İşte bugün (31 Temmuz 2017) yayınlanan o mektup...
Sayın Yeni Asya yetkilileri. Sizleri adaletli yayınlarınızdan dolayı tebrik ediyorum. Allah yardımcınız olsun. Sosyal medyada yazılarınızı, karikatürlerinizi görünce biraz nefes alıyoruz.
Dinlenmeden azarlandığımız, anlaşılmadan dışlandığımız, merhametsizce kovulduğumuz, araştırmadan cezalandırıldığımız, ön yargılarla ötekileştirildiğimiz ortamda Allah sizden razı olsun.
Bu da benim hikâyem: Eşim (18 yıllık öğretmen) MEB’den ihraç oldu. Benim (24 yıllık öğretmen ve doktora öğrencisiyim) özel okulda lisansım iptal oldu. Bir bankadaki paramıza (250 bin TL) da geri verilmemek üzere tamamen el konuldu. Benim de iki kızım var, biri TEOG biri LYS hazırlanıyor.
Büyük kızım okula bir yıl yanında kumanya götürdü, yolun yarısını yürüdü yarısını dolmuşla gitti. Okulun yemek parası ve servis parası ağır geldi ödeyemeyince bu yolu seçtik. Ben özel ders vermeye çalıştım, ama piyasa yok. Şimdi bir emlâkçıya yardım ediyorum, pizzacılık kursuna gittim, ama yaşım (45) nedeniyle iş bulamadım. Şimdi kirayı ödeyecek parayı bulamıyorum.
Eşim de ihraç yazısı ve yaşı (44) nedeniyle iş bulamıyor. Her gün karanlık, güneşi olmayan rüyalarla güne uyanıyoruz. Derdimizi evimizdeki çiçeklerimize anlatıyoruz, bazen onlar da dayanamayıp boyunlarını büküyorlar. Bir yıldır akrabalarımız, dostlarımız dahil bizden uzaklaştı. Geçen yıllarda ortalama 4-5 bin lira fakirlere, öğrencilere, kurumlara yardım ediyordum. Şimdi maalesef Ramazanda fitre kabul edecek duruma düştük. Bir ay boyunca kapımızı iki insan çaldı. Telefon rehberimde 500 civarında numara var, son bir yılda sadece 9-10 tanesi ile aktif görüşüyorum. Millet bizden vebalı gibi kaçıyor.
Biz vebalı değiliz, biz hain değiliz, biz Allah rızası için ülkeye hizmet için yemin etmiş insanlarız. İnsanlar bir gün bu toz-duman ortamdan uyandığı zaman yaptıklarından utanacaklar. Onlar helâllik için geldiklerinde ben onlara inşallah, “Allah size merhamet ederse bize bundan gayrı bir şey düşmez!” diyeceğim. Ben gerçekler bir bir gün yüzüne çıksın diye duâ ediyorum. Masumlara sıkıntı yaşatanları, zulmedenleri, gerçeği gizleyenleri, çıkarı için dinini kullananları, dünya hayatını ahirete tercih edip her türlü kire bulaşanları, plan yapanları, hileli fetva üretenleri Allah’a havale ediyorum.
Allah’ım halen hizmet edecek ömrümüz varsa sen bizi yaşat, yok artık işe yaramıyorsak al canımızı, Allah’ım biz sırat-ı müstakimden ayrıldıysak bizi doğru yola ulaştır diyorum.
Selâm ve hürmetle...
*İsimler mahfuzdur