Frank Stocker tarafından kaleme alınan yazıda, Türkiye, “Aşil Topuğu”na benzetildi. Stocker, ABD Başkanı Trump’ın her an Türkiye’yi topuğundan vurabileceğine vurgu yaparak, Trump’ın Türkiye’yi ekonomik krizin de ötesine sürükleyerek, devletin çöküşüne yol açabileceğine işaret etti.
Yazı şu şekilde başlıyor:
“Türk Lirası yeniden keskin bir şekilde düşüşe geçti. Bunun bir nedeni ABD Başkanı Trump’ın ambargo tehdidi. Yaptırım tehdidi, her halükarda ekonomiyi uçurumun kıyısına taşıyor. Bu durum, insanlar için bir karabasan. Salı sabahı Türk Lirası yine inişe geçti. Bu esnada Türk Lirası, ABD doları karşısında yaklaşık 20 sent olarak değer gördü. Sene başında bu rakam, 26 sentti. İki yıl önce ise, Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değeri 35 sentti. Şimdi Türk Lirası’ndaki düşüşle birlikte Enflasyon da yüzde 15’in üzerine çıkarak dörtnala yükselmeye devam ediyor. Ama bu tablo, yeni tehlikenin getirecekleri karşısında çok iyimser kalıyor. ABD Başkanı, bu ekonomideki bu krizi daha da derinleştirebilir. Trump, Papaz Pastor Andrew Brunson’un serbest bırakılmaması halinde Türkiye’ye yaptırım uygulayacağını duyurmuştu. Bu tedbirler, ekonomiyi direkt hedefliyor ve deyim yerindeyse ülke ‘Aşil Topuğu’ndan vurulmuş olacak.”
Die Welt Gazetesi, Papaz Brunson’un yargılanma sürecini ve son gelişmeleri hatırlatıyor. Perde arkasında yapılan pazarlıklara ve Erdoğan’ın Fethullah Gülen konusundaki açıklamalarına ve taleplerine yer veriyor. Erdoğan’ın Gülen’i pazarlık konusu yapmak istediğine işaret eden gazete, ABD Başkanı Trump ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin Türkiye’ye sert açıklamalarını analiz etti.
Die Welt Gazetesi, yaptırımların ekonomik boyutu hakkında şu yorumu yaptı:
“Fakat şu bir gerçek ki; Türkiye’nin ABD ile ticari ilişkileri eskiye oranla düşmüş durumda. Türkiye son zamanlarda 8,6 Milyar dolar dolayında dışarıya mal satıyor, ki bunun neredeyse yarısını Almanya’ya yapıyor. Türkiye için esas yaralayıcı olan durum, Washington’un ekonomik yaptırımlarla Türkiye’nin finans sisteminde oynayacağı rol. Amerikan Senatosu Değerlendirme Komisyonu, harekete geçti ve Dünya Bankası ve İMF’nin Türkiye’ye olası ekonomik yardım paketine karşı bir yasayı şimdiden hazırladı bile. Tabii ki bu, sendelemekte olan Türk ekonomisine karşı tesadüfen alınmış bir karar değil.
Türkiye’de enflasyon, son 14 yılın değerlerini geride bırakarak adeta dörtnala giderek yüzde 15,4 yükseldi. Sene başından bu yana Türk Lirası, yüzde 20 değer kaybetti. Bu rakam, başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin yapıldığı 2016 yılına göre ise, yüzde 40 dolayında. Bunun sebebi, Türkiye Merkez Bankası’nın düşük faiz uygulamasına gitmesiydi. Merkez Bankası formaliteden bağımsızdı. Anlaşıldı ki, Erdoğan, yeniden seçilmesinden hemen sonra dümeni eline aldı. DZ Bank analisti Sören Hettler, “Erdoğan seçimleri kazandıktan sonra, para politikasına daha sert müdahale edeceğini ilan etti” diyor.
Son iki haftada yaşananlar gösterdi ki; Merkez Bankası, faizlerin yükseltilmesi konusunda Erdoğan’a fazla direnç gösteremedi.
Döviz kuru uzmanı BayernLB, “şayet Merkez Bankası baskı altında kalmadan faizleri yükseltme gibi bir fikir değişikliğine giderse, Türkiye ekonomisi yakın gelecekte cari açık ve yatırım krizini aşabilir.” diyor. Ama ortada ABD’nin yaptırım tehdidinin durduğunu da unutmamak lazım. Türkiye devletinin bu yaptırımlara karşı kullanabileceği bir aracı ve kozu da yok. Şu anda Türkiye’nin para rezervi 83 milyar dolar dolayında. Bu rakam, yaklaşık Türkiye’nin Gayrisafi Milli Hasılası’nın yüzde 10’una karşılık geliyor. O yüzden son çare Dünya Bankası veya IMF’den gelecek destek paketi. Ama eğer ABD yaptırım uygularsa, Türkiye ekonomisi çökmeye mahkum ve İflas da kaçınılmaz olacak.”