Türkiye Bilimsel ve
Teknolojik
Araştırma Kurumu (
TÜBİTAK), Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ile Türk
Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (
TÜSİAD) katkısıyla düzenlenen Teknoloji Ödülleri finalistleri açıklandı. 1997 yılından bu yana her 1,5 yılda bir yapılan organizasyona bu yıl toplam 221
firma başvurdu. 75'i büyük, kalan kısmı
küçük ölçekli firmalardan oluşan müracaatlar arasında 12'si büyük, 5'i orta, 5'i küçük ve 5'i de mikro ölçekli olmak üzere toplam 27 firma finale kaldı.
17
Aralık 2010 tarihinde gerçekleştirilecek
ödül töreni ile sahiplerini bulacak olan Teknoloji Ödülleri, geçmiş 8 yıllık döneminde toplam 261 ön başvuru almıştı. Bu yılki başvuru rakamları ile Teknoloji Ödülleri, tarihi bir
rekora da
imza atmış oldu.
9. Teknoloji Ödülleri finalistlerinin kamuoyuyla paylaşıldığı toplantıda konuşan TÜSİAD Başkanı Ümit
Boyner, sürdürülebilir büyümenin bel kemiğini KOBİ'lerin oluşturduğuna işaret ederek, "Türkiye'de KOBİ ölçekli kuruluşların sayısı oldukça fazla. Bunlar ne kadar çabuk ve etkili şekilde teknoloji kullanmaya başlarlar ise, katma değerli
ürün üretimlerindeki payları da artacaktır. Aslında bu ödüle başvuru yapan firmalar arasında KOBİ sayısının artış göstermesi bizler için değerli bir göstergedir. KOBİ'lerimizde teknoloji ve inovasyon farkındalığını artırmayı amaçlıyoruz. Belki de
rekabet gücünü yaratabilen KOBİ'lerimiz artık KOBİ olmaktan çıkarak büyük ölçekli kuruluşlar haline dönüşeceklerdir." dedi.
Küreselleşme ile birlikte yarışın her geçen gün daha da hızlandığı bu günlerde teknolojiye yatırım yapmaktan başka çıkar yol olmadığını ifade eden
Ümit Boyner, girişimciliğe fırsat veren, yüksek katma değerli üretim odaklı, teknoloji ve inovasyonu koruyan ve
teşvik eden
ekonomik yapılara ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti. Son yıllarda bu konularda önemli adımlar atıldığının da altını çizen TÜSİAD Başkanı, Teknoloji Ödülleri'ne başvuru sayısının artmasında bu gelişmelerin önemli katkısı olduğunu vurguladı.
A-Ge ve inovasyon konusunda daha çok şeyler yapılması gerektiğini kaydeden Ümit Boyner, "Türkiye inovasyon kapasitesi açısından bugüne kadar 133
ülke arasında 46'ıncı sırada yer alıyorken, 2010 yılında 139 ülke arasında 55'inci sıraya geriledi. Bu konuda daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Toplantıda konuşan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş ise, son yıllarda Türkiye'nin teknoloji tüketen bir ülke olmaktan teknoloji üreten bir ülke olma yoluna doğru hızla mesafe kat ettiğinin altını çizdi. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) içindeki
Ar-Ge harcamalarına bakıldığında bu rakamın 2003 yılında binde 4'lerde seyrettiğini bildiren Nükhet Yetiş, 2009 yılında bu rakamın binde 8,5'e çıktığını açıkladı. 2010 itibari ile bu oranın yüzde 1 seviyesinde olduğunu kaydeden Nükhet Yetiş, "Gelişmiş ülkelere batkımızda özel sektörün harcamaları içerisindeki en büyük pay Ar-Ge'dir. Bu oran yüzde 70'ler seviyesindedir. Türkiye'deki özel sektöre baktığımızda ise bu oran 2003 yılında yüzde 29'lar seviyesinden bugün yüzde 40'in üzerinde çıkmıştır. Hedefimiz ise GSYİH'deki payı yüzde 2'lere, özel sektörde kullanım oranını ise yüzde 50'lerin üzerine çıkarmak." diye konuştu.
Yetiş, Türkiye'nin Ar-Ge alanındaki başarısının iyi olduğunu ancak yolun uzun olduğunu savunarak, son yıllarda sanayide Ar-Ge'ye ayrılan kaynağın 2,5 kat arttığını, buna karşın sanayicilerin Ar-Ge'ye harcadıkları para miktarının ise 3 kat arttığını aktardı. TÜBİTAK Başkanı, "Gerçekten dünyada ve bütün benzer ülkelerde artık Türkiye modeli kendinden söz ettirmektedir. Rakamlara baktığımızda Türkiye'de
bilim adamı sayısı 2003 yılında 30 bin iken, bu rakam 2009 yılında 75 bine çıkmıştır. Özel sektörde çalışan Ar-Ge personeli sayısı da aynı oranda 3 kat artış göstermiştir. Bu büyük bir başarıdır. Buna paralel olarak da TÜBİTAK'ın sanayi
destek programlarıyla ilgilenen kurumu olan Teknoloji Verimlilik Destek Programları Başkanlığı'nın (TEYDEB) rakamlarına göre 2000 – 2005 yılları arasında Ar-Ge için 400 milyon dolar aktarırken, sadece 2009 yılında 400 milyon dolarlık bir kaynak aktarmışız. Bu desteklerimizin yüzde 60'nı
Marmara Bölgesi'ne yapmışız. Diğer bölgelerimiz bu kaynaktan yeteri kadar faydalanamamışlar. Bu nedenle TÜBİTAK olara biz 2009 yılında ülkemizin dört bir köşesinde Ar-Ge günleri düzenliyoruz." diye konuştu.
Bilim ve teknolojideki gelişmelerin insan yaşamını bazen olumsuz yönde etkilediğini anlatan TTGV Başkanı Dr. Fikret
Yücel ise değer yaratan unsurların giderek maddi ve fiziki varlıklardan maddi olmayanlara doğru bir gelişme gösterdiğini belirtti.
(CİHAN)