Böcek davasında kendisinden istenen sipariş raporu vermeyen eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz ile birlikte iki TÜBİTAK çalışanı üç gün önce tutuklandı. Palaz’dan, MİT aracılığıyla, Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisinde ve konutunda bulunduğu iddia edilen dinleme cihazı (böcek) ile ilgili raporu tahrif etmesi istenmişti. Ancak Palaz ve iki çalışanı, kurulmak istenen ‘kumpasa’ direnmiş ve istenilen sahte evrakları hazırlamayacakları yönünde görüş beyan etmişti.
Hasan Palaz, Ocak 2012’den itibaren yaşadığı bu süreci, ‘Ömrümü Yedin Bay Böcek’ isimli kitapta topladı. Kitabında, söz konusu dinleme cihazının incelenmek üzere TÜBİTAK’a geldiği tarihten gözaltına alındığı güne kadar yaşadıklarını ayrıntılı olarak anlattı. Palaz, MİT tarafından kendilerine gönderilen böceklerin Erdoğan’ın ofisinde bulunduğu bilgisini ilk defa Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görevli Başmüfettiş Mehmet Emin Baysa’dan duyduğunu kaydediyor. 27 Kasım 2013 tarihinde Başbakanlık Teftiş Kurulu’na ifade için davet edildiğini kaydeden Palaz, devamında şu bilgileri veriyor: “Bu görüşmeden anladığım, TÜBİTAK raporundan çıkan deneye dayalı bilimsel ve objektif sonuçların ‘beklentiyi karşılamadığı’ ve ‘rahatsızlık oluşturduğu’ idi. Teftiş Kurulu’ndaki başmüfettiş, beni uğurlarken ağzındaki baklayı çıkardı. Daha önce bilimsel raporlarda tespit edilen poliüretan dolgu malzemesinin katılaşma tarihini 10 gün önceye almamı istedi. Kısacası böceğin kullanıma girdiği tarihin gerçek tarihten başka bir tarih olarak değiştirilmesi isteniyordu. Aksi halde ‘birilerinin adamı’ olarak fişlenip görevden alınacağım açık seçik belirtildi. (Baysa) konunun hassas olduğunu ifade ettikten sonra ‘kendini yakma, kim yanarsa yansın’ şeklinde yoğun tehdit ve baskıda bulundu. Benden istenen tahribat kabul edilecek bir şey değildi. TÜBİTAK’tan atılmadan iki gün önce kendi aracımla, yanıma avukatımı alarak Ankara’ya gittim. Ankara Cumhuriyet Savcısı H.Ş.’ye böcek dosyası kapsamında tanık sıfatıyla bilgi verdim ve bahse konu ismi de savcı ile paylaştım.”
KOMPLOYU KURANLAR ERDOĞAN’IN OLİGARŞİK KADROSU
Hasan Palaz, kendilerine ulaşan böcekle ilgili tarihin 10 gün erkene alınmasının gerekçesini ise şu şekilde yorumluyor: “24 ve 25 Kasım 2011 tarihlerinde İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan (İDB) polisler Başbakan’ın Keçiören ve Çankaya çalışma ofislerinde böcek taraması yapmışlar. Ama böcekler 28 Aralık 2011 günü MİT aramasında bulununca İDB’den görevli gelen bu polislerin üzerine suçu yıkma girişimi oluyor. Yani böceğin yerleştirilmesi, hedef haline gelen bazı insanların üzerine yıkılmak istenmekteydi. 2012 başındaki bir olayı savcıya vermek için iki buçuk yıl beklenir mi? Bu dosyayı bekleteyim, ihtiyaç olunca birine veya birilerine yamarım anlayışı. Bu bile konuyu anlamak için yeterlidir. Biz, böcek 10 gün önce konmuş desek, polislere ‘Vay siz yaptınız’ denecekmiş. Benden istenileni yapsaydım birilerinin siyasi amaçları için kurguladığı bir komplonun pis bir maşası olacaktım. Böyle pis bir oyuna, aslında farkında olmadan engel olduğum için, şahsıma ve TÜBİTAK’a büyük bir kin duyuluyor. Benim şu anda gördüğüm ortaya konan senaryoda ben kötü adamım. Senaryoyu yazanlar dönemin başbakanının oligarşik kadrosudur.” Palaz, bu cümlelerin ardından kendisinin söz konusu tahribatın etik ve yasal olmayacağını değerlendirdiğinden dolayı da kaleminin kırıldığını kaydediyor.
TAHRİBAT YAPSAM ÜST BİR GÖREVE GELİRDİM
Hasan Palaz, eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün görev yaptığı dönemde kendisine büyük bir destek verdiğini kaydediyor. Ancak Ergün’ün 26 Aralık 2013’te koltuğunu Fikri Işık’a devretmesinin ardından hedefe konulduğuna dikkat çekiyor. Bir yandan siyasi baskıların artarken, diğer yandan da böcek raporunda tahribat yapması halinde kendisine birçok kapının da açılacağını kaydediyor. Bu kapsamda da TÜBİTAK ya da başka bir bilimsel kurumda üst bir göreve getireceğini aktarıyor. Küçük bir kalem oynatmakla onlarca masum insan ve ailenin suçlanıp lekelenmemesi için tahribata karşı çıktığının altını çizerek, “Böyle bir manevi yükü nasıl taşıyabilirdim? Farkına varmadan pis bir oyunu bozdum.” dedi.
KRİPTOLU TELEFONLAR TÜBİTAK TARAFINDAN DİNLENEMEZ
Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Palaz, dönemin başbakanı Erdoğan ve bazı bakanların kriptolu telefonlarının dinlendiğine ilişkin iddialara da açıklık getiriyor. Kurumun sahip olduğu bilgi ve teknolojik birikimlerle kriptolu telefonların dinlenmesinin mümkün olmadığının altını çiziyor. Kriptolu telefon görüşme kaydının alınarak, ardından da kriptosunun çözülmesinin de mümkün olmadığını dile getiriyor.
Zaman