Devlet Bakanı Nimet Çubukçu,
kampanyanın
tanıtımı için
Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen basın toplantısında, amaçlarının
internet güvenliği konusunda
aileleri bilinçlendirmek ve konuya ilişkin farkındalığı artırmak olduğunu söyledi.
İnternetin
gençliği çeşitli fırsatlar ve bilgilerle buluşturduğu gibi yeni sorunlar, suç türleri ve tehlikelerle de karşı karşıya getirdiğine dikkati çeken Çubukçu, ''
Çocukların interneti doğru kullanması konusunda endişelenen ailelerin, interneti yasaklamaları doğru bir yaklaşım değildir. Ama interneti doğru ve bilinçli bir biçimde kullanarak, zararlı yönlerinden korunmak mümkündür'' dedi.
''İnternet Ortamında Yayın Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Kanunu'' çalışmasının TBMM'nin gündeminde olduğunu hatırlatan Çubukçu, internetin zararlı etkilerinden çocukların korunması için devlet, aileler,
sivil toplum örgütleri, internet
servis sağlayıcıları ve medyanın da ortak çalışmalar yapması gerektiğini belirtti.
-''GÖZCÜ-FİLTRELEME'' PROGRAMI ÜCRETSİZ KULLANILACAK-
Kampanya kapsamında,
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu (
SHÇEK) ile
UNICEF'in işbirliğinde yürütülen ''Benim Aile'' programına bir modül olarak internet güvenliğinin eklenmesinin kararlaştırıldığını bildiren Çubukçu, şunları kaydetti:
''Ayrıca İnternette
Güvenlik adlı bir başvuru kitabı hazırlanarak, internetin güvenli kullanımı konusunda genç kullanıcıların olası tehlikelere dikkatlerinin çekilmesi ve mücadele yöntemleri konusunda anne-
baba ve eğitimcilerin bilgilendirilmesi amaçlandı. MEB ile materyal dağıtımı, öğretmen eğitimi ve okullarda bilgisayar eğitimi derslerinde internet güvenliği konusunun yer alması konusunda anlaşmaya varıldı. Kampanya kapsamında
Microsoft'un gözcü-filtreleme programı da ücretsiz kullanılacak.''
Çubukçu,
İçişleri Bakanlığı ile yapılan görüşmeler doğrultusunda
güvenli internet kullanımı sağlayan internet salonlarına, ''çocuk dostu-güvenli internet'' yazılı logoların asılmasının kararlaştırıldığını bildirdi.
-''BU İŞE BİR POLİS GÜCÜ TAHSİS EDİLEBİLİR''-
UNICEF Temsilcisi Edmond McLoughney de internet kullanıcısı çocukların oranının hızla arttığına, çocukların ebeveynlerinden daha fazla internet kullandığına, ancak kendilerini bekleyen tehlikenin farkında olmadığına dikkati çekti.
Çocukların istemese de bazı pornografik görüntülere maruz kaldığını ve masum beyinlerinin bunlarla istila edildiğini vurgulayan McLoughney, şöyle konuştu:
''Hem devlet hem de özel
sektör bu konuda çaba harcamalı. Bu konuda
kanuni düzenlemeler ve değişiklikler yapılabilir. Düzenlemeleri hayata geçirecek mekanizmalar da gerekli. Örneğin bu işe tahsis edilmiş bir polis gücü oluşturulabilir. Çocuklar da karşılaşabilecekleri tehlikeler konusunda bilinçli olmalı ve kendilerini korumayı öğrenmeli. İyi niyet, siyasi taahhüt ve teknolojik destekle internet güvenli bir alan haline getirilebilir.''
Microsoft
Türkiye Genel Müdürü
Çağlayan Arkan da tanıtım toplantısının ''Dünya Güvenli İnternet Günü''ne rastladığını belirterek, bunun hoş bir tesadüf olduğunu söyledi.
İnternet güvenliğinin, Microsoft için en önemli öncelikler arasında yer aldığını vurgulayan Arkan, bu konuda bir bilinç yaratılmasının teknolojinin gelişmesinden daha önemli olduğunu kaydetti.
-''BU ALANDA YASAL BOŞLUK BULUNMUYOR''-
Bir gazetecinin, ''Bilişim suçları işleyenlerin cezalandırılması konusunda yasal bir boşluk mu var'' yönündeki sorusu üzerine Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, bu alanda yasal bir boşluk olmadığını, TCK'da suç olarak düzenlenen tüm suçların
bilişim yoluyla işlenmesi durumunda yayım yoluyla işlenen suçlar kapsamında değerlendirildiğini belirtti. Çubukçu, ''Yasal boşluktan ziyade teknolojik gelişmeye uygun bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. Bu tür konularda önleyici tedbirler, suç olarak ortaya çıkmasından çok daha iyidir. Biz bu sorunun hiç oluşmaması yönünde çaba harcıyoruz'' diye konuştu.
''İnternet kafelerle ilgili yasal bir düzenlemeye gidilemez mi'' sorusunu da Çubukçu, ''Bu konu İçişleri Bakanlığımızın gündeminde. İnternet kafelerin belli bir disipline ve denetime tabi tutulması son derce önemli. Yetki, düzenleme ve denetim konusunda önemli çalışmalar yapıldığını biliyorum. Bazı belediyelerin çocukların ve gençlerin bilgiye erişmesini sağlayacak daha özel internet kafeler düzenlediğini ve ailelerin bunları
tercih etmeye çalıştığını da söyleyebilirim'' diye yanıtladı.
Bir başka soru üzerine de Çubukçu, anne ve baba olmanın kişilere belli bir sorumluluk getirdiğine dikkati çekerek, ''
Anne babalar, çocuklarını bu konuda takip etsinler ve sahip çıksınlar. Bütün internet kafeleri bir
emniyet yetkilisi bekleyemez elbette. Ama bütün çocukların anne ve babaları, çocuklarını korumak yönünde bir çaba sarf etmeli'' dedi.
-KURTLAR VADİSİ-
Devlet Bakanı Çubukçu, ''
Psikoloji ve sağlıkla ilgili uzmanlık dernekleri, Kurtlar Vadisi'nin yayına başlamasına ilişkin ciddi endişeleri olduğunu ifade ettiler. Siz aile güvenliği konusunda televizyonlarla ilgili bir kampanya başlatmayı düşünüyor musunuz'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''İnternet kullanımının çok üzerinde televizyon izlenen bir ülkeyiz. Önemli olan TV yöneticileri ve dizi yapımcılarının söz ettiğiniz tehlikelerin farkına varmasıdır. Herhangi bir dizi ismi telaffuz etmeden bu denetimlerin kendileri tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum. Biz TV yöneticileri ve dizi yapımcılarının katılacağı ortak
akıl toplantıları düzenledik.
Dizi yapımcı ve senaristleri toplantıya katıldı, ancak televizyonların genel yayın yönetmenleri hiç ilgi göstermedi. Bu toplumu korumak hepimizin görevi. Her zaman devlet ve siyasiler konunun sorumlusu olarak görülüyor. Ama bu toplumun çocuklarının daha doğru değer yargılarıyla yetişmesini isteyen sadece biz değiliz.
Umut ediyorum ki bu ortak arzuyu paylaşan insanların sayısı artsın.''
''KÜÇÜK OLDUĞU DÖNEMDE...''
Çubukçu, bir anne olarak çocuğunun
internet kullanımına ilişkin ne gibi önlemler aldığı yönündeki soru üzerine de ''Artık teknolojik olarak çocuğumla yarışacak durumda değilim, çünkü bilgisayar mühendisliğinde okuyor. Ancak yaşının
küçük olduğu dönemde bilgisayarı onun odasına değil, çalışma odasına koyduk. Aile içi iletişimimizi hiç koparmadık. Onu saatlerce bilgisayarla baş başa bırakmadık'' dedi.