Birçok sivil toplum örgütü temsilcisinin takip ettiği bugünkü duruşmada Fincancı, savcının mütalaasına karşı savunma yaptı. "Daha önce de belirtmiştim. Ortada bir hakaret değil, hakikat var" diyen Fincancı, şunları ifade etti:
"Çünkü 15 Haziran 2013'te, bu tweeti attığım dönemde, Türkiye'de Gezi sürecinde 8 insanı kaybetmiştik, 10'un üzerinde insan görme yeteneğini yitirmişti. Binlerce insan ciddi bir biçimde yaralanmıştı. O dönemde Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) başkanıydım. Aynı zamanda İstanbul'da sağlık sorunu yaşayan insanların tedavisine katkı sunmak üzere tabip odalarının oluşturduğu gezici revirlerde görevliydim. İTO'nun revirlerinde görev yaparken kolluk görevlileri, doğrudan revirin içerisine hedef gözetilerek gaz fişekleri attı. İnsanların tedavi edildiğini görüyorlardı, o kadar yakın mesafeden atıldı. Hemen birkaç gün önce dönemin başbakanı, 'Emri ben verdim, polisimiz destan yazdı' dedi. Polisin görevi insanları yaralamak, öldürmek, kör etmek değildir. Bu nedenle beraatımı talep ediyorum."
Fincancı savunmasında suçlamaları kabul etmediğini belirttikten sona da "Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Bunun sonucunda ceza çıkarsa onu da kabul etmiyorum. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını da kabul etmiyorum" dedi.
“20 GÜNDE BİR YILLIK GAZ TÜKETİLDİ”
Ardından Avukat Meriç Eyüboğlu, müvekkilinin o dönemde TİHV Başkanı olduğunu, aynı zamanda ve adli tıp uzmanı olduğunu söyledi.
Eyüboğlu, "Fincancı, uluslararası ölçekte bilinen bir bilim insanıdır ve olaylara tanıklık etmiştir. Uzmanlık alanı işkencedir ve uluslararası alanda da bu konuda çalışmaktadır. BM'nin İstanbul Protokolü'nü hazırlayan ekibin içerisindedir. Bunları müvekkilimin bilim insanı olduğunu anlatmak için değil, bilimsel olarak tüm bunların tanığı ve gözlemcisi olduğunu söylemek için belirtiyorum. 2013'te atılmış bir tweetten yargılanmaktayız. Aynı dönemdeki tweetlerden belki başka zaman da karşınıza çıkacağız. 2013'te tweeten atıldığı o dönem hak ihlalleri raporları var. Müvekkilimin bahsettiği ölümler tüm bu raporlarda yer almaktadır. Aynı zamanda dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kabul edilmiş ve özür dilenmiştir. Af Örgütü, bir yıllık gaz stoklarının 20 günde tükendiğini raporlamıştır" şeklinde konuştu.
“GERÇEĞİ SÖYLEMEK HAKARET OLAMAZ”
Eyüboğlu, "Mütalaaya katılmıyoruz. Müvekkilim gerçekten söz etmiştir ve gerçeği söylemek hakaret olamaz. Dönemin Başbakanı, polise talimatı kendisinin verdiğini zaten beyan etmiştir. O zaman bu tabloda bu tweetin neresi suçtur? 'Katliam' sözcüğü mü suçtur" diye sordu. Eyüboğlu Fincancı'nın beraatını talep etti.
TİHV, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), CHP, Emekli İşçiler, Eşit Haklar Derneği, Barış İçin Akademisyenler, Kocaeli Dayanışma Akademisi’nden isimler isimlerin de bulunduğu açıklamada, TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, "8 insan hayatını kaybetti, 10’un üzerinde insan gözünü yitirdi. 15 Haziran 2013’te Gezi Parkı’ndaki revirdeyken doğrudan revire atılan gazlar sonucu ciddi sağlık sorunu yaşayan insanlar oldu. Erdoğan 'Emri ben verdim’ dediği için ‘Katliam emrini RTE verdi, polis de canla başla yerine getiriyor' diye yazmıştık. Aslında bir hakikati dile getirmiştik. Hakikati dile getirmek epeydir bu ülkede bir sorun ve cezalandırılma nedeni" dedi.
Mahkeme, Fincancı hakkında 354 günlük adli para cezasının günlük 20 TL’den hesaplanarak 7 bin 80 lira para cezası verilmesine karar verdi. Duruşma sonrası Fincancı, “Parasız kaldılar malum onunlar için para cezaları daha önemli. Artık bizi hapse koymak yerine para cezası vererek para toplamaya çalışıyorlar” dedi.