık ortamının bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi.
Dinamik Toplumlarda Uluslararası Yönetim Geliştirme Derneği (CEEMAN) tarafından, "Güneydoğu Avrupa İş Dünyasının Günümüz ve Geleceğe Dönük İhtiyaçları ve Yönetici Eğitimi Yansımaları Forumu", İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) evsahipliğinde düzenlendi. Forumun misafiri olan Özince, "Bölgenin Makro-Mikroekonomik ve Sosyal Perspektifi" başlıklı bir konuşma yaptı. Forumu, CEEMAN Başkanı Danica Purg ve İEÜ Rektörü Prof. Dr. Oğuz Esen açtı. Ülkelerin şirketler gibi iyi yönetilmesi gerektiğini, Türkiye'nin yeni bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu belirten Yönetim Kurulu Başkanı Özince, "Türkiye, genç işsizlikte başarılı olamayan ülkelerden bir tanesi. Öyle durduk yere ekonomilerde mucizeler olmaz. Refah ve istihdam yönünde ekonomi insanlara dokunuyorsa iyidir. Türk Lirası'nın değer kaybından daha önemlisi, döviz hesaplarına olan rağbet arttı. Bunların toplam mevduat içindeki oranında artış oldu. Bu da istikrarla ilgili kaygılarından olmuş olabilir." dedi.
'İSTİKRARSIZLIK ORTAMI BİR AN ÖNCE SONA ERMELİ'
Türkiye'de özellikle istikrarsızlık ortamının bir an önce sona ermesi gerektiğini vurgulayan Özince, şunları ifade etti: "Parasal, finansal demiyorum, sosyal, siyasal, hukuksal, devletin çalışması açısından Türkiye'nin istikrarsız bir yer olmadığını kendimize ve dünyaya anlatmamız gerekir. Bizimki gibi ülkelerde piyasalar sığ. Bir miktar terse hareketler olduğunda aktif değerlerimiz, kendi ülkemizin parası bile değer yitirebiliyor. Dolayısıyla iyi yönetilirse istikrarın faydalarını yıllarca gördük. Birçok unsurlar açısından güvenin oluşturulması gerekir."
'BANKACILIK SEKTÖRÜ YATIRIMCILARIN İŞTAHINI KAÇIRDI'
Türkiye'de bankacılık alanındaki eğitimin geliştiğini de aktaran Ersin Özince, "Eskiden Türkiye'den bankacılık üzerine eğitim için Londra'ya giderken şimdi oradakiler, Türk bankacılık sektörünü merak eder hale geldi." diye konuştu. Bankacılıkta uzun zamandır kazanç alamayan, hisse değerlerinin düştüğünü gören yatırımcıların iştahının kaçtığını fakat bunun, Türkiye'de sektörün gelişmeye devam etmeyeceği anlamı taşımadığını, hala gelişme yönünde potansiyeli bulunduğunu ifade etti.
'ULUSLARARASI FİNANS SİSTEMİNİN HOMOJEN OLMAYIŞI EN ÖNEMLİ SIKINTILARDAN'
Uluslararası finans sisteminin homojen olmayışının, globalleşen dünyanın en önemli sıkıntılarından birisi olduğunu anlatan Özince, "Şu anda bütün dünya, bir FED'in faiz kararını bekliyor. Dünyada hala çok ciddi ulusdevlet tanımları, ulusal ekonomi endişeleri var. Dünya borsaları da birleşik kaplar gibi çalışıyor. İki unsur var, biri bankacılık sistemi, diğeri de sermaye piyasaları. Türkiye'de her ikisi de çok sığdı. 2001 krizinden sonra bankacılık sistemi oldukça yapılandırılıp gönüllü ve imkanı olan hissedarlara intikali sağlanabildi ama bankacılık sistemimizde, ekonomideki güçlü büyümeyle beraber süren hızlı gelişme ve verimlilik yavaş yavaş azaldı. Basel prensiplerinde, sermaye yeterlilik prensiplerindeki gelişmeler bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin önünü de ciddi olarak kesti." şeklinde konuştu. CİHAN