Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de demokratikleşme, anayasalar ve siyasi partiler konularında çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Silvia von Steinsdorff, Türkiye’de demokratik kazanımların gerilediğini ve hızla otokrasiye doğru yol alındığını savundu.
Humboldt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Von Steinsdorff DW Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçiminin iptaline ve yenilenmesine karar vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İstanbul’a ilişkin kısmi iptal kararı bize YSK’nın çok yoğun baskı altında karar almak zorunda kalmış olduğunu gösteriyor. Makul herhangi bir kriter, gerekçe yok. Baskı uygulandığının en önemli göstergesi ve gerçekten olağandışı olan, sadece büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptal edilmiş olması, ancak, aynı sandıklarda, aynı seçim kurullarıyla yapılan ilçe belediye başkanları ve belediye meclisi seçimlerinin iptal edilmemesi.
Özgür ve adil seçimler, seçmen idaresine saygı demokrasinin temel ilkeleri… Türkiye’de yaşanan son gelişmeler sonrasında, hala işleyen bir demokrasiden söz edebilir miyiz?
Türkiye’nin geçmişine baktığımız zaman, tam anlamıyla liberal, anayasal bir demokrasiden söz etmek zor, buna en çok yakınlaştığı yıllar 2000’li yılların başlarıydı. Ancak öyle ciddi bir gerileme oldu ki bugün gelinen nokta, 90’lı yılların da çok daha gerisinde. Üzücü olan edinilen demokratik kazanımlarda çok büyük bir hızla gerileme yaşanması. Türkiye’deki mevcut sistemi şu an için yerleşmiş bir otokrasi olarak tanımlayamayız ama büyük bir hızla o istikamette yol alındığı açık. Türkiye bir anayasal kriz içinde.