Türkiye Barış Meclisi, KCK tarafından ilan edilen tek taraflı eylemsizlik kararını değerlendirerek çatışmasızlığa geçiş önerilerini sundu. Konuyla ilgili önerileri açıklayan Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, "İlk adım olarak Abdullah Öcalan'ın tecridine son verilmesini ve görüşmenin sağlanmasının zorunluluğuna dikkat çekmek istiyoruz. 10 Ekimde ilan edilen çatışmasızlığın eylemsizliğe dönüşmesinin yolu İmralı'dan geçiyordur. KCK eylemsizlikte ısrar etmelidir." dedi.
Taksim'de bir otelde düzenlenen toplantıya Marmara Üniversitesi Öğretim üyeleri Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, Yüksel Taşkın, Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Halil İbrahim Yenigün, Eski Çalışma Bakanı Ziya Halis, Avukat Nurcan Kaya ve Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz katıldı.
Toplantıda KCK tarafından ilan edilen tek taraflı eylemsizlik kararı değerlendirilerek çatışmaların durması ve çözüm sürecinin yeniden başlamasıyla ilgili öneriler sunuldu.
Toplantıda Türkiye Barış Meclisi'nin konuyla ilgili önerilerini açıklayan Hakan Tahmaz, "Mümkün olan en kısa sürede yeniden kaldığımız noktaya dönülmelidir. Herkes artık yeni çözüm sürecinin eskisi gibi olamayacağının farkında. Türkiye'nin bunun nasıl olacağını tartışmaya, çözüm yolunu bulmaya ihtiyacı var. Buna mecburuz. Barış herkese lazım. Bundan kaçış olamaz. İki yıl süren çözüm sürecinden ders çıkararak kendimize yeni bir yol haritası çizmek zorundayız. Ancak bütün bunlar için zamana ve sükunete ihtiyacımız var. Önce ölümlerin önüne geçilmelidir. Ankara katliamının olduğu gün KCK tarafından 1 Kasım seçimlerine kadar geçerli olacak tek taraflı eylemsizlik kararı açıklandı. Hükümet ise bunu muhatap almadığını askeri ve siyasi operasyonların süreceğini açıkladı. Nitekim aynı günün akşamı Türkiye yastayken askeri ve siyasi operasyonlar yapıldı. Eylemsizlik karşılık bulmadı. Bu eylemsizlik kararının uygulanması şu an hayati önemdedir. Bu adım ilk adım olacaktır. Bunun hızla son 2 yılda olduğu gibi karşılıklı çatışmasızlığa dönüşmesi, yeni bir sürecin başlaması açısından elzemdir. Türkiye bugünkü gerilimi kaldıramadığı çok açıktır. Herkes bunu dikkate almak ve hızlı hareket etmek durumundadır. İlk adım olarak Abdullah Öcalan'ın tecridine son verilmesini ve görüşmenin sağlanmasının sorunluluğuna dikkat çekmek istiyoruz. 10 Ekimde ilan edilen çatışmasızlığın eylemsizliğe dönüşmesinin yolu İmralı'dan geçiyordur. Bundan geri durmak ölümleri önemsememek anlamına gelecektir. Bunun için parlamentoda ki bütün partilerin cesaretle çatışmasızlığa geçiş sağlayacak bir açılım gerçekleştirmelidir. Bugün AKP ve CHP bu düğümü açacak kilit bir konuma sahipler. Oy hesabıyla bu sorun aşılamaz. Ülkenin çoğunluğu savaş değil barış istiyor. Yapılması gereken şudur; KCK eylemsizlikte ısrar etmeli, parmağını tetikten çekenlere karşı yapılan operasyonlar durdurulmalı, çatışmasızlığa dönmek için Abdullah Öcalan'la görüşme sağlanmalı ve yeni bir çözüm sürecinin ortaya çıkacağı bir seçim süreci yaşanmalıdır." dedi.
'YENİ ÇÖZÜM SÜRECİNE AKİL ADAMLAR YERİNE 3. TARAFLARINDA İÇİNDE OLDUĞU CİDDİ YAKLAŞIMLA ÇÖZÜME YÖNELİK ADIMLAR ATILMALI'
1 Kasım seçimlerinde 7 Haziran seçimlerindeki gibi bir sonucun çıkacağını herkesin bildiğini belirten Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu, "10 gün sonra bir seçim yaşayacağız. Aşağı yukarı 7 Haziranın benzeri bir sonuç çıkacağını biliyoruz. Türkiye demokrasisi ki topal yürüyen bir demokrasidir. Siyasetin sosyal kimlikler üzerine oturduğu, kültürel değerler üzerine kurulu bir siyasi alan çatışmacıdır. Bizim gibi bir ülkede sorunları çözmede etkili olamaz. Türkiye toplumu, birbirlerine küfrederek, yok sayarak, birbirinin değerleriyle alay ederek yürütülen bir siyasi ortamını Türkiye halkı daha fazla taşıyamaz. Sadece ve sadece kendi kimliği, değerleri içinden bakarak diğerlerini ötekileştiren bir siyaset anlayışı uzlaşı üretemez. Bunu 7 Haziran seçimlerinde açıkça gördük. Önümüzdeki dönem Kürt sorununun çözümüne ilişkin olmak üzere yeni bir dönemin başlamasına işaret eden bir dönem. Yalçın Akdoğan eskisi gibi başlamaz diyor evet bence de eskisi gibi başlamaz ve başlamamalı zaten. Bu kez akil insanlar türü yerine sahici üçüncü taraflar dediğimiz tarafların içinde olduğu yeni bir anlayışla daha ciddi yaklaşımla sorunların çözümüne yönelik adımlar atmak gerekiyor." diye konuştu.
'AKP 13 YIL BOYUNCA SEÇİMDEN ÖNCE GER, SEÇİM BİTİNCE BİRAZ GEVŞET POLİTİKASIYLA KÜRTLERİ KANDIRDI'
Ankara saldırısında siyasi iktidarın siyasi rant elde etmeye çalıştığını ifade eden Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yüksel Taşkın ise, "Cumhuriyet tarihinin en korkunç saldırılarından bir tanesi yaşandı Ankara Garı'nda. Ve sonra böyle bir iklimde bile bazı hükümet yanlısı medya gruplarında bu olaydan sonra bile kutuplaşmaya abanarak bundan siyasi rant elde etme tavrı edinildi. Düşünebiliyormusunuz böyle bir durumda yas tutamayan bir toplum dahi olamamıştır. İnanılmaz bir medeniyet kaybı yaşanmaktadır. Bunda payı olan herkesin kendi cenahını eleştirmesi gerekir. Ahmet Hakan'a bir saldırı oldu ve bu saldırıyla ilgili ilginç bir yazı yadı. Diyor ki 'Bütün bunlar niye yaşanıyor biliyormusunuz? Üç buçuk saat HDP konuşalım ama hiçbir HDP'li olmasın televizyonlarda' yani böyle tuhaf bir seçim kampanyası yaşanıyor. HDP'ye nefes dahi aldırılmıyor, kampanya yapamıyor, toplum olarak bir araya geldiğinde bombalanarak ölme korkusu, endişesi var. Değer miydi? Dar siyasi hesaplarla yapılan bir şey bu. Birileri oturup şu hesabı yapmış. Bu hesap AKP içinde mi yapıldı emin değilim bence daha paralel bir yapı var. O paralel yapı o paralel yapı değil yalnız. Şöyle bir hesap yapıldı: nefes aldırmayalım ve tekrar iktidara gelelim. Bakın oluk oluk kan akıyor bence değer miydi? Sorunu sorması gerekenler çok açık. Bakın bazıları şöyle hesaplar yapıyor; seçimlere kadar ger seçimlerden sonra biraz gevşet. Böyle siyaset olmaz 13 yıl Ak Parti bunu yaptı. Ve Kürtleri kandırdı. Yani dünyanın hiçbir yerinde barış böyle inşa edilmez. Barış sürecinde temel mesele güven inşa etmektir. " ifadelerini kullandı.
CİHAN