Bold Medya'da yer alan habere göre Londra merkezli İnsan Hakları Dayanışma Derneği (Human Rights Solidarity), Türkiye’de yaşanan adaletsizliği duyurmak ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına uyulmasına dikkat çekmek için bir dizi etkinlik organize ediyor.
ADALET İÇİN PEDAL ÇEVİRECEKLER
4 yıldır olduğu gibi yine Londra’dan başlayacak olan bisiklet turu 2 Ekim’de Strasburg’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde son bulacak.
4 yıldır olduğu gibi yine Londra’dan başlayacak olan bisiklet turu 2 Ekim’de Strasburg’ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde son bulacak.
LAHEY’DE DE AÇIKLAMA YAPILACAK
Bisiklet turu ile farkındalık oluşturulması hedeflenirken, turun Hollanda etabı 29 Eylül Pazar 07.30’da Lahey’deki Uluslar Arası Ceza Mahkemesi’nin önünden başlatılacak. Burada konuyla ilgili basın açıklaması da yapılacak.
Bisiklet turu ile farkındalık oluşturulması hedeflenirken, turun Hollanda etabı 29 Eylül Pazar 07.30’da Lahey’deki Uluslar Arası Ceza Mahkemesi’nin önünden başlatılacak. Burada konuyla ilgili basın açıklaması da yapılacak.
TÜRKİYE’DEKİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ DUYURULACAK
Katılımcılar pankartlarla Avrupa Konseyine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Türkiye’deki insan hakları ihlallerini duyuracak. Etkinlikte geciken adaletin adalet olmadığına vurgu yapılacak.
Katılımcılar pankartlarla Avrupa Konseyine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Türkiye’deki insan hakları ihlallerini duyuracak. Etkinlikte geciken adaletin adalet olmadığına vurgu yapılacak.
“ADALET İÇİN PEDAL ÇEVİRİYORUZ”
Öte yandan Londra’dan başlatılan bisiklet turu öncesi basın açıklaması yapan HRS Gönüllüleri’nin “Adalet İçin Londra’dan Strazburg’a Pedal Çeviriyoruz” başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Bizler, Human RightsSolidarity (HRS) gönüllüleri olarak, Türkiye’de yaşanan insan hakları krizini gündeme getirmek amacıyla önemli bir yolculuğa çıkıyoruz. Bir grup arkadaşımızla Londra’dan Strazburg’a kadar bisiklet sürecek ve 2 Ekim’de Avrupa Konseyi önünde düzenlenecek olan 3. Adalet Yürüyüşü’ne katılacağız.
Öte yandan Londra’dan başlatılan bisiklet turu öncesi basın açıklaması yapan HRS Gönüllüleri’nin “Adalet İçin Londra’dan Strazburg’a Pedal Çeviriyoruz” başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
Bizler, Human RightsSolidarity (HRS) gönüllüleri olarak, Türkiye’de yaşanan insan hakları krizini gündeme getirmek amacıyla önemli bir yolculuğa çıkıyoruz. Bir grup arkadaşımızla Londra’dan Strazburg’a kadar bisiklet sürecek ve 2 Ekim’de Avrupa Konseyi önünde düzenlenecek olan 3. Adalet Yürüyüşü’ne katılacağız.
TÜRKİYE’DEKİ HUKUKSUZLUKLAR DÜNYAYA DUYURULACAK
4 ülkeyi kapsayan, yaklaşık 900 km’lik zorlu yolculuk boyunca sporun evrensel dilini kullanarak sesimizi duyurmayı, Türkiye’deki hukuksuzlukları ve adalet arayışımızı dünya kamuoyuna taşımayı hedefliyoruz.
4 ülkeyi kapsayan, yaklaşık 900 km’lik zorlu yolculuk boyunca sporun evrensel dilini kullanarak sesimizi duyurmayı, Türkiye’deki hukuksuzlukları ve adalet arayışımızı dünya kamuoyuna taşımayı hedefliyoruz.
Ne yazık ki, son 10 yılda Türkiye’de hukuk devleti ciddi şekilde zedelenmiştir. İnsan hakları ihlalleri ve işkence vakaları her geçen gün artmakta, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları sistematik olarak yok sayılmaktadır.
YEREL MAHKEME AİHM KARARINI UYGULAMADI
Çarpıcı örneklerden ikisi bu ay içinde yaşanmıştır: Kayseri 12. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM Büyük Dairesi’nin hak ihlali kararı verdiği öğretmen Yüksel Yalçınkaya’yı 12 Eylül’de tekrar yargıladı ve yine hapse mahkum etti. (Oysa, AİHM’in açıklamasına göre Yalçınkaya kararı 100 bin kişi için emsal niteliği taşıyor.)
Çarpıcı örneklerden ikisi bu ay içinde yaşanmıştır: Kayseri 12. Ağır Ceza Mahkemesi, AİHM Büyük Dairesi’nin hak ihlali kararı verdiği öğretmen Yüksel Yalçınkaya’yı 12 Eylül’de tekrar yargıladı ve yine hapse mahkum etti. (Oysa, AİHM’in açıklamasına göre Yalçınkaya kararı 100 bin kişi için emsal niteliği taşıyor.)
ÇOCUKLAR TERÖR DAVASINDA YARGILANIYOR
18 yaşından küçük 16 kız öğrenci daha geçen hafta ‘terör davası’ kapsamında İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı ve ‘birlikte ders çalıştılar, sinemaya gittiler’ diye sorguya çekildiler, anne-babaları aleyhine tanıklık yapmaya zorlandılar.
Benzer şekilde, AİHM ve AYM’nin haklarında ihlal kararı verdiği Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş, iş insanı Osman Kavala ve milletvekili Can Atalay hâlâ cezaevinde tutulmaktadır.
18 yaşından küçük 16 kız öğrenci daha geçen hafta ‘terör davası’ kapsamında İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı ve ‘birlikte ders çalıştılar, sinemaya gittiler’ diye sorguya çekildiler, anne-babaları aleyhine tanıklık yapmaya zorlandılar.
Benzer şekilde, AİHM ve AYM’nin haklarında ihlal kararı verdiği Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş, iş insanı Osman Kavala ve milletvekili Can Atalay hâlâ cezaevinde tutulmaktadır.
AİHM VE AVRUPA KONSEYİ’NE ÇAĞRI YAPILDI
Avrupa Birliği’ne üyelik müzakeresi yürüten bir ülkede böylesine büyük insan hakları krizinin yaşanması son derece kaygı vericidir. Hukuka güvenin kalmadığı bir toplumda insanlar her türlü istismara ve tehlikeye açık hale gelir. Uluslararası mahkeme kararlarının uygulanmaması, yalnızca davaların taraflarını değil, sözleşmelere imza atan tüm ülkelere zarar verir.
Bu vesileyle, Türkiye’ye ve Avrupa Konseyi’ne bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Türkiye, bir an önce hukuka ve demokrasiye dönmeli, AYM ve AİHM kararlarını eksiksiz uygulamalıdır. Başta Avrupa Konseyi olmak üzere, uluslararası kurumlar ve yetkililer de bu konuda üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.
Avrupa Birliği’ne üyelik müzakeresi yürüten bir ülkede böylesine büyük insan hakları krizinin yaşanması son derece kaygı vericidir. Hukuka güvenin kalmadığı bir toplumda insanlar her türlü istismara ve tehlikeye açık hale gelir. Uluslararası mahkeme kararlarının uygulanmaması, yalnızca davaların taraflarını değil, sözleşmelere imza atan tüm ülkelere zarar verir.
Bu vesileyle, Türkiye’ye ve Avrupa Konseyi’ne bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Türkiye, bir an önce hukuka ve demokrasiye dönmeli, AYM ve AİHM kararlarını eksiksiz uygulamalıdır. Başta Avrupa Konseyi olmak üzere, uluslararası kurumlar ve yetkililer de bu konuda üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.
