Geleneksel medya, sosyal medya ile başa çıkabilecek mi? Sosyal medyanın geleceği ne olacak? Sosyal medya fenomenliği nasıl dönüşecek? Tüm bu soruları Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Ali Murat Kırık, Cihan Haber Dergisi için cevapladı. Kırık, gelecekte medya fenomenlerinin sabun köpüğü gibi kaybolacaklarını öne sürdü. “Sosyal medyanın geleneksel medyayı gündem belirleme noktasında geçtiğini söyleyebilmek mümkündür.” diyen Kırık, “Facebook’ta, Twitter’da, Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google+’da daha fazla zaman geçirebileceklerdir. En önemlisi de birkaç yıl içerisinde web sitelerinin etkisi gittikçe azalacak ve sosyal paylaşım ağları internette baskın bir duruma gelecektir.” iddiasında bulundu.

Sosyal medyanın, geleneksel medyayı doğrudan etkilediğini söyleyen Ali Murat Kırık, “Arap Baharı ve Gezi Parkı olayları sosyal medyanın geleneksel medya üzerindeki etkisinin büyük bir ispatıdır.” dedi. Kırık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kitle iletişim araçlarına internet teknolojisinin entegre edilmesi sosyal medyanın cazibesini önemli ölçüde artırmıştır. Ayrıca bilgisayar tabanlı sistemlerin gelişim göstermesi, geleneksel medyanın giderek güç kaybı yaşamasına neden olmuş, böylece yeni medya ön plana çıkmıştır. Günümüzde taşınabilir, hareketli (mobil) her türlü kitle iletişim aracından sosyal paylaşım ağlarına erişim mümkündür. Bu sayede yaşamın hemen hemen her noktasında çevrimiçi kalabilmek ve sanal topluluklar arasında yer almak olanaklı bir duruma gelmiştir. İnternet aracılığıyla bilginin üretilmesi, çoğaltılması, saklanması, üretim süreçlerinde kullanılması ekonomik yapıyı da derinden etkilemiş, Facebook, Twitter, LinkedIn… vb. gibi sosyal paylaşım ağları ağ ekonomisinin kapsama alanına girmiştir. Dolayısıyla sosyal medya, geleneksel medyanın bir adım önünde yer almaktadır.

Facebook ve Twitter’ı ayrı bir noktada değerlendirmek gerekmektedir. Facebook ve Twitter gerek Türkiye’de gerekse de dünyada en fazla kullanıcı sayısına sahip sosyal paylaşım ağlarıdır. Sosyal medyanın geleneksel medyaya doğrudan etki ettiğini söyleyebilmek mümkündür. Arap Baharı ve Gezi Parkı olayları sosyal medyanın geleneksel medyada gündem belirlediğinin en temel göstergesidir. Bu olayların yankıları geleneksel medyada büyük tartışma konusu olmuştur. Ayrıca siyasilerin kendi kişisel hesaplarından atmış olduğu mesajlar da geleneksel medyada yankı bulmaktadır. Güncel bir örnek vermek gerekirse AB Bakanı Egemen Bağış, geçtiğimiz ay kişisel Twitter hesabından “Rö” şeklinde bir tweet atmış, bu olay tüm medya organlarında yer bulmuştur. Televizyon ve radyo programlarına da Facebook ve Twitter üzerinden mesajlar gönderebilmek mümkündür. Çünkü sosyal medya, geleneksel medyayla sürekli etkileşim içerisindedir. Fakat sosyal medyada yayılan her içeriğin ya da mesajın doğruluğunu kanıtlayabilmek mümkün değildir. Bu açıdan sosyal medya aynı zamanda bir dezenformasyon aracıdır. Sosyal medya aracılığıyla yayılan içerikler geleneksel medyada araştırılmadan haber yapıldığı vakit bilgi kirliliği oluşturabilmektedir. Örneklerden de anlaşılacağı üzere, sosyal medyanın geleneksel medyayı gündem belirleme noktasında geçtiğini söyleyebilmek mümkündür.”

Türkiye’de halen birçok geleneksel medya kuruluşunda sosyal medya departmanlarının olmadığını söyleyen Ali Murat Kırık, “ Ne yazık ki Türkiye’de sosyal medyanın önemi henüz tam anlamıyla kavranmamış bir durumda. Geleneksel medya kuruluşlarının birçoğunun sosyal medya departmanı bulunmamaktadır. Var olanlar da sadece gündüzleri çalışmakta, geceleri herhangi bir paylaşım gerçekleştirmemektedir.” şeklinde konuştu.

Geleneksel medyanın sosyal medyayı yeterince iyi kullanamadığından söz eden Kırık, sözlerine şöyle devam etti: “Aslına bakılırsa sosyal paylaşım ağları ücretsiz reklam yapılabilecek en uygun ortamlar arasında yer almaktadır. Sadece internet sitesinde yayınlanan bir haberi ya da içeriği paylaşmak sosyal medyayı aktif kullanmak anlamına gelmemelidir. Geleneksel medya organları sosyal medya hesaplarında farklı içerik ya da haberler paylaşabilmelidir. Kullanıcılarla etkin bir diyalog sağlanmalıdır. İnteraktif bir yayın politikası güdülmelidir. Facebook ortamında paylaşılacak içerik ya da Twitter üzerinden yapılacak RT (retweet) tanıtım adına büyük önem arz etmektedir. Özellikle Twitter’da # ile başlayan kelime ya da cümlelerin bütününden oluşan hashtag kullanımı programların izlenme oranlarını artırmaktadır. Türkiye’de sosyal medya araştırmalarına gereken önem verilmemektedir.

Sosyal medyanın yakın bir zamanda iletişime bütünüyle yön vereceğini anlatan Ali Murat Kırık, “Ben sosyal medyanın yok olacağına inanan bir akademisyen değilim. Aksine sosyal medyanın çok yakın bir gelecekte iletişime yön vereceği kanaatindeyim. Sosyal medya sürekli güçlenmekte ve geleneksel medyaya tabiri caizse hükmetmektedir.” diye konuştu.

Sosyal medyanın gün geçtikçe küresel bir kültür oluşturduğundan söz eden Ali Murat Kırık, yıllar geçtikçe web sitelerinin etkisinin gittikçe azalacağını ve sosyal paylaşım ağlarının internette baskın bir duruma geleceğini iddia etti. Kırık sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medya küresel bir kültür oluşturmaktadır. Yani ülkeler arası sınırlar ve engeller bir bir ortadan kalkmaktadır. Gelecekte sosyal paylaşım ağlarına üye olan kullanıcıların bu kültürün etkisinde kalacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Özellikle uygulama sayısının artmasıyla kullanıcılar sosyal paylaşım ağlarına daha fazla ilgi göstermeye başlayacak ve firmalar farklı uygulamalar geliştirerek yazılım sektörü önemli ölçüde canlanacaktır. Mobil uygulamaların artmasıyla birlikte kullanıcılar taşınabilir cihazları aracılığıyla sosyal paylaşım ağlarına girebilecek, bu sayede Facebook’ta, Twitter’da, Google+’da daha fazla zaman geçirebileceklerdir. En önemlisi de birkaç yıl içerisinde web sitelerinin etkisi gittikçe azalacak ve sosyal paylaşım ağları internette baskın bir duruma gelecektir.”

Sosyal medya fenomenlerinin zamanla sabun köpüğüne dönüşerek yok olacağını iddia eden Ali Murat Kırık, sosyal medya fenomenleri hakkında şunları söyledi: “Sosyal medya fenomenlerini bizler gözümüzde büyütüyoruz aslında. Fenomen olmak için olduğumuzdan farklı bir kimliğe bürünerek, ilgi çekici mesajlar paylaşmak ve diğer kullanıcılardan daha fazla takipçi sayısına sahip olmak yeterlidir. Fakat sosyal medya konulu panel ve sempozyumlara bu isimlerin çağrılmasını yadırgamaktayım.

Sosyal medyada fenomen olmak alana hakim olma anlamına gelmemelidir. Bu alanda çalışan çok değerli akademisyenler ve araştırmacılar bulunmaktadır. Ne yazık ki popüler olmak ve herkes tarafından tanınmak çağımızın en büyük sorunudur.  Sosyal medyada şu an çoğu kullanıcı fenomen olabilmek için büyük çaba sarf etmektedir. Sosyal medyada fenomen ticareti önemli bir sektör haline gelmiştir. Twitter’da para karşılığı takipçi satın alma ve fazla takipçiye sahip hesapların satılması fenomen olgusunun nasıl oluştuğunu da gözler önüne sermektedir. Ayrıca sosyal medyada dolaşan kimi kişilerin fotoğraf ya da videoları da onları herkes tarafından tanınır bir duruma getirmiştir. Kendi adıma sosyal medyanın yaygınlaşmaya başlaması ve kullanıcı sayısının artmasıyla birlikte sosyal medya fenomenlerinin sabun köpüğü misali ileride kaybolacağına inanmaktayım.”