Lockheed Martin’den yapılan açıklamada, F-35 (Joint Strike Fighter-Müşterek Taarruz Uçağı) ekibi, montajı tamamlanan ilk uçağı yer testleri için fabrikadan çıkardı. Kapsamlı bir
tasarım güncelleme, montaj kesinliği ve yenilikçi
üretim süreci 19 Şubat’ta tamamlanan F-35’in konvansiyonel kalkış ve inişten oluşacak ilk uçuşunun ise sonbaharda yapılması planlanıyor.
Başarılı bir çalışmayla üretimin tamamlandığını belirten Lockheed Martin Başkan Yardımcısı ve JSF Programı Genel Müdürü Dan Crowley, “Bu kalite düzeyini ilk uçağımızda, yani öğrenme aşamasında yakalamış olmamız, ileride üreteceğimiz binlerce F-35’in güvenilirliği ve ekonomikliği konusunda çok iyi işaretler veriyor.” dedi. Yer testlerinin ilk aşamasında kapsamlı
yakıt sistemi denetiminden geçecek olan
uçak, yapısal testler ve yer titreşim testlerine de tabi tutulacak. F-35’in
motor testleri bahar sonunda,
pist testleri de ilk uçuştan önce gerçekleştirilecek.
Eski uçakların yerini tutacak
Northrop Grumman ve BAE Systems ile birlikte geliştirilen proje tamamlandığında F-35, uçan en güçlü tek motorlu taarruz uçağı olacak. Süpersonik, çok fonksiyonlu beşinci jenerasyon bir
casus taarruz uçağı olan F-35, AV-8B, A-10,
Türkiye’nin de kullandığı F-16, F/A-18 Hornet ve
İngiltere’de kullanılan GR.7 ve Harrier uçaklarının yerini almak üzere tasarlandı. Savunma
Sanayii İcra Kurulu’nun Haziran 2002 tarihinde aldığı karar uyarınca gündeme alınan ve 9 katılımcı
ülkenin (ABD, İngiltere,
İtalya,
Hollanda, Türkiye,
Norveç,
Danimarka,
Kanada,
Avustralya) ABD liderliğinde yeni nesil gelişmiş savaş uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik başlatılan projede, Türkiye, Konsept Gösterim Safhası’na (CDP) 1999 yılında imzalanan LOA anlaşması ile katılmıştı. 2001 yılı sonunda projenin bu bölümüyle ilgili çalışmalar tamamlanmış ve Sistem Geliştirme ve Demonstrasyon Fazı (SDD) çalışmaları başlatılmıştı. Türkiye, 200 milyar dolarlık müşterek taarruz uçağı projesinin belli bölümüne hem imal ederek hem de satın alarak katkı sağlayacak.
Projeye Türkiye’nin 10 yılda toplam 175 milyon dolarlık katkıda bulunması öngörülürken, proje çerçevesinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeler için 3 binden fazla uçağın üretilmesi öngörülüyor.