Türkiye'nin son dört yılda bir kriz girdabında olduğunu ve bunun giderek derinleştiğini söyleyen Temelli şöyle devam etti:
"Bu kampanya gerilim hattında sürmesinin yegane nedeni budur. AKP-MHP bloğunu ısrarla bu hukuksuz nizamı sürdürme gayreti içindedir. Bunu eşi benzeri görülmemiş bir şiddet ve hakaret kampanyası ile yürütmüştür. Bir seçime mi giriyorduk bir savaşa mı beli değildi. GBT kontrollerinden sonra garnizonlaştırılmış şehirlere kadar her şeye şahit olduk. Bir iktidarın kampanyasına şahit olduk. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen şeye ve Cumhurbaşkanlığı’nın vasfını yitirdiğine bu kampanyada tanık oldu. Toplumsal bölücülüğüne ve nefret söylemine tanık olduk. Evet topumu tam da ortadan böldü. Bizler onlar diyerek Kürt düşmanlığı üzerinden nefret söylemini her gün dile getirerek bir şiddet kampanyasını dilde, üslupta sürdürdü."
MA'da yer alan habere göre, "İktidarın seçim sonuçlarını kabul etmez tavrına karşı Anayasa kurumları Anayasa'ya ve hükümlerine göre adım atmalıdır" diyen Sezai Temelli, devam etti:
"YSK Anayasal bir kurumdur seçim adaletine ve seçimin nasıl yapılacağına dair yasalara uymak durumundadır. İtirazları değerlendirirken de mazbataları da verirken de YSK yasaların gereğini yerine getirmelidir. Bu çerçevede yeniden 31 Mart neyi ifade ediyor dediğimizde; bu süreci ifade etmesi öncesinde önümüzdeki dönem için politik ve toplumsal mücadele sürecine dair önemli bir perspektif sunmaktadır. "