Duvar’dan İrfan Aktan’ın sorularını yanıtlayan Temelli, "Tabandan çok güçlü bir çağrı gelseydi, Meclis'ten çekilirdik. Çünkü biz, diğer partilerden farklı olarak, halkımızla beraber bir örgütsel hayat biçimlendiriyoruz. Bunca tutuklamaya, baskıya rağmen HDP’nin nasıl hâlâ ayakta kaldığını merak edenlere de yanıt vermiş olalım, tam da bu nedenle, yani halkımızla birlikte hareket ettiğimiz için ayaktayız" diye konuştu.
Temelli, “çekilme” yönündeki çağrıları nasıl değerlendirdiklerine ilişkin de “Bu öneriyi yapan arkadaşların haksız veya yanlış olduğunu söylemiyorum. Bu da bir seçenektir. Ama içinde bulunduğumuz koşulları değerlendirdiğimizde, bu seçeneğin bugün için mücadelemize katkı sağlamayacağı sonucuna ulaştık” dedi.
Temelli “Hemen her gün partinizin üyeleri, belediye başkanları, il başkanları gözaltına alınıp tutuklanıyor. Genel merkezinizin bazı tutuklamalara yönelik sert tepki bile vermediği görülüyor. Siz bu tutuklama furyasına alıştınız mı?” şeklindeki soruya “Hayır, sadece biz değil, siyaset yapan hiç kimse bu hukuksuzluğa alışmamalı. Ortadaki gerçeklik yeni bir hukuk yaratma değil, var olanın askıya alınmasıdır. Olağanüstü hâlin, istisna halinin süreklileştirilmesi hedefleniyor. Alışmak ne kelime; toplumun reflekslerinin yok edilmemesi için büyük bir mücadele yürütüyoruz. Sürekli çağrılar, eylemler yapıyoruz. Sorunuzu anlıyorum; tüm bu mücadelemize rağmen, bize karşı yapılan hukuksuzluklara alıştığımıza dair bir algının da olduğunu biliyorum” yanıtını verdi.
“Medyasıyla, devletin diğer vasıtalarıyla bize karşı çok büyük bir psikolojik savaş yürütülüyor” diyen Temelli, “Haber kanallarında neredeyse hiç yokuz. Sesimizi duyurabileceğimiz birkaç mecra dışında eldeki tek alan sosyal medya. Ama orada da ciddi sıkıntılar var” dedi.
Temelli, “Erken seçim olsa yine CHP’li adaylara destek verir misiniz?” şeklindeki soruya ise şöyle yanıt verdi:
“31 Mart’ta biz öncü rolü oynayarak bir strateji ortaya koyduk ve Türkiye’de çok önemli bir değişim, dönüşüm sürecinin önünü açtık. İnsanlar büyük bir umutsuzluktan çıktı, ‘bu iktidar değişebilir’ umudu yeşerdi. Şimdi erken genel veya yerel seçimler geldiğinde, orada ortaya çıkacak ilişkiler geçmişin bakiyeleri veya yaşanmışlıklar üzerinden değil, gelecekte neler yapılacağı üzerinden biçimlenir. Dolayısıyla Rojava’da, Suriye’de, Türkiye’de ne yapmalı sorularına yanıtlar üretmek ve bu yanıtlar üzerinden buluşulup buluşulmayacağına bakmak gerekiyor. Bu yanıtları üretebilecekler mi? Türkiye’deki Kürt meselesi için, Rojava için ne diyecekler? Irak’ta, Kürdistan Bölgesel Yönetimi için ne diyecekler? CHP’yi de diğer muhalefet partilerini de kastediyorum. Ne diyecekleri ve ne yapacakları belirleyici olacak.”