Devlet Bakanı Mehmet Aydın,
TÜBİTAK tarafından dinleme yapılamayan
telefon üretildiğini bildirerek, bazı kurumlarda kullanılan bu telefonun henüz piyasaya sürülmediğini bildirdi.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, görüşmelerin tamamlanmasının ardından Devlet Bakanı Mehmet Aydın ile Devlet Bakanı
Selma Aliye Kavaf, milletvekillerinin
eleştiri ve sorularına
cevap verdi.
Devlet Bakanı Aydın, sorumlu bulunduğu kurumların bilimle ilgili olduğunu belirterek, dünyadaki bilim kurulları ne yapıyorsa,
Türkiye'deki kurulların da aynı şekil ve yöntemle çalıştığını söyledi.
''
Ermenistan meselesiyle ilgili Türkiye olarak tavrımız belli'' diyen Aydın, dünyanın değişik
ülkelerindeki bilim adamlarından oluşacak bir
Tarih Komisyonu kurulmasını önerdiklerini, bu komisyonun konuyu araştırması gerektiğini söyledi.
Ermenistan ile ilgili bazı iddiaların, bazı ülke parlamentolarında bilgiye ve belgeye dayandırılmaksızın kabul edildiğini anımsatan Aydın, ''
Ermeni meselesi, Türkiye için ciddi meseledir. Kurum ve kurullarımızın konuyla ilgili çerçevesi belli. Türk kimliği konusunda ricam üzerine bir çalışma yapıyorlar. Farklılıklar üzerinde... Türkiye'de var olan farklılıkları abartıyoruz. Bizi asırlarca birlikte yaşatan ortak değerlerimiz var. Bu değerler, bizi bugüne kadar yaşattı, bundan sonra da yaşatabilir. Bizi birleştiren, bütünleştiren dinden gelen değerler vardır'' diye konuştu.
Aydın, Yusuf Halaçoğlu'nun
Türk Tarih Kurumu Başkanlığı görevinden alınmasına ilişkin soruyu ''Bu bir görev değişikliğidir. Gidenler de gelenler de arkadaşım. Hepsi Ermeni konusunda aynı hassasiyeti taşıyor'' şeklinde cevaplandırdı.
-DİNLEME YAPILMAYAN TELEFON-
TÜBİTAK'ın şu anda dinlenilmeyen telefon ürettiğini bildiren Aydın, bu telefonda
kripto cihazı bulunduğunu, bu nedenle dinleme yapılamadığını kaydetti.
Bazı kurumların TÜBİTAK tarafından üretilen söz konusu telefonu kullandığını kaydeden Aydın, şöyle devam etti:
''Şu anda TÜBİTAK dinleme yapılamayan telefon üretti ama henüz piyasaya sürme noktasına gelmedi. Telefonun temel özelliği kriptolu oluşu. Şu anda bu telefonu kullanan kurumlar var ama yaygın kullanılacak halde değil. Arayanla aranan kişide kripto özellikli bu telefonun olması gerekiyor. Biri ararken diğeri de konuşma yapabilmek için şifre girmesi gerekir. Biz bu tür şeyleri üretmek zorundayız.
Bilim bir milletin, bir devletin
ölüm kalım meselesidir. Ya kritik teknolojiyi üretirsiniz ya da birilerine bağlı kalırsınız. Üretmezsek yarın bir ülkenin bilinmeyen bir şeyini kullanırız. Üretirken 'gelin birlikte yapalım, size bunu daha ucuza satalım, bize satın' gibi teklifler gelir. Türkiye'nin kritik teknolojiyi üretip, bu kritik köşeyi dönmesi gerekir ki varlığı güvence altına alınsın.''
Türkiye'nin acilen
Fransa ve İngiltere'deki gibi Sosyal Bilimler Akademisine ihtiyacı bulunduğuna dikkati çeken Aydın, Ankara'da birçok üniversiteye yakın bir
arsa bularak, bilim kurullarını buraya yapılacak yerleşkeye toplamayı düşündüklerini bildirdi.
-TAŞ ATAN ÇOCUKLAR...-
Devlet Bakanı Selma
Aliye Kavaf, kamu alanlarının özürlülerin kullanılmasına uygun hale getirilmesi çalışmalarının sürdürüldüğünü söyledi.
Taş atan çocuklarla ilgili soruyu cevaplandıran Kavaf, ''Çocukların eylemlerinin
terör kapsamından çıkarılması yönünde çalışma var, takip ediyorum. Habur'dan giren kadınlar ve çocuklarla ilgili hazırlığımız var ancak onları mülteci olarak kabul etmiyoruz, adı üstünde geri dönüş'' diye konuştu.
Kavaf,
okuma-yazma bilmeyen kadınları okur-yazar yapmak için çok sayıda
kampanya yürüttüklerini belirterek, Türkiye'de okur yazar olmayan kadınların oranının yüzde 18'den yüzde 11'e indirildiğini kaydetti.