Erdil, yaptığı yazılı açıklamada, Tuzla'da boş arazilerde kimyasal varillerin bulunmasının ardından
Greenpeace Akdeniz Ofisi Toksik Maddeler Sorumlusu Banu ökmecibaşı'nın, ''Türkiye'nin en büyük ağır sanayi ve tek gemi söküm bölgesi
Aliağa'yı'' suçlayıcı biçimde gündeme getirmesine üzüldüklerini belirtti.
Dökmecibaşı'nın yaptığı açıklamadaki, bilgilerin risk taşıyan tüm bölgelerde tartışılmasının gerekli olduğunu, ancak bunun doğru bir şekilde yapılması gerektiğini ifade eden Erdil, şunları kaydetti:
''Bu tartışmalar hem gereksiz, suçlanan kurumlar varsa onların aklanmasına vesile olacak hem de yeni kirlenmelerin önüne geçilmesine katkı sağlayacaktır. Biz
dernek olarak, Aliağa'da yaşayan tüm insanların konu hakkında doğru bilgi sahibi olmalarına yardımcı olacağız. 1983 yılında çıkan ilk çevre kanununa kadar, ülkemizdeki hiçbir kurum veya kuruluş, o yıllara kadar çevrenin kirlenmesinde payı olmadığını söyleyemez. Yani Türkiye'de çevre konusunda geçmişin
muhasebesini yapacaksak, kimsenin günahsız olmadığı, 90'lı yıllar öncesini değil, bu konuda mevzuatın oluştuğu ve bilgilenmenin ilerlediği 90'lı yıllardan günümüze kadar olan süreci tartışmalıyız.''
-''PROJEKTÖRLER ALTINDAYIZ''-
Aliağa'daki gemi söküm bölgesinin sürekli
sivil toplum örgütlerinin gözetiminde olduğunu savunun Erdil, gemi sökümcülerin 1990'lı yıllardan itibaren sürekli ''projektörler altında yaşadığını''
kaydetti.
Erdil, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu yoğun ilgi nedeniyle neredeyse (Günah Keçisi) konumuna sokulan
sektör, aynı nedenle olsa gerek, sürekli olarak kamu otoritesinin denetiminde tutulmuştur. Neredeyse senenin her haftasında bir kamu otoritesine muhatap olan sektör, üstüne üstlük Aliağa'da uluslararası denetime de en çok muhatap olmuş kurumdur. 90'lı yılların başından itibaren çevre konusunda yoğun çalışmaları yapmış bir kurum olmanın verdiği rahatlıkla, ilgili herkesi tesislerimizi yeniden
denetlemeye davet ediyoruz. Kazılması istenen her karış toprağımız, denetime açıktır. Yeter ki Aliağa'da kamu olsun, özel olsun kazılması gereken başka yerleri gözlerden
kaçırma gayreti içinde olmayalım.''
Greenpeace Akdeniz Ofisi Toksik Maddeler Sorumlusu Banu Dökmecibaşı, geçen günlerde yaptığı açıklamada, Aliağa'da her gün binlerce dioksinin havaya ve suya karıştığını iddia etmişti.