Müslümanların ve göçmenlerin Amerika'ya girişini yasaklamayı vaadederek başkan seçilen Trump'ın "Gülen'i Humeyni'ye benzeten" başdanışmanının arkasından AKP lobisi çıktı.
“Müttefikimiz Türkiye bir krizde ve desteğimize ihtiyacı var” diyerek The Hill'de Erdoğan rejimine kaş-göz yapan bir makale kaleme alan Trump'ın Başdanışmanı emekli Korgeneral Michael Flynn'nin AKP'ye yakın işadamı tarafından maaşa bağlanmış, lobici şirket sahibi olduğu anlaşıldı. Yani Flynn'in lobi şirketinin, AKP'ye yakın işadamı E. Alptekin'in Hollanda'da bulunan şirketi tarafından lobi yapmak amacıyla satın alındığı ortaya çıktı.
Lobi kaydına ait resmi belge sosyal medyada yayınlanırken, AKP ve Trump'ın başdanışmanı arasındaki bu lobi ilişkisinin kamuoyuna açıklanmamış olması tepki çekti. Gazeteci İlhan Tanır, lobiciliğin tamamen şeffaf şekilde yürüdüğü Amerika'da bu ilişkinin gizli tutulmasının kabul edilemez olduğunu yazdı.
Flynn değil Erdoğan konuşuyor!
Erdoğan rejimi ile Trump'ın başdanışmanı arasındaki bu ilişkinin açığa çıkardığı gerçek, Başdanışman Flynn'in bir lobicilik faaliyeti çerçevesinde AKP'nin tezlerini dillendiriyor olması. Nitekim Flynn, AKP reklamı yaptığı ve havuzun eş zamanlı olarak PR'ını yaptığı yazısında “Müttefikimiz Türkiye bir krizde ve desteğimize ihtiyacı var” başlığını tercih etmişti. Baştan sona temelsiz iddiaların ortaya atıldığı yazıda Flynn, Hizmet hareketini suçlamaya çalışırken, "Gülen'in küresel ağının, terör tehlikeli uyuyan hücre tanımına uygun işaretler içerdiği" şeklinde epey dolambaçlı ve komik bir iddiayı dile getirmişti.
Flynn, bu temelsiz iddianın ardından tıpkı sarayın maaşlı katipleri gibi zorlama yorumlar yaparak, Usame bin Ladin ile onunla ilgili "Hayatımda nefret ettiğim tek isim" diyen Fethullah Gülen Hocaefendi ile karşılaştırma gibi bir hezeyanın içine girdi. "11 Eylül saldırılarından sonra Usame Bin Ladin’in Türkiye’nin vergi mükellefleri tarafından fonlanan 160 charter okulu idare ederken Türkiye’de bir sayfiye kasabasındaki güzel bir villada yaşadığını duysak ne yapardık?" yazan Flynn'in AKP ile "gizlenen" ilişkisinin ortaya çıkması, bu iftiraları Erdoğan rejiminin lobicilik faaliyetleri kapsamında dillendirdiğini tescil ediyor.