BirGün'den Havva Gümüşkaya'nın haberine göre TÜİK’in dar tanımlı işsizlik rakamlarındaki gerileme kasım ayında da devam etti. Ancak rakamların içeriği, AKP döneminde sıklıkla görülen ve gerçekliği konusunda şüpheler yaratan verilerin yeni bir örneğini oluşturdu. Ekonomist Dr. Murat Kubilay, çalışan sayısındaki azalmaya karşın işsizlik oranının düşük olduğunu gösteren veriler için "Anomali" değerlendirmesi yaptı.
İstihdam edilenlerin sayısında ve işgücüne katılanların sayısında azalma yaşanırken ‘iş olsa çalışırım’ diyen insanların sayısında da artış yaşandı. TÜİK’e göre çalışan sayısı azalırken işsizlik oranı da yüzde 8,6’ya geriledi. Ancak çalışma çağında olup da iş aramayanların da dâhil edildiği atıl işsizlik oranı yüzde 28,2’ye çıktı.
Kasım ayına ilişkin verilere göre işgücü bir önceki aya göre 252 bin kişi azalarak 35 milyon 820 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,4 puan azalarak yüzde 54,2 olarak gerçekleşti. Başka bir ifadeyle çalışma çağındaki her 100 kişinden yaklaşık 46’sı çeşitli nedenlerle işgücü piyasasına girmedi. AB ortalamasında işgücüne katılım oranı ise yüzde 75,6 oldu. Türkiye, işgücüne katılım oranı açısından AB ülkeleri arasında yüzde 54,2 ile sondan altıncı sırada yer alıyor.
TÜİK verilerinde istihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 168 bin kişi azalarak 32 milyon 748 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puan azalarak yüzde 49,6 oldu. Türkiye, bu istihdam oranı ile de AB ülkeleri sıralamasında sondan beşinci sırada bulunuyor.
TÜİK verilerinde bir başka dikkat çeken unsur ise işgücüne dâhil olmayanlardaki artış oldu. İşgücüne dâhil olmayanların sayısı ise bir ayda 289 bin kişi artarak 30 milyon 268 bin kişi oldu.
Bu rakamlar ile TÜİK’in son dört hafta içerisinde aktif olarak iş arayan, iş bulduğu takdirde 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan kişilerden oluşan işsizlik oranı düştü. Ancak tamamlayıcı işgücü göstergeleri olarak ifade edilen atıl işgücü artmaya devam ediyor. 2023 Kasım ayında yüzde 22,6 olan zamana bağlı eksik istihdam, ümitsiz işsizler, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar, iş arayan ancak hemen çalışmaya başlayamayacak olanlar ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı bir yılda 6 puan artarak yüzde 28,2 oldu. Bir yıl önce 8 milyon 666 milyon olan gerçek işsiz sayısı 2,8 milyon artarak 11 milyon 436 bin kişiye çıktı.
PANDEMİ DÖNEMİ GİBİ
Ekonomist Dr. Murat Kubilay, geniş tanımlı işsizlik oranının son 12 aydır yüzde 24’ün üzerinde olduğuna dikkati çekerek bu oranın pandemi döneminde gözlemlendiğini hatırlattı. Ekonomideki durgunluğun işgücü piyasasına yansıdığını kaydeden Kubilay, kasım ayı işsizlik verilerini şöyle değerlendirdi:
“Son 12 aydır istisnasız, geniş tanımlı işsizlik, yüzde 24’ün üzerinde ifade ediliyor. Bu oranı biz sadece pandemide, bütün dünya için olağanüstü olan koşullar esnasında gözlemlemiştik. Hem hizmet hem de sanayi üretimindeki durgunluk veya durgunluğa yakın süreci, daha önce GSYH’de de yine benzer bir şekilde görmüştük.
Bunların artık istihdam piyasasına, iş gücü piyasasına yansımalarını açık bir şekilde görüyoruz. Yani bir şekilde ekonomideki zayıf aktivite iş yaratamamakta, bir süreliğine bu yarı zamanlı işlerle, eksik zamanlı işlerle telafi edilse bile kalıcı olumlu sonuç alınamamakta.
Bu aya ilişkin özel bir anomali daha var. İstihdamdaki yaklaşık 168 bin kişilik azalmaya rağmen işsizlik oranının düşmesi gibi… Bu da haliyle son dönemde ümidini kaybetmiş birçok kişinin iş gücünün dışına tümden çıkması nedeniyle oluyor. Yani yaklaşık 250 bin kişi kadar iş gücüne dâhil olmayan grupta bir artış var.
Bu artış da insanlar aslında çalışmasa bile işsizlik verilerinde işsiz olarak kaydedilmediği için işsizlik oranının ekonomi genel görünümü ve toplumsal hissiyatın aksine, düşmüş gibi gözükmesine sebep oluyor. Bu nedenle de geniş tanımlı işsizliğe, TÜİK'in tanımıyla atıl iş gücü oranına bakmakta fayda var. Önümüzdeki aylarda sanayi üretimde, hizmetler sektöründe herhalde kendine ve ekonomiye güvenilir ilişkin olumlu bir seyir izlemezsek, bu gidişat böylece sürecek.
Şunu da unutmamak gerekiyor ki, ekonomide iyimser beklentiler oluşsa bile, onun ardından üretimin ve sonrasında da istihdamın gelmesi biraz gecikmeli oluyor. Faiz indirimlerinin başlaması ile birlikte hafif bir iyimser görünüm var. Bunun gerçekten sürüp sürmeyeceğini önümüzdeki aylarda takip edeceğiz ve üretime yansımalarını inceleyeceğiz ve neticesinde işsizliğe, istihdam piyasasının yılın geri kalanındaki görünüşü hakkında bir fikir elde edebileceğiz. Ama şu an gördüğümüz bir olumsuz durum sözkonusu.”