Tarım ve gıda ürünleri ihracatında geniş bir yelpazeye sahip olan Türkiye, başta meyve ve sebze olmak üzere, fındık, zeytinyağı, kuru meyveler, baklagiller ve bal gibi birçok ürünü Avrupa ve dünya pazarlarına sunuyor.
Ancak son dönemde ihraç edilen ürünlerin pestisit, aflatoksin gibi çeşitli nedenlerle Türkiye'ye iade edildiği sıklıkla kamuoyuna yansıyor.
DW Türkçe'de yer alan habere göre Avrupa Komisyonuna bağlı Alarm ve Dayanışma Ağı'nın (ACN) 2023 raporuna göre Türkiye, geçen yıl AB sınırlarında gıda güvenliği risklerine ilişkin yapılan geri bildirimlerde 408 bildirimle ilk sırada yer aldı. Türkiye'yi Çin (333) ve Hindistan (303) takip etti.
En çok bildirim yapan ülkeler ise Almanya, Hollanda ve Belçika diye sıralandı.
Avrupa Komisyonu, gıda ve yemlerde yapılan kontroller sırasında tespit edilen gıda güvenliği risklerini, Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalı üzerinden herkesin erişimine açık olacak şekilde bildiriyor. Komisyona bağlı Alarm ve Dayanışma Ağı (ACN) ise RASFF portalındaki bildirimlerin de dahil olduğu senelik raporlar yayınlanıyor.
Rapora göre, önceki yıllarda olduğu gibi, RASFF bildirimlerinin üçte birinden fazlasını sınır retleri oluşturdu. Pestisit kalıntısı sorunları en çok Türkiye'den gelen meyve ve sebzelerle ilgili oldu. Meyve ve sebze sevkiyatlarındaki pestisit kalıntılarına ilişkin Türkiye hakkında 168 bildirim yapıldı.
Yasaklı pestisitler hala sofrada
Pestisitlerin kullanım amacı, böcek gibi bitki zararlılarını ya da yabani otları önlemek veya azaltmak olsa da bu kimyasal maddeler hedef zararlıya seçicilik göstermediği için hedef dışındaki canlılara da zarar verebiliyor.
Bir pestisit için çeşitli sağlık zararlarına yol açtığına ilişkin kanıtlar biriktikçe kullanımına sınırlama ya da yasaklama getiriliyor. Ancak bir pestisite yasaklama getirilmesi o pestisitin gıda sisteminden çıktığı anlamına gelmiyor.
Rapora göre en fazla pestisit bildirimi yapan ülkeler Bulgaristan ve Almanya olurken, en yaygın olarak bildirilen pestisitler, klorpirifos (299), asetamiprid (75), etilen oksit ve 2-kloroetanol (67) olarak sıralandı. Klorpirifos vakaları önceki yıla göre yüzde 19 artarken diğer vakalar yaklaşık yüzde 60 azaldı.
Klorpirifos, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi tarafından 2016'da yasaklanmış, aynı karar Türkiye'de de eş zamanlı olarak alınmıştı. Buna rağmen ihraç edilen ürünlerde bu maddenin bulunması yasaklı olan pestisitlerin hâlâ sofralarımıza girebildiğini gösteriyor.
Türkiye'den ihraç edilip de geri gönderilen ürünlerde AB'de yasaklanan pestisitlerden buprofezin ve profenofosa da rastlandı.
Kuruyemiş ve meyve-sebze
RASFF bildirimleri arasında en yaygın geri dönme sebepleri arasında pestisit kalıntılarının yanı sıra, mikrobiyolojik bulaşmalar, mikotoksinler, yasaklı maddeler, etiketleme hataları, beyan edilmeyen içerik, yabancı madde ve ambalaj sorunları yer alıyor.
Son bir ayda yapılan RASFF bildirimlerine göre Polonya Türkiye'den gelen limonlarda, AB Komisyonu'nun gıda ürünlerinde yasakladığı pestisit buprofezin ve limit değerin üzerinde etoksazol tespit etti.
Antep fıstığı ve kuru incirde ise mikrotoksin sorunu dikkat çekti.
Almanya antep fıstığında aflatoksin, kuru incirde okratoksin A olduğunu belirleyip bunu ciddi risk olarak değerlendirerek sınırdan geri gönderdi. Almanya ayrıca Bulgaristan üzerinden Türkiye'den gelen siyah ayçiçeği tohumlarında aflatoksinler belirledi. İspanya'ya giden kuru incirde de okratoksin A çıktı.
İtalya, Slovakya ve Norveç ise Türkiye'den gelen kuru incirlerde yasal limitlerin üzerinde aflatoksin belirlendiğini belirterek ürünleri sınırdan geri gönderdi.
Norveç Türkiye'den kabuklu susam tohumlarında, Finlandiya kimyonda patojenik bakteri olan Salmonella tespit ederek bu ürünleri sınırdan geri gönderdi.
Fransa Türkiye'den pizza kutularında kurşun ve ftalatlar, Letonya gıda ile temas eden maddelerde onaylanmamış plastik bildirimi yaptı.