ABD Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Eliot Engel, "Doğu Akdeniz'de barışı pekiştirmek ve bölgedeki enerji rezervleri konusundaki Rus nüfuzuna karşı koymak için" İsrail ve Kıbrıs ile iş birliğinin önemine vurgu yaptı.
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis ile bir araya gelen Engel, Kıbrıslı Rumların Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama faaliyetlerinin heyecan verici olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Bu bir dönüm noktası. Bence (Vladimir) Putin durumu kontrol edebilecek duruma gelemez ve gelmemeli de."
Dış İlişkiler Komitesi Başkanı ayrıca İsrail'in Kıbrıs ile birlikte çalışmasının da önemine dikkat çekti ve şöyle devam etti:
"Müttefikimiz İsrail'in Kıbrıs ile iş birliği imkanından heyecan duyuyorum. Bence burada barış ve iş birliği için daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir fırsat bulunuyor."
DW Türkçe'nin aktardığına göre, Kıbrıs Cumhuriyeti ve İsrail, doğalgaz arama faaliyetlerinde iş birliğine gideceklerini açıklamış ve İsrail'den başlayıp Kıbrıs üzerinden geçerek Yunanistan'a ulaştırılması planlanan EastMed isimli doğalgaz boru hattı ile İsrail doğal gazının Avrupa Birliği'ne ulaştırılmasını hedeflediklerini duyurmuştu.
ABD'li temsilci ayrıca geçen hafta ABD Kongresi'nin her iki kanadında da görüşülmek üzere sunulan ve ABD'nin Doğu Akdeniz'de Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi hedeflediği yasa tasarısına atıfta bulundu.
2019 Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji İşbirliği Yasası isimli tasarı, bölgedeki doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetlerine ABD desteğinin yanı sıra, söz konusu ülkelerle olan güvenlik ve enerji iş birliği faaliyetlerini arttırmayı hedefliyor.
Tasarının içinde ayrıca 1987'den beri yürürlükte bulunan ve adaya silah satışını yasaklayan ambargoyu kaldırma planları da bulunuyor. Konuyla ilgili konuşan Engel, şu ifadeleri kullandı:
"Artık 1970'lerde değiliz ve birbirimizin sorunlarına taze bir bakış açısı ile yaklaşmalıyız."
ABD'nin açıklaması Kıbrıslı Rumların önümüzdeki iki yıl içinde sekiz ayrı noktada daha sondaj gerçekleştireceklerini ilan etmesi sonrasında geldi.
Geçen hafta bir basın toplantısı düzenleyen Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, "Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisindeki faaliyetler sürüyor. Önümüzdeki 24 ay içerisinde altısı keşif, ikisi de teyit amaçlı olmak üzere toplam sekiz sondaj yapılması planlanıyor" demişti.
Ancak Kıbrıs'ın çevresinde hem Rum hem de Türk tarafınca gerçekleştirilen doğalgaz arama faaliyetleri uzun süredir bölgede gerginliğe neden oluyor.
Hidrokarbon rezervlerini keşfetmek amacıyla Rum yönetiminin 2011 yılında ilan ettiği 13 parseldeki bazı noktaların Kuzey Kıbrıs'ın da çevresindeki alanları kapsamasından dolayı Kıbrıslı Türkler de Rumlara karşı adım atmış ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ada açıklarında petrol ve doğal gaz arama yetkisi verilmişti.
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilan ettiği parsellerden bazıları; Kuzey Kıbrıs'ın TPAO'ya ruhsat verdiği alanlarla kesişiyor. Ancak taraflar, kesişen alanlar dışındaki bölgelerde yapılan arama ve sondaj çalışmalarına da tek taraflı gerçekleştirildikleri gerekçesiyle karşı çıkıyor.
Kıbrıslı Rumlar ise sürdürdükleri doğalgaz arama faaliyetlerini egemenlik hakkı olarak görüyor ve olası bir ekonomik kazancın ada birleştikten sonra tüm Kıbrıslılara adilane bir şekilde paylaştırılacağını savunuyor.
Kıbrıslı Rumların bölgede doğalgaz arama ruhsatı verdiği şirketler arasında İtalyan Eni, Fransız Total ve ABD'li Noble Energy de bulunuyor.
Türkiye de kendi sondaj ve araştırma gemileriyle Doğu Akdeniz'de hidrokarbon arama çalışmaları başlattığını geçtiğimiz haftalarda açıklamıştı. ABD ve AB, Türk gemilerinin Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon arama faaliyetlerine tepki göstermişti.