"Trump, Çağlayan’ın sanık yapılması için ‘Çok üzgünüm’ demiş"
ATV-A Haber ortak yayınına katılan Erdoğan, mayıs ayındaki Washington ziyaretinde kavgaya karışan korumaları hakkında dava açılmasına ilişkin şöyle konuştu: “Geldikten sonra bir de baktık ki arkadan bizim korumalarımızla ilgili gözaltı kararları veya işte kendilerine göre… Mesela eşimin bir hanım koruması, olayların olduğu yerde yok. Resmi olarak ismi olan korumalar içerisinde Amerika’ya hiç gelememiş olanlar var. Bunlarla ilgili gözaltı kararı gibi bir şey çıkarıyorlar. Sonradan bakıyoruz ki olay yine geliyor, ‘F...’ye dayanıyor. Orada da ne yazık ki bunlarla müşterek çalışıyorlar. Çünkü bu savcılar malum bunlarla müşterek çalışan savcılar olduğu için burada da aynı uygulama yapılıyor.”
‘Garip ifadeler var’
Sözü, Çağlayan’ın ‘Sarraf davası’nda sanık yapılmasına getiren cumhurbaşkanı şu ifadeleri kullandı: “İşte ekonomi bakanımız Zafer beyle ve bunun yanında Halk Bankası’nın alt yöneticileriyle ilgili alınan kararın da yine nasıl bir organizasyonun neticesi olduğu ortaya çıkıyor. Ben geçen basın toplantımda da söyledim. Bu 17-25 Aralık sürecinde buradaki FETÖ ekibinin soruşturmalarında geçen ifadeler neyse, aynısı şimdi burada geçiyor. Hiç mi hiç alakası olmayan veya bakanlık süreciyle bakanlık sürecinin dışındaki dönemleri kapsayan garip ifadeler var. Konuya da hakim değiller.”
‘Trump ‘Çok üzgünüm’ dedi’
Kazakistan’ın başkenti Astana’dayken ABD Başkanı Trump’ın kendisini bu konuda aradığını belirten Erdoğan, görüşmede konuşulanları şöyle anlattı: “Ben bunları hakikaten çok yadırgadım fakat Astana’dayken sayın Trump beni aradı. Ben tabii başka konular zanettim. Meğerse bu konularla ilgiliymiş. Ben kendisine bir ara telefon görüşmemizde bunlardan üzüntümü söylemiştim. ‘Ben ilgileneceğim’ filan dedi. Sonra bu görüşmemizde dedi ki ‘Ben bundan dolayı çok üzgünüm. İncelettim ama bu federal devletin değil, eyalet devletinin güvenlikçilerinin yaptığı bir yanlış. Bunlar doğrudan bana bağlı değil ama ben bu işi yakın takibe alarak araştıracağım’ dedi.”
Ne olmuştu?
Çağlayan 6 Eylül’de ABD’li savcılar tarafından sanık ilan edilmiş, dolandırıcılık, yalan beyanat, rüşvet almak ve suç şebekesini yönlendirerek koruyup kollamakla suçlanmıştı.
Suçlamalar ABD’de dolandırıcılıktan tutuklu bulunan Rıza Sarraf’ın davası kapsamında dile getirilmiş, böylece davada ilk kez Türkiye’de bakanlık yapmış biri de sanık haline gelmişti.
Tutuklama kararı, aynı suçlamaların yöneltildiği Halkbank eski genel müdürü Süleyman Aslan ve yardımcıları Levent Balkan ve Abdullah Happani için de çıkmıştı.
Davada Sarraf için istenen ceza 75 yılken, Çağlayan’a yönelik suçların maksimum cezası 95 yılı buluyor.