Halkların Köprüsü Derneği, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB)'ne mülteci akınını durdurmak için yaptığı anlaşma hakkında, "Türkiye, AB'nin esir kampı haline gelmeyi kabul etmiştir." değerlendirmesi yaptı.
Mülteci hakları konusundaki etkinlikleriyle adını duyuran dernek, AB ile Türkiye arasında Brüksel'de imzalanan anlaşmayla ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. Dernek Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, AB ülkelerine, "Mültecilerin gelmesini istemiyorsanız savaşı durdurun." çağrısı yaptı. Anlaşmanın imzalandığı 29 Kasım 2015'in, hem insan hakları hem de mülteci hakları açısından kara bir gün olarak tarihe geçtiğini söyleyen Terzi, "Brüksel'de düzenlenen AB-Türkiye zirvesinde bütün tarafların, mülteciler dışında her şeyi gözettikleri anlaşılmıştır. Maalesef ne mülteci ölümleri durdurulabilecek ne de mültecilerin korkunç yaşam koşulları düzeltilebilecektir. Avrupa'ya mülteci geçişlerinin nasıl engelleneceğine odaklanılan zirvede, 3 milyar euro ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına AB ülkelerine vizesiz seyahat imkanı karşılığında Türkiye, AB'nin esir kampı haline gelmeyi kabul etmiştir. İmzalanan anlaşmanın özündeki çirkin pazarlığın yanısıra anlaşmanın kendisi birçok belirsizlik içermektedir. Sorunun insani çözümüne yönelik hiçbir güven vermemektedir." dedi. AB'nin Türkiye'ye üç yılda 3 milyar euro vermeyi vaadettiğini belirten Prof. Dr. Terzi, bu paranın bir kısmının AB bütçesinden karşılanacağını, büyük kısmınınsa üye ülkelerden isteneceğini fakat pek çok Avrupa ülkesinin buna yanaşmadığını söyledi. Türkiye'nin tek başına, sığınmacılar için son dört yılda 8 milyar dolar harcadığını ancak içinde bulundukları devasa problemlerin gözönünde olduğunu kaydeden Cem Terzi, şöyle konuştu: "Bu paranın, 3 milyon insanın sorunlarını çözmekte çok yetersiz olacağı açıktır. Her bir illegal geçiş, mülteci başına ortalama 2 bin euroya mal olmaktadır. Şimdiye kadar resmi rakamlara göre 800 binin üzerinde mültecinin Avrupa'ya geçtiğini biliyoruz. İllegal geçişler 1 milyonu bulmuştur. Çok kaba bir hesapla AB'nin mülteci bütçesi, üç yıllığına 3 milyar euro iken uluslararası insan kaçakçılığı örgütlerinin bir yıllık cirosu 2 milyar euro. AB kendini kandırabilir ama bu anlaşmayı insan kaçakçılarının ciddiye almayacağı açık."
'ANLAŞMA, GEÇİŞLERİ ENGELLEMEYECEK'
Söz konusu anlaşmanın, mültecilerin Avrupa'ya geçişini engelleyemeyeceğini savunan Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Terzi, "Belki bir süre başlangıçta sayısı azalacak ama geçişler bundan sonra mülteciler için daha tehlikeli, daha da pahalı olacak. Üstelik dünyadaki siyasi konjonktür değiştikçe ülkelerin mülteci geçişlerine karşı tutumları da değişecektir. İnsanlık ilkeleri, bir kez çirkin pazarlıklara, karşılıklı oyunlara kurban edildiğinde çürüyüp yok olacaktır. Mülteci sorunu, bir şantaj aracına dönüşecektir. Bugüne kadar resmi rakamlara göre 5 bine yakın mülteci, Avrupa'nın sınır politikalarından dolayı denizde kayboldu, yaşamını yitirdi. Bu anlaşma geçişleri daha da zora sokacak, mültecilere zor kullanılacak, mülteciler daha çok risk alacak ve denizden geçişlerde ölüm sayısı artacaktır." uyarısında bulundu.
Türkiye'ye verilecek 3 milyar euro karşılığında 2.5 milyon Suriyeli için yeni dev kamplar kurulacağını da belirten Prof. Dr. Terzi, AB'nin demokrasi ve insan hakları kriterlerinin, hassasiyetlerinin boş bir söylemden ibaret olduğunun, bu anlaşmayla bir kez daha kanıtlandığını vurguladı. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ülkelere, "Eğer mültecilerin ülkelerinize gelmesini istemiyorsanız, Suriye'deki savaşı durdurun. Ortadoğu'daki emanet savaşlarınıza son verin. Nasıl mı? Nasıl başlattıysanız öyle durdurun." diye seslendi. CİHAN