Başbakan Ahmet Davutoğlu, Brüksel'de AB Konseyi Başkanı Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker ortak basın toplantısı düzenliyor.

*Avrupa Birliği, Türkiye'nin geri kabul anlaşmasından doğan yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde Ekim 2016'dan itibaren vize serbestisine başlayabileceğini karara bağladı.

*Avrupa Birliği, Türkiye'ye Suriyeli sığınmacılar için 3 milyar euro verecek.

*AB, sığınmacıların durumuna yönelik gelişmelere göre yardımları gözden geçirecek.

*Türkiye ise topraklarında kalan Suriyeli sığınmacıların çalışmalarını sağlayacak yasal düzenlemeleri yapacak. Taslak metne göre AB ve Türkiye ylıda bir kez zirve gerçekleştirecek.

Görüşme sonrasında açıklama yapan Tusk: AB-TÜRKİYE anlaşması 2016'da uygulanacak. Müzakerelerde 17. başlık açılacak.

İlişkilerimizi üstdüzeyde yenilemiş olduk. Sığınmacı kriziyle ilgili ortak bir anlaşmaya vardık. Avrupa ve Türkiye ortak çözecektir bu sorunu.

3 milyar Euro'luk bir desteği Türkiye'ye sağlayacağız.

1 yıl sonra tarihi bir zirve yaptık.

AB ile ortak bir mekanizma kurmaya karar verdik.

Her yıl 2 zirve yapmaya karar verdik.

14 Aralık'ta 17. başlık açılacak.

Türkiye'nin AB'ye katılım süreci canlanacak.

Vize muafiyeti ve geri kabul konularında çalışılacak.

3 Milyar Euro Türkiye'ye değil, mültecilere veriliyor.

Yeniden yerleştirme konusunda istişare sürecek.

Vize muafiyeti konusunda önümüzde açık takvim var, Ekim ayında devreye girecek.

Türkiye mülteciler konusunda ortak eylem planındaki vaadlerini yerine getirecek.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AB ile anlaşmaya varılan ortak eylem planında yer alan 'Avrupa'ya giden göçmen sayısının azaltılması' hedefini kimsenin garanti edemeyeceğini söyledi. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise verecekleri 3 milyar Euro ile engellenecek göçmen sayısıyla bire bir ilişkilendirilmemesini isteyerek, bunun 'imkansız ve ahlaksız' bir pazarlık olacağını ifade etti.

"Suriye'deki durumla ilgili bir şeyi hiç kimse garanti edemez. Size 'evet göçmen sayısı düşecek' demek isterdim ama bunu söyleyemeyiz çünkü Suriye'de ne olacağını bilmiyoruz. Suriye rejimi ve müttefikleri tarafından siviller üzerine bombardımanlar devam ederken, IŞİD'in terör saldırıları sürerken; kimse Suriye'deki bu trajedinin kurbanlarının geleceğinin ne olacağını kimse garanti edemez. Ama Türkiye'nin ortak eylem planında verdiği tüm sözleri yerine getireceğine garanti verebilirim. Ortak eylem planını uygulamaya koyduğumuzda eminim ki kaçak göç yerine çok daha düzenli iltica süreçlerinin görüleceğinden eminim."

Davutoğlu, şöyle devam etti: "Burada AB ile birlikte amacımız; mümkünse Suriye'den yeni mülteci dalgalarını engellemek, daha sonra da mevcut mülteci krizinini yönetmek. Ortak eylem planı, çözüm bekleyen tüm bu meseleleri düzenli hale getirme üzerine. Eminim ki plan uygulandığında mülteci meselesi çok daha uygun bir şekilde ele alınmış olacak. Türkiye ve AB üzerinde daha az baskı olacak. Bu 3 milyar Euro Türkiye'ye verilmiyor. Türkiye'deki mülteciler için harcanacak. Nihai hedefimiz, insan kaçakçılarının engellenmesi, mültecilere yönelik kriminmal faaliyetlerin engellenmesi ve bu akını mümkün olduğu kadar düzenli hale getirmek. Bu şekilde de AB'ye gelen mülteci sayısını azaltmak."

AB Konseyi Başkanı Tusk ise planın nasıl uygulandığını kontrol edeceklerini fakat bu planın 'mülteci sayısına karşı para' gibi imkansız ve ahlaksız bir pazarlık sonucu olmadığını vurguladı.

"Türk toplumunun, Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemeye devam ettiğini düşünüyorum." diyen Davutoğlu, AB'nin Türkiye'yi kabul edeceğine dair beklentinin ise çok düşük kaldığını ifade etti. Davutoğlu, yeni fasılların müzakerelere açılması ve vize muafiyetinin uygulamaya geçmesi halinde Türk halkının AB'ye üyelik beklentisinin çok daha fazla artacağını öne sürdü. Türk toplumunun çok dinamik, açık fikirli ve sonuç odaklı bir toplum olduğunu söyleyen Davutoğlu, son seçimde katılım oranı ve halk iradesinin parlamentoya yansıma oranının demokrasiler için bir mucize olduğunu savundu.

Başbakan Davutoğlu, yüzde 49,5 oranında halk desteğine sahip bir başbakan olarak Türk toplumunu AB'nin Türkiye'yi üye ülke olarak görmek istediğine dair ikna edebileceğini dile getirdi. Davutoğlu, bugün bu konunda AB'de siyasi bir irade görmüş olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi. Davutoğlu, hükümetinin çeşitli reform paketlerini hayata geçireceğini ve AB ile müzakerelerde yeni fasıllar açmak istediklerini söyledi. Başbakan Davutoğlu, müzakerelerin gayet iyi gittiği Kıbrıs'ta önümüzdeki aylarda sorunu çözebilmeleri halinde de Türk-AB ilişkileri 'gelecekte bir rüya' değil, 'birkaç yıl içinde gerçek' olabilecek bir duruma dönüşebileceğini söyledi.

AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ise Türkiye ile ilişkileri son yıllarda ihmal ettikleri algısının doğru olmadığını savundu ve Türkiye ile ilk kez bir zirve toplantısının düzenlendiğini hatırlattı. Kıbrıs meselesinin çözülmesinin ilişkilere çok yardımcı olacağını vurguladı ve bu konuda da işlerin yolunda gittiğini kaydetti.