İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu dün Diyarbakır’a giderken havalimanında yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’le karşılaştı. CHP’li vekillerin de bulunduğu salonda başlayan görüşme, İmamoğlu’nun davetiyle uçakta da yan yana koltuklarda devam etti.
Tarafsız Haber Ajansı’nın haberine göre ilk kez yüz yüze tanışan Ahmet Türk ve Ekrem İmamoğlu’nun sohbeti uçak Diyarbakır’a inene kadar sürdü. Ahmet Türk, hem 2016 yılında yaşanan kayyım sürecini hem de 19 Ağustos’ta yaşanan ikinci kayyım sürecinin detaylarını İmamoğlu’na anlattı.
Kayyım atamalarına karşı CHP’nin yeterli tepki göstermediği eleştirisinde bulunan Ahmet Türk’ün İmamoğlu’na, “Biz demokrasi adına İstanbul’da kazanmanız için seçim çalışması yaptık. Ama, 3 belediyemize kayyım atandıktan sonra sizden ve partinizden gelen tepkiler yeterli değil. Demokrasi için sizden daha fazla bir tepki beklemek hakkımızdır” dediği aktarıldı.
Ahmet Türk’ün şunları söylediği belirtildi: “Sizi tebrik ediyorum. İstanbul’da hem 31 Mart öncesi hem de 23 Haziran öncesi büyük bir özveri gösterip, toplumun bütün kesimlerini parti gözetmeksizin kucakladınız. Bizim durumumuzu biliyorsunuz. Kayyım atamaları artık HDP için geçmiş bir demokrasi meselesi haline geldi. Buna tepki göstermezsek, birlikte karşı çıkmaz isek yarın başka yere de halkın iradesini hiçe sayılarak bunu yapabilirler. Konu artık sadece HDP’nin konusu olmaktan çıkmıştır, bu bir demokrasi sorunu haline gelmiştir. Size 31 Mart’tan sonra yapılanlar ve halkın iradesinin hiçe sayılıp yerinizden size alıp yerine kayyım atanmasından sonra bu olaya tepki göstermek ve demokrasi adına sizin için İstanbul’a geldik, seçim çalışmanıza destek vermek için çalıştık. Aynı tepki ve reaksiyonu sizlerden de bekliyoruz. Bu sorun bütün Türkiye’nin sorunudur, HDP, Mardin, Diyarbakır ve Van’ın sorunu değildir.
Kayyımların belediyeleri nasıl borç batağına sokup enkaza çevirdiklerini kamuoyuna belgeler ve faturalarla sunduk. Onlarda kamuoyu da artık bizimle ilgili ortaya attıkları gerekçelerle algı oluşturmaya çalıştıklarını iyi biliyorlar. Toplumun ve özellikle ana muhalefetin reaksiyonunu ölçmeye çalışıyorlar.”