Radikal gazetesinde M.
Serdar Kuzuloğlu imzasıyla yeni bir yazı dizisi başladı.
ADSL abonelerini bekleyen
tehlike başlıklı dizide önemli uyarılar var.
Hayatımın çok az bir bölümünü gerçekten kendime ayırabiliyorum. Üstelik bir süredir iş yaptığım anla kendime ayırdığım zamanı ayırt edememeye başladım. Örneğin bir oyunu oynarken hep yazmaya değer mi, nasıl bir başlıkla vermeli diye düşünüyorum. Web
sitelerini iş için mi, keyif için mi araştırıyorum bilemiyorum. Yeni bir cihazla tanışmanın da eski keyfi yok. Titizlik eşiği iyice yükseldiği için çoğu zaman sıradan kullanıcılar için pek bir şey ifade etmeyecek şeylere bile kafa takılmaya başlıyor. Müzik dinleten bir telefonun ekranda
albüm kapağını göstermesi garip bir mutluluk vermeye başlıyor.
Tamamen iş için yaptığımdan emin olduğum zaman dilimiyse web sitemiz için kodlama yaptığım zaman dilimleri. Yeni bir veritabanı
sorgulama fonksiyonunun keyif verdiği insanlar halimi anlayacaktır. Örneğin geçen haftalarda algılanan bir sayının tek mi çift mi olduğunu tespit etmek için son derece kısa ve basit bir PHP kodu keşfettim. İşin kötüsü böyle acayip şeylerden duyduğunuz sevinci paylaşamıyor oluşunuz. En azından gazetedeki ortam buna müsait değil...
Niyetle şekillenen akıbet
Kodlama denilen şey saatler, günler, haftalar boyunca aynı satırlara bakıp onları biraz daha kısaltmak, hızlandırmak, geliştirmek ve elbette daha güvenli hale getirmekten ibaret. Her şey biter, işler devreye girer ve bir zaman sonra bir
mektup alırsınız: 'Sitenizin şurasında şöyle bir açık var, kapatın!' Çoğu böyle ahlak sahibi değildir, buldu mu dalar! Her iki durumda da açığı tespit edip
kapatma süreci başlar. Böylece farklı bir niyetle sitenize girenlerin yöntemleriyle tanışırsınız. Örneğin bir gazete sitesinin ziyaretçisinin amacı haber okumaktır. Bazıları 'haber yazmak' ya da cam, çerçeve indirmek için gazete sitesine gelir. Çoğu zaman hayranlık duyulacak yöntemlerle 'sanatlarını' icra ederler ama işi eyleme dönüştürenlerin yüzde 99'u (uyduruk bir oran değil gerçekten de bu kadarı) pratikte hiçbir şey bilmeden güvenlik sitelerinde okuduklarını kopyalayıp yapıştıran ya da hazır uygulamaları çalıştıranlardır. Yani 'âlemde' hiçbir şey ifade etmezler. Yine de en çok böbürlenenler bunlardır. Kimi zaman günlerinize mal olurlar ve bir
sistem yöneticisi olarak ulaşıp aklınıza gelen çok daha yaratıcı işkence yöntemlerini uygulamak istersiniz.
Ama önünde sonunda script kiddie,
hacker ya da cracker gibi (her biri apayrı anlamlara gelen) bu süne zararlılarının icraatları bir web sitesine sızmaktır. Eğer o site insanların maddi değere dönüşebilecek mahrem bilgilerini içermiyorsa açık kapatılır, olay unutulur gider. Ama bazı sızıntılar zarar verir. Hem de epey acıtan cinsinden...
Kablosuz özgürlüğün bedeli
Geçen gün amcam aradı. Benim telkinimle almaya karar verdiği ve sabit fiyatlı bir tarifeyi seçtiği ADSL
hizmetinin
faturası yükselmeye başlamış. Telefonda duyar duymaz ilk sorum 'Modeminin kablosuz desteği var mı?' oldu. Amcam bu konudan dahi emin değildi. İlk teşhisim ne yazık ki doğru çıktı. Birisi kablosuz bağlantısını sömürüyor,
kota limiti aşıldığı için de bu faturasına yansıyordu. Kendi hattının tamamını bir ADSL
sülüğüne kaptıran amcam da yavaş açılan sayfalardan dert yanıyordu.
Türk
Telekom birkaç ay fatura zarflarında bu konuya dikkat çeken broşürler dağıttı. Ama yeterli düzeyde bilgisi olmayanlar için o broşürlerin bir şey ifade etmediğini hesaba katmadılar. Üstelik '
kablosuz internet erişimini şifreleme' temel bilgiye sahip olanlar için bile ne kadar mümkün, tartışılır.
Amcamın
modem ayarlarını yapan kişi mümkün olan bütün hataları yapmış. Bunu fark eden komşularından biri de amcamın hesabından her ay yükselen bir oranda içerik emmiş.
Türk Telekom sitesindeki sayaca göre (adslkota.ttnet.net.tr) sülük komşunun iştahı bu ay 45GB veriye rağmen doymamıştı! Kullanmadığı bir hizmet için hiç de azımsanmayacak bir bedel ödeyecek olanlara amcam da katılmıştı.
Para, tura bir şekilde ödenir. Peki ya yarın bir gün polis amcamın kapısına dayansa ve "IP numaranızı tespit ettik.
Şu sitelerden çocuk pornosu çekmişsiniz, korsan film yüklemişsiniz, bölücü
terör örgütünün forumlarına slogan yazmışsınız, internet bankacılığı şifrelerini toplayıp Moldovya'ya para havalesi yapmışsınız" dese... Amcam bunları kendisinin değil kablosuz internetine giren meçhul komşusunun yaptığını nasıl ispatlayacak?
Ya da üstüne yapışan bu yaftayı nasıl silecek?
Türkiye'de ADSL abonesi 3 milyona doğru ilerliyor. Bu grubun içindeki bilgi düzeyi oranının çoğunluğunun (
doğal olarak) amcam düzeyinde bilgi sahibi olduğuna eminim. Bilgi denizine dalıyorum diye
mahkeme girdaplarına kapılmak istemeyenler için
erken bir uyarı sayın bunu
M. Serdar Kuzuloğlu-RADİKAL