Türkiye’de her şey gibi, afet yönetimi de tersinden işliyor

Türkiye’de geçen hafta başlayan orman yangınlarıyla mücadele onuncu gününde devam ediyor. Söndürülen bazı bölgelerde yeniden başlayan yangınlara müdahale devam ederken, son olarak Denizli’de de yangın çıktığı öğrenildi.

Hürriyet’ten Sedat Ergin’e konuşan İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Kadıoğlu, yangınlarla ilgili öncelikle iklim değişikliği faktörlerine dikkat çekti: “Aslında Türkiye’de orman yangınları her zaman büyük bir sorun oldu. Bu tehlike her zaman vardı. Ancak kurak kış aylarından sonra günümüzde hâkim olan durağan yüksek basınç merkezi, (sıcak ve kurutucu) fön rüzgarı ve fön etkisi ile kavurucu hava şartları orman yangınlarında durumu kötüleştiriyor, tehlikeyi artırıyor. İklim değişikliğiyle de birlikte orman yangınlarının sayısı ve büyüklüğü artıyor.”

Prof. Kadıoğlu, ayrıca hava tahminleri çerçevesinde orman yangını ihtimalinin önceden öngörülebildiğini vurgulayarak, “Bu yaz gerek kuraklık seviyesinde gerek sıcaklıkta ve nemde mevsim ortalamalarından sapmalar olacağı pekâlâ önceden görülüyordu, hâlâ da görülüyor” dedi.

Doğal kaynaklı afetler açısından akla önce risk yönetiminin gelmesi gerektiğini belirten Kadıoğlu, Türkiye’de bunun tersinden işlediğini söyleyerek, ‘Tedbirler sorun patlak vermeden alınmak yerine, sorun ortaya çıktıktan sonra devreye sokulmaya çalışıldığını‘ vurguladı.

‘Bütün kaynaklar yara sarmaya gider’

Son orman yangınlarında risk yönetiminde daha etkili yöntemler alınabileceğini ve erken müdahale ile felaketin büyük olmasının önlenebileceğini belirten Kadıoğlu, şunları söyledi: ”Risk yönetiminde harcayacağınız bir lira sizi ileride harcayacağınız 100 liradan kurtarır. Aslında bu yönüyle afetlerle ilgili önceden yapacağınız risk yönetimi bir kalkınma meselesidir. Risk yönetimi yaparsanız sorunu da önemli ölçüde önleyeceğiniz için ülke kaynakları toplumun refahını güçlendirme yönünde kullanılır, ülke ileri gider. Risk yönetimi ihmal edilirse, bütün kaynaklarınız bu kez yara sarmay