Ergenekon terör örgütü operasyonu kapsamında tutuklanan
emekli Orgeneral Hurşit
Tolon'un Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin (VKGBH)
İstanbul'daki ilk toplantısına
çelenk gönderdiği ortaya çıktı.
Tolon o tarihlerde İstanbul'da 1.
Ordu komutanı olarak görev yapıyordu. VKGBH'nin eski
Erol Çakır Öğretmenevi'ndeki toplantısına çelenk gönderen sadece Tolon değildi.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, emekli
Tümgeneral Cumhur Evcil, emekli Korgeneral
Suat İlhan ve
Yargıtay Onursal Başsavcısı
Vural Savaş gibi isimlerin de çelenkleri salonun baş köşesinde yer alıyordu. Emekli Tümgeneral Evcil, 1984-1986 yılları arasında Özel
Harp Dairesi başkanı olarak görev yapmıştı.
13
Mart 2005 tarihinde VKGBH, İstanbul'da
Vali Erol Çakır Öğretmenevi'nde tanışma toplantısı düzenledi. Toplantıda VKGBH Derneği Başkanı
Taner Ünal, "Türkiye'nin Karşı Karşıya Olduğu Sorunlar" başlıklı bir konferans verdi. Bu toplantıya hazırlanan iddianamede sık sık değiniliyor. Çünkü toplantıya
Muzaffer Tekin, Nihat Gürkan, Taner Ünal gibi isimler katıldı. Tekin,
Danıştay saldırısı sırasında tetiği çeken
Alparslan Arslan'ı bu toplantıda gördüğünü söyledi. İddianameye göre Taner Ünal, konferansı Hüseyin Görüm ve Nihat Gürkan'ın daveti üzerine verdi. Taner Ünal,
Muzaffer Tekin'le kendisini Hüseyin Görüm'ün tanıştırdığını söylüyor. Tekin ile samimiyetinin olmadığını, ancak birisi yukarıda bahsettiği konferansta diğeri de İstanbul'da orduevinde olmak üzere iki defa karşılaştığını' söylüyor. Ayrıca, birtakım karanlık ilişkileri olduğu yönünde bilgi aldığı için de
dernek teşkilatlarına sokulmaması yönünde talimat verdiğini, ihtilal yapmayı düşünenlerin Fikri
Karadağ ve Alaattin Parmaksız olduğunu' söylüyor. Ünal, 'bu fikri açıklayan kişinin ise Karadağ olduğunu' anlatıyor.
Gözaltılara karşı 'güç gösterisi'
Ergenekon
terör örgütü hakkında hazırlanan iddianamede, örgütün
gözaltılar sırasında 'bir güç gösterisi yapmayı' tartıştığı belirlendi. Ergenekon operasyonu kapsamında Ferid İlsever'in Ergenekon terör örgütünün yöneticisi ve PKK'nın kurucuları arasında gösterilen
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek'le yaptığı
telefon görüşmesi dinlemeye takıldı. İddianameye göre, gözaltına alınan
Emin Gürses, Habip Ümit Sayın ve Vedat Yenerer ile alakalı olarak İlsever'in, 'Ergenekon terör örgütünün artık bir güç gösterisi yapmasının zorunlu hale geldiğini ve Ergenekon terör örgütünün alt kademesindeki insanların da moral kazanmasının gerektiğini' söylemesi üzerine Doğu Perinçek'in 'Türk ordusunun o konuda bir tavrı yok' diyerek bu aşamada bunun mümkün olmadığını belirttiği tespit edildi. Görüşme iddianameye, "Şüpheli
Ferit İlsever, Ergenekon terör örgütünün amaç ve faaliyetlerini bilerek örgütün tutuklamalara karşı tepki ve güç gösterisinde bulunması gerektiğini ifade etmiştir." değerlendirmesiyle iddianameye girdi. İddianamede ayrıca Perinçek'in cezaevinde bulunduğu dönemde dışarıdaki yönetimi İlhan
Selçuk'un üstlendiği savunuldu. Hikmet Çiçek'e ait flash bellekte yer alan bir word dosyasında
İlhan Selçuk ile Ferit İlsever arasında yapılan görüşme
kayıtlarına rastlandı. Dosyada kurum ve şahısların baş harfleri kodlanarak kullanılmış. Word dosyasının kayıt tarihi Doğu Perinçek'in cezaevinde bulunduğu döneme rastgeliyor.
Savcı, Doğu Perinçek ve grubu adına İlhan Selçuk ile Ferit İlsever'in irtibat halinde olduğunu belirtti. Arif
Bayraktar, İstanbul
'Örtülü faaliyetleri' Ergenekon'a
çekici gelmiş
Ergenekon'un 'her dönemde sesini duyurmayı başardığı,
legal ve illegal güç odakları arasında yer aldığı, örtülü faaliyetlere uygun olması ve provokasyon yöntemlerini gerçekleştirebilme' becerisi nedeniyle Doğu Perinçek ve partisini terör örgütüne dahil ettiği ortaya çıktı. Sanıklardan Ümit Oğuztan'dan ele geçirilen 'Gözlem ve Analiz' adlı
belge, örgütün yeni yapılanmasında Perinçek ve İşçi Partisi'nin (İP) neden seçildiğini gözler önüne seriyor. Belge, 'giriş, amaç, kapsam, faaliyet ve
uygulama yöntemi, siyasi faaliyetler, doktriner teorik çalışmalar, provokasyon faaliyetleri, gençliğin örgütlenmesi, kadro oluşturulması ve örgütlenme,
arşiv, dış ilişkiler' gibi bölümlerden oluşuyor. Burada Ergenekon yapılanması için neden Doğu Perinçek ve partisinin
tercih edildiği anlatılıyor. Ergenekon'un iddianamesine de giren Perinçek ve partisiyle ilgili rapordan satır başları: Faaliyetlerinde yeğlediği yöntemler açısından toplumun yönelişlerinde giderek eriyen siyasal bir yapı gibi görünmüşse de her dönemde sesini duyurmayı, legal ve illegal güç odakları arasında yer almayı başarmıştır. Finansal kaynaklarının örtülü olması yine dikkate değer önemli bir husustur. Perinçek'in yöntemleri 'uzun yürüyüş' olarak tanımlanan, uzun vadeye yayılmış plânlamalar olarak özetlenebilir. Nihaî hedefin belirlenebilmesini engelleyici olan bu yöntem, her türden örtülü faaliyete zemin hazırlayıcı bir metottur. İP, diğer siyasal yapılanmalardan çok farklı bir yöntemle çalışmakta, tavandan tabana yayılan biçimlendirme, etkileme ve yönlendirme girişimleri 'provokasyon yöntemleri' ile gerçekleştirilmektedir. Yarar sağlayabilme amacı güdülerek her türden güç odağı ile
işbirliği içinde olunması en belirgin özellik olarak ortaya çıkmaktadır. Yaratıcı olmak yerine elverişli olanı kullanma yöntemi benimsenmiştir. Örneğin,
Yalçın Küçük ve İsmail Beşikçi'den bu anlamda büyük ölçüde yararlanılmaktadır. Kamil Maman, İstanbul
Küçük'ten Osman Paşa'ya 'yakalandım' telefonu
Emekli
Tuğgeneral Veli Küçük,
ocak ayında
Ergenekon soruşturması çerçevesinde gözaltına alınırken bazı önemli kişileri telefonla arayarak
yardım istemişti. Polisin sabah 06.00 sularında Beşiktaş'taki lojmanına
baskın yapmasının ardından telefona sarılmış ve 8 kişiyi aramıştı. Küçük'ün, bu telefonlardan umduğunu bulamasa da o anda kimleri aradığı hep merak konusu oldu. Gazetelerde, bu isimlerin kim olduğu soruldu. Ergenekon iddianamesi bununla ilgili merakı bir nebze giderecek bilgilere yer veriyor. Bu isimlerden bir tanesi iddianameye 'Osman Paşa' olarak yansıdı. Küçük, Osman Paşa diye hitap ettiği şahsa, "Şimdi, sizin bilginiz olsun, merkez komutanlığının da, genel komutanlığın da bilgisi olsun. Evime geldiler sabah 6'ya doğru polisler. Mahkeme kararı var,
arama yaptılar. Bizim dosyalar, özel klasörler,
şüpheli gördükleri şeyleri aldılar. Şimdi emniyete gidiyorum." diyerek yardım istiyor. Osman Paşa da "Personel Başkanı'nı arayarak bilgi vereceğim." diyor.
Veli Küçük'ün son sözü "Ankara'yı bi ara!" oluyor. Ahmet Dönmez, İstanbul
13. Ağır
Ceza Mahkemesi 2
heyet halinde çalışacak
Ergenekon operasyonuna ilişkin açılan davaya bakacak İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin, iş yoğunluğu sebebiyle 2 heyet halinde çalışmasına karar verildi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu biri başkan 3 üyesi bulunan İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde çalışmak üzere, İstanbul
Adliyesi'nden 2 hakimi görevlendirdi. Yeni görevlendirmeye göre, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Köksal Şengün'ün başkanlığını yaptığı mevcut heyeti, 'Ergenekon' operasyonuna ilişkin açılan 86
sanıklı davaya bakacak. Görevlendirilen 2 hakimin yer aldığı yeni heyet ise devam eden diğer davaları yürütecek. Aralıksız devam edecek sanık ifadelerinin alınmasından sonra duruşmalar aylık periyotlar halinde yapılacak. İstanbul, aa
Zaman