Özkar, TÜBA konferansları çerçevesinde
Çukurova Üniversitesinde (ÇÜ) düzenlenen ''Atmosferde Ozon Azalması ve
Küresel Isınma'' konulu konferansta, iklim sisteminde vazgeçilmez bir yere sahip olan
sera gazlarının, küresel
ısınmada başlıca rol oynadığını söyledi. Son yıllarda çeşitli nedenlerle karbondioksit, metan, ozon ve diazotmonoksit gibi sera gazlarının etkisinin arttığını, bunun da yeryüzünde meydana gelen sıcaklık farklarını önemli oranda etkilediğini belirten Özkar, ''Sera gazlarının küresel ısınmaya katkısı yüzde 61 civarında. 50 yıl sonra geleceğimiz pek parlak değil. Politik karar vericiler 'her şeyi biliyoruz' havasındalar. Bundan kurtulmamız lazım'' dedi.
Fosil atığı yakıtlar yerine
hidrojenden yararlanılması önerisinde bulunan Özkar, şöyle konuştu. ''Fosil atığı yakıtlardan karbondioksit salımı 50 yıl öncesine göre 4-5 kat arttı. Bunun yerine
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Gelişmiş devletler artık hidrojen enerjisine yöneliyor. ABD milyon dolarları bu enerjinin araştırılmasına ve geliştirilmesine harcıyor. Hidrojen gazının yoğunluğu düşük, ama enerjisi yüksek. Hidrojen enerjisinin geliştirilmesi için maliyetinin düşürülmesi ve katı olarak depolanması gerek.''
Özkar, atmosferdeki ozon azalmasının önlenmesinde 1992'de kabul edilen kararların önemli etkisi bulunduğunu hatırlatarak, ''Anlaşmaya göre, gelişmiş ülkeler, buna etki eden gazların üretimini ve tüketimini 2006'da, gelişmekte olanlar ise 2010'da terk edecek. Alınan önlemler nedeniyle ozon tabakası 2050'de normale dönecek ama küresel
ısınmada durum iç açıcı değil'' diye konuştu.Mithat Özsan Amfisi'nde düzenlenen konferansa, ÇÜ Rektörü Prof.
Dr.
Alper Akınoğlu,
öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
AA