İnternetin yaygınlaşmasıyla, gittikçe daha geniş kitlelere ulaşan bilgisayar oyunları, 11-35 gibi çok geniş bir yaş aralığını etkiliyor.
Erkekler, kadınlara göre 4 kat daha fazla ilgililer. Genel olarak Mmorpg (Massively multiplayer online role playing game-çok
oyunculu rol yapma oyunu) adı verilen bu oyunların ortak amacı, oyunun sunduğu
sanal evrende bir karakter oluşturup, çeşitli yetenekler ve güçlerle en üst seviyeye ulaşmak. Bunların en ünlülerinden
World Of Warcraft’ın, dünya çapında kayıtlı 5 milyon oyuncusu var. En yenilerinden, uzay strateji
oyunu OGame ise, şu anda
Türkiye’de 230 bin kişi tarafından oynanıyor. Toplamda da bir milyon kişinin strateji ve rol yapma oyunları oynadığı tahmin ediliyor. Aşırıya kaçma yüzünden, oyuncuların kişilikleri ve sosyal yaşamına zarar verdiğini ortaya koyan sayısız araştırma, her şeye rağmen interaktif rol yapma oyunlarının kitlesel bir harekete dönüşmesini engellemiyor. Satış fiyatı yüksek oyunların, bedava sunucularda oynatılması da popülerliğini artırıyor.
Sony,
Microsoft, Blizzard gibi dev şirketlerin çıkardığı her Mmorpg, salgın haline geliyor. Psikologlar, aslında bu oyunlara teknolojik gelişmenin getirdiği bir olanak olarak bakıyorlar. Dozunda bırakıldığında, kişi için hayatın getirdiği zorluklardan kısa süreli bir kaçış, belki bir
beyin jimnastiği. Ancak aşırıya kaçanlar için, bazı uzmanlara göre oyunların uyuşturucu bağımlılığından hiçbir farkı yok. Tıpkı uyuşturucu gibi, yaşamın büyük bölümünü kaplıyor, ondan başka bir şey düşünülmüyor ve gerçek hayattan tamamen kopuluyor.
100 kişiden 40’ı istese de bırakamıyor, Çin, sorunu yasaklarla çözmeyi deniyor
Dünyada milyonlarca kişi tarafından oynanan Mmorpg’ler, oyuncusuna gerçek dünyaya alternatif bir evren sunuyor.
Oyuncular başka bir boyutta, bambaşka bir kimlik kazanıyorlar. 24 saat sürdüğü için, belli bir sonu yok ve ne kadar çok
vakit ayırılırsa oyunda o kadar çok başarılı olunuyor. Çünkü, siz oynamıyorken bile diğer oyuncular tarafından oyun devam ettiriliyor. Bu yüzden Mmorpg’ler, insanların sosyal yaşamını öldürüp,
bağımlılık yaptığı, tüm gün ve gece bilgisayar başından kalkmadan oyundaki karakterini yöneten, hayattan kopuk kişiler oluşturduğu için özellikle son 2 yıldır çok tartışılıyor.
Son 10 yılda, 100-300 bin arasında
Japon genci, en başta bilgisayar oyunları yüzünden odasına kapanmış durumda. Sadece
akşam yemeğinde odasından çıkanlar, ayda bir cd almak için sokağa çıkanlar var. Daha da kötüsü, 10 yıldır odasından çıkmayan insanların olduğu sanılıyor. Bu tip çocuk ve
gençlere, hikikomori deniyor. Japonca’daki anlamı geri çekilmek, elini eteğini çekmek... Şimdi hikikomori’leri tekrar sosyal yaşama katmak için kurulan örgütler var. Bu durum, yüzde 80 oranında genç erkeklerde görülüyor.
ABD Harvard
Üniversitesi’nden Maressa Hecht Orzac’ın yaptığı araştırmaya göre, her 100 kişiden 40’ı rol yapma oyunlarını bırakamıyor.
Avrupa ülkelerinde, rol yapma oyunu oynayanların bilgisayar başında kalma ortalaması günlük 12-15 saat.
Kalabalık nüfusu sebebiyle oyun üreticilerinin gözde ülkesi Çin’de bir oyuncu, oyunda çok değerli olan kılıcı çaldığı gerçekçesiyle bir başka oyuncuyu öldürdü. Çinli oyuncu
cinayet suçundan idama mahkum edildi. Çin hükümeti, üç saatten fazla bilgisayar başında kalmayı yasakladı.
Online denetim sistemi sayesinde, oyun üç saatten fazla oynandığında oyundaki karakter gerilemeye başlayacak.
OGame gibi bazı oyunlarda, kimileri işi gerçek hayatta ticarete döktü. Oyuncular, başarılı gezegenlerini para karşılığı devretmeye başladı. İşte internetteki bir ilan: "5. evrende 37000 puanda
satılık ham
hesap bulunmaktadır. 12078 oyuncu içinde 1682. sırada, ikinci sömürgesi çok büyük olup, tekinde Nanit 1 bulunmaktadır."
Trabzon’da Rahip Santoro’yu öldüren 16 yaşındaki O.A.’nın internet kafelerde OGame oynadığı yazıldı. Ebubekir lakabıyla, oyunda Türkiye ile birlikte
Çeçenistan,
İran,
Irak gibi ülkelerdeki oyuncularla
ittifak kurup, Avrupa ve ABD’li oyuncuların ittifaklarına savaş açtığı iddia edildi.
BOŞANMALAR ARTTI
Bilgisayar oyunlarına aşırı düşkünlük, evlilikleri de sarsıyor. Ekran karşısından kalkamayanlar genellikle genç erkekler. Eşleriyle film izlemek, sohbet etmek,
yemek yemek yerine bilgisayar oyunlarını
tercih ediyorlar. İhmal edilen, kırılan kadın ile bilgisayar bağımlısı erkek arasındaki sorunlar o denli büyüyebiliyor ki, çiftlerin ilişkisi boşanmaya kadar gidebiliyor.
VAKA:1 Bilgisayar başından kalkmayınca kocasına yan odadan
mesaj çekti
A.D. ile eşi S. daha lise yılları birbirlerine
aşık oldu. A. ekonomi, S. ise halkla ilişkiler okudu. Aşkları üniversite eğitimi boyunca devam etti. Sonra da evlendiler. Ancak yüksek eğitimli,
yabancı dil bilen ve
kariyer planları yapan genç kadının işsiz kalması moralini bozdu. Bu arada genç adam da bilgisayar oyunlarına fena halde sarmıştı. Eve adımını atar atmaz bilgisayarın başına oturuyor, oyuna dalıyordu. Saatlerce hiç konuşmadan... O kadar kaptırıyordu ki kendini, masada yemek yiyerek zaman kaybetmektense bilgasayarın başında atıştırmayı tercih ediyordu. S. ise, bütün gün evde eşinin dönmesini beklerken, ilginin ona değil, bilgisayara yöneldiğini görüp iyice çılgına dönüyordu. Kocasıyla
iletişim kurmak için diğer odadan mesaj çekmeyi bile denemişti. Kısa süre sonra iletişim tamamen kesildi. Kavga başladı. Aileler araya girdi. "Severek evlenen" çiftin arasını bulmaya çalıştı. Genç kadın biten evliliği ve aşkından hep kocasının "bilgisayar oyunları merakı"nı sorumlu tuttu. Büyük aşkla başlayan evlilik sona erdi. Bir yılın sonunda boşandılar. S. hálá bilgisayar oyunlarını suçluyor.
VAKA 2:İLGİSİZLİK YÜZÜNDEN BİLGİSAYARI KISKANAN KADIN, YEDİ YILLIK EVLİLİĞİNİ BİTİRDİ
D.K. ile B. üniversite mezunuydu. B. mühendis kocasının işi nedeniyle kendi planlarını bir yana bırakıp onunla ülke ülke dolaştı. Türkiye’ye döndüklerinde D. bilgisayar oyunlarına giderek daha fazla ilgi göstermeye, zaman ayırmaya başladı. Eve gelir gelmez, çoğu kere "Merhaba" bile demeden, ilk hedefi hep bilgisayar masası oluyordu. Oyunlara saatlerce kendini kaptırıyor, gözü ne eşini ne de yemeği görüyordu.
Kadın, eşinin ilgisizliğinden yakınıyor, hatta bilgisayarı kıskanıyordu. Konuşmaz oldular. Sorunlar dağ gibi büyüdü. Bir arada yaşamak olanaksız hale geldi. Kadın çıkmaza giren ilişkiyi daha fazla sürdüremedi.
Boşanma davası açtı. 7 yıllık evlilik tek celsede bitti.
HÜRRİYET PAZAR