TEMA Vakfı bu günde çölleşme ve kuraklık nedeniyle ortaya çıkan göç krizinden en çok kadınlar ve çocukların etkilendiğini hatırlattı ve arazi restorasyon çalışmalarının önemini vurguladı.
‘Afrika kıtası büyüklüğünde arazi tahrip oldu’
*Dünyada arazi tahribatının boyutları ürkütücü seviyeye geliyor. 2019 BM Arazi Raporu’nda 30 milyon km2 yani yaklaşık Afrika kıtası büyüklüğündeki arazi varlığının tahrip olduğu dile getiriliyor. Bu tahribatın içinde dünyanın yüzde 45’ini ve dünya nüfusunun üçte birini oluşturan kurak alanlar önemli yer teşkil ediyor. Zor koşullara adapte olmuş fakat kırılgan bir ekosisteme sahip olan kurak alanlar dünya ekili tarım arazilerinin yüzde 44’ünü, canlı hayvan varlığınınsa yüzde 50’sini barındırıyor. Gıda güvenliği açısından önemi tartışmasız olan bu alanların yüzde 20’sinde çölleşme görülüyor. Çölleşen arazilerin yüzde 87’sinde ana nedeni erozyon teşkil ediyor, iklim değişikliğiyse süreci hızlandırıyor.
‘Yedi buçuk İstanbul büyüklüğünde tarım arazisini kaybettik’
*Toprak verimliliğinin azalması doğal olarak ekonomik kayıplara da neden oluyor. Çölleşmenin yıllık maliyetinin ülkelerin gayrisafi milli hasılasının (GSMH) yüzde 4-8’i olduğu tahmin ediliyor. Bu oranın 2050 yılında yüzde 40’lara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu durum, çölleşme, kuraklık, erozyon ve toprak bozulumu ile mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.
*Ülkemizin yüzde 50,9’u orta, yüzde 22,5’i de yüksek derecede olmak üzere toplam yüzde 73,4’ü çölleşme tehlikesi altında. Ülkemizde erozyon, çölleşme nedenlerinin başında geliyor. Tarım arazilerinin yüzde 39’unda, mera arazilerininse yüzde 54’ünde erozyon görülüyor. Öte yandan büyüyen kentler verimli tarım arazilerinin azalmasına sebep oluyor. Tarım arazilerimiz, 1990-2022 arasında yaklaşık 4 milyon hektar azalarak 27,9 milyon hektardan, 23,9 milyon hektara geriledi. Bu da yaklaşık yedi buçuk İstanbul büyüklüğünde tarım alanının kaybedilmesi demek oluyor.
‘Göç krizi en çok kadın ve çocukları etkiliyor’
‘Çözüm yine topraktan geçiyor’
*İklim değişikliğiyle mücadele için de restorasyon çalışmalarının büyük önemi bulunuyor. Birleşmiş Milletler tarafından 2030’a kadar tahrip edilmiş arazilerin yüzde 30’unda restorasyon çalışmalarının yapılması hedefleniyor. Gıda güvenliğini sağlamak, iklim değişikliğine karşı dirençli olmak ve kuraklıktan daha az etkilenmek için çölleşmeyle mücadele büyük önem taşıyor. Çölleşmeyle mücadele bugünün yaşanan sorunlarını azaltmak, geleceği kazanmaktır.