Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun, 11 Haziran 2024 tarihli kararıyla, teğmene, "hizmete engel davranışlarda bulunmak" eyleminin sübut bulunduğu gerekçesiyle “Silahlı Kuvvetlerden ayırma” cezası verildi. YDK’nın gerekçesinde, "WhatsApp paylaşımlarının, siyasi içerik ve görüş taşıdığı, vatandaş ilişkileri ile iç ve dış politikada eleştiri boyutunu aşarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek derecede olduğu, dolayısı ile hizmete engel davranışlarda bulunmak eyleminin sübut bulduğu" belirtildi.
İHRAÇ KARARI İPTAL EDİLDİ
Teğmen, YDK kararının iptal istemiyle dava açtı. Davaya bakan Konya 3. İdare Mahkemesi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun ihraç kararını oy birliğiyle 16 Ocak 2025’te iptal etti.
İdare Mahkemesinin gerekçesinde, ceza yaptırımına bağlanan her eylemin tanımının yapılması ve yasanın ne tür eylemleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerektiği vurgulandı.
Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin de açık bir şekilde ortaya konulmasının zorunlu olduğu ifade edilen gerekçede, disiplin cezasına konu eylemler ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesinin de hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğuna işaret edildi.
"İHRAÇ KARARINDA SOMUT BİR BELGE YOK"
Gerekçede, “İdareler, kamu görevlileri hakkında disiplin cezasını tayin ve takdir ederken, suç ve ceza arasındaki hassas dengeyi gözetmesi gerekmektedir. Disiplin cezası vermeye yetkili olan organlar, mevzuata bağlı kalmakla birlikte, evrensel hukuk normlarından olan ölçülülüğün alt ilkeleri olan elverişlilik, gereklilik ve orantılılık unsurlarını da göz önünde bulundurmalıdır" ifadeleri yer aldı.
Gerekçede, şunlar kaydedildi:
"Bu durumda, her ne kadar dava konusu işlemler tesis edilmiş ise de davalı idare tarafından, askerlik mesleğinin ciddiyeti ile bağdaşmadığı açık olan söz konusu paylaşımların, siyasi bir amaçla yapıldığını destekleyen somut bilgi ve belgelerin ortaya konulamadığı, söz konusu paylaşımların devamında davacı tarafından siyasi içerikli herhangi bir yorum ve ifadeye yer verilmediği, anılan fiille uygulanan ceza arasında ölçülülük bulunmadığı ve bu haliyle de disiplin hukukundaki ‘ölçülülük’ ilkesine aykırı davranıldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır."