MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak, Meclis'te atamaları yapılmayan sağlıkçılarla basın toplantısı düzenledi. Parsak, Türkiye'de ataması yapılmayan 300 binden fazla sağlıkçı olduğunu ifade etti.
Her yıl ancak 10 bin ila 15 bin arasında sağlık çalışanının ataması yapılırken, 35 binden fazla kişinin, atama bekleyen ve kamu dışı çalışan sağlıkçılar kervanına katıldığını dile getiren Parsak, "Sağlık Bakanlığı'nın her fırsatta dile getirilen 2023 yılı hedeflerinde 1 milyon 150 bin sağlık çalışanı sayısına ulaşmak da varken, her yıl ataması yapılan sağlık çalışanı sayısı ile bu hedefe ulaşılması imkânsız görünmektedir. Bu sebeple 2016 yılında Yardımcı Sağlık Hizmetleri sınıfı bünyesinde en az 60 bin adet Diyetisyen, Tıbbi Teknolog, Sağlık Fizikçisi, Çocuk Gelişimcisi, Hemşire, Ebe, Sağlık Memuru, Sağlık Teknikeri, Laborant, Antropolog, Diş Protez Teknisyeni, Sosyal Çalışmacı, Sağlık Teknisyeni, Tıbbi Sekreter, Radyoloji Teknisyeni, Laboratuvar Teknisyeni gibi çeşitli unvanlarda atama yapılması gerekmektedir. Bugün, 2016 yılı Ağustos ayına kadar Yardımcı Sağlık Hizmetleri sınıfında çeşitli unvanlarda ilk etapta 60 bin adet sağlık personeli ataması yapılmasına dair kanun teklifini vermiş bulunmaktayız. Bu kanun teklifinin kabul edilerek yürürlüğe girmesini en kalbi duygularla arzu etmekteyiz." diye konuştu.
2014 yılı rakamlarına göre Türkiye'de kamu ve özel sektörde toplam 760 bin 322 sağlık çalışanı görev yaptığını dile getiren Parsak, görev yapan 1 hemşireye 823 kişi ve 1 ebeye ise bin 615 kişinin düştüğünü kaydetti. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre üst gelir grubu ülkelerde 100 bin kişiye düşen ebe ve hemşire sayısı 882 iken, bu sayının Türkiye'de 251 olduğuna dikkat çeken Parsak, şöyle devam etti: "Bu verilere göre Avrupa Bölgesi'nde 100 bin kişiye düşen ebe-hemşire sayısının yakalanabilmesi için 430 bin, üst gelir grubu ülkelerdeki rakamları yakalayabilmek için ise 490 bin ebe-hemşire ataması yapılması gerekmektedir. Elbette diğer unvanlardaki durum da ebe ve hemşirelerin durumundan çok farklı değildir. Ülkemizin sağlık konusundaki yetersizlikleri sadece sağlık personeli sayısı ile sınırlı değildir. Sağlık Bakanlığı'nı verilerine göre 2002 yılında 774 olan kamu hastanesi sayısı tam 12 yılda sadece yüzde 14.4 artarak 866 olmuş ancak AKP'nin sağlık sektörünü de el altından özelleştirme çalışmaları sonucu, 2002 yılında 271 olan özel hastane sayısı 12 yılda yüzde 100'den fazla artarak 556 olmuştur. Hastane sayılarındaki bu farklı artış rakamları, hastalara da yansımış ve bu 12 yıl içerisinde hastanelere müracaat sayısı Sağlık Bakanlığı'nda 1,5 kat artarken, özel hastanelerde tam 11 katına çıkmıştır. Burada önemle belirtmek gerekir ki, Türkiye'de özel hastane yapılmasından kimse rahatsız değildir ancak sağlık hizmetlerinin kamu kaynakları ile özel hastaneler üzerinden verilmesi hem haksız bir rant oluşturmakta hem de kamu yatırımlarının, özel sektör yatırımları karşısında çok geride kaldığını göstermektedir. Türkiye'de toplam sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı 1999 yılında yüzde 4.8 iken 2002 yılında yüzde 5.4'e yükselmiş, 2007 ve 2008 yıllarında yüzde 6'lı rakamları görse de o günden bugüne geçen 12 yıla ve artan nüfusa rağmen bu oran yüzde 5.4'te kalmıştır. 19 tane OECD ülkesi arasında, toplam sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranı en düşük ülke ne yazık ki Türkiye'dir. Tüm bu verilerden anlaşılmaktadır ki; Türkiye'de yeterli sayıda sağlık çalışanı bulunmamaktadır." CİHAN