Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak, Kömür madenlerinde en kötü iş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye'de olduğunu savundu. Sak, işletilen madenlerde mevzuatta bir problem bulunmadığını; uygulamadan kaynaklı problemlerin olduğunu iddia etti.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), 'Türkiye Kömür Madenciliği Sektöründe Sözleşmesel Düzenlemeler' başlıklı raporunu açıkladı. Madencilikte ulusal bir politikanın geliştirilmesinin gerekliliğine dikkat çekilen raporda bu politika ile Türkiye'nin doğal kaynaklarının süreklilik temelinde geliştirilmesinin yanı sıra sektördeki tüm çalışanların sağlığını ve güvenliğinin de gözetilmesi gerektiği vurgulandı.
Madenciliğin Türkiye ekonomisindeki stratejik önemini vurgulayan raporda, Türkiye'nin enerji ihtiyaçlarına ve kömür sanayinin bu ihtiyaçları karşılama potansiyeline ilişkin bir analizden hareketle kömür sanayi için daha güçlü bir sektörel gelişim stratejisi çağrısında bulundu. Raporda ayrıca geliştirilecek uzun dönemli vizyonun iş sağlığı ve güvenliği (İSG) alanındaki etkilerinin de dikkate alınması gerektiğine işaret edildi.
Raporun sunumunu yapan TEPAV İcra Direktörü Güven Sak, Kömür sektöründe uygulamadan kaynaklı problemlerin olduğunu altını çizdi. Kömür madenlerinde en kötü iş sağlığı ve güvenliğinin Türkiye'de olduğunu anlatan Sak, mevzuatta bir problem olmadığını Türkiye'deki kömür madenlerindeki düzenlemelerin dünyadaki düzenlemeler ile uyumlu olduğunu söyledi.
Asıl problemin uygulamada olduğunu belirten Sak, istihdam yapısını, sözleşme yapısının düzeltilmesi gerektiğini ve ruhsatlandırma sürecindeki kamu koordinasyonunun yeniden ele alınmasında fayda sağlayacağını kaydetti.
Bu uygulamadaki eksikliğin düzeltilmesi için madencilik sektörünün güçlü bir sahibi olmasının gerektiğinin altını çizen Sak, Türkiye'nin madencilik stratejisi ile elektrik üretim stratejisinin birbirine karıştığını ifade etti. Elektrik üretimini karşılayan birimle kömür madenciliği işlerine bakan birim aynı irade biriminin içine yerleştirildiğinde üretim ihtiyacının her an sağlanması talep edilen elektrik enerjisi üretimi madencilikten daha önemli hale geldiğini belirtti.
Elektrik üretiminin sağlanmadığı halde siyasi bir tepkiye açık bir mesele olmasının madencilikle ilgili stratejilerin güçlü bir şekilde oluşturulmasını engellediğini belirten Sak, madencilik sektöründeki uygulamadaki zayıflığın elektrik üretim ihtiyacının baskın niteliği olduğunu söyledi.
CİHAN