Tek adam ve seçilmiş diktatör

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Çarşamba, Aralık 14 2016
Bakanları o atıyor. İsterse o görevden alıyor. Tek başına kararname/kanun çıkarma hakkına sahip. Yürütmelik çıkarma hakkı bulunuyor. OHAL ilan edebiliyor. Yüksek yargı ve bürokrasiyi o atıyor… Büyükelçileri o atıyor. Orduyu o sevk ediyor. Uluslararası anlaşmalar yapabiliyor.Yani ‘tek başına’ herşey…
AKP ve MHP’nin uzlaştığı başkanlık rejimine geçiş teklifi Meclis’e sunuldu.

21 maddelik teklif, 1940’lı yıllara ‘tek adam’ yönetimine dönüşü öngörüyor.

‘Seçimli diktatörlük’ de diyebilirsiniz.

   ***

Bu olağanüstü yetkilerle koltuğa 10 yıl oturan hiçkimse, o koltuğu sandık yoluyla terk etmek istemez…

Teklif, yeni Mussolini yeni Hitler çıkarmaya aday… Neden?

  ***

Birincisi, teklifte ‘Cumhurbaşkanı’ olarak ifade edilen ‘başkan’, yürütmede tek söz sahibi…

Bakanları o atıyor. İsterse o görevden alıyor. Tek başına kararname/kanun çıkarma hakkına sahip. Yürütmelik çıkarma hakkı bulunuyor. OHAL ilan edebiliyor. Yüksek yargı ve bürokrasiyi o atıyor… Büyükelçileri o atıyor. Orduyu o sevk ediyor. Uluslararası anlaşmalar yapabiliyor.

Yani ‘tek başına’ herşey…

  ***

İkincisi, başkan ya da ‘seçilmiş diktatör’ partisi ile bağını devam ettiriyor. Yani, milletvekillerini o belirleyebilecek. Seçimler, cumhurbaşkanlığı ile birlikte yapılacağı için, Meclis’te çoğunluğu da elinde bulundurabilecek…

Seçim barajı inanılmaz şekilde devam ediyor. Dar bölge seçim sistemine geçilmiyor. Vekillere ön seçim şartı da yok…

Yani lider merkezli, disiplinli parti sisteminde, liyakata değil sadakata dayalı belirlelenen vekiller, ‘başkan’ ne isterse o yasayı çıkaracak.

Şayet bir kaza ya da aykırı düşünce söz konusuysa, ‘başkanın’ veto hakkı bulunuyor.

İkinci defa o yasanın Meclis’ten geçebilmesi için en az 400 vekil tarafından onaylanması gerekiyor. Ki bu ‘başkan’ kendi partisi ile kavgalı değilse neredeyse imkansız.

Başkanlık sisteminin en başarılı uygulandığı ABD’nin aksine, Meclis’in yürütmenin

Bu haberler de ilginizi çekebilir