Uzmanlar ise, ebeveyn ve toplum kontrolünden uzak bu çocukların gelecekte her türlü suçu işleyebileceği uyarısında bulunuyor. Binlerce Suriyeli çocuk, İstanbul’da dilencilik yaparak hayata tutunmaya çalışıyor. Taksim Meydanı da Suriyeli mültecilerin akınına uğramış durumda. Kimisi dileniyor, kimisi mendil satıyor. Bunların arasında çok sayıda uyuşturucu ve uçucu madde kullanan da yer alıyor.
Taksim’de yaşları henüz 6-7’yi geçmeyen iki çocuk, bunlara sadece bir örnek. Poşetlere doldurdukları baliyi çeken çocuklar, vatandaşların önüne geçerek para istiyor. Meydanda sağa sola koşturan çocuklar, arada bir oturup uçucu maddeden çekmeye devam ediyor. İçler acısı bu manzara, Taksim esnafını ve vatandaşları da rahatsız ediyor. Sokakta büyüyen ve uyuşturucu madde kullanan çocukların ileride birer suç makinesine dönmesinden korkan vatandaşlar, yetkilerin bir an önce önlem almasını istiyor.
Taksim esnafından Hayri Taş, birçok Suriyeli çocuğun Taksim’de tiner, bali gibi maddeler kullandığına dikkat çekerek, “Bunlar madde bağımlısı oluyor. Çaresini bulamayınca da istenmeyen olaylar oluyor. Hırsızlık oluyor, gasp oluyor, ölümlere kadar gidiyor. Biran önce bunlarla ilgili tedbir alınması lazım.” dedi.
Selahattin Öztürk ise “Bu çocuklar böyle büyüdükleri zaman, yarın hırsızlık, cinayet, kapkaç, evlere girme, adam öldürme gibi her şeyi yapabilirler. Yarın bunlar bu şekilde yetişirse, polisin de başına bela olacak, vatandaşın da başına bela olacak. Bunlara sahip çıkmak bir araya toplamak lazım.” şeklinde konuştu.
Beyoğlu’nda ikamet eden bir vatandaş da “Hemen hemen her gün turistlerin peşlerine takılıp para istiyorlar. Esnafın büyük bir kısmı da zor durumda. Bazıları da bu işi bir ticarete dönüştürmüş. Bunların bir şekilde barındırılması gerekir.” ifadelerini kullandı.
PSİKİYATR BAKIM: HER TÜRLÜ SUÇU İŞLEYEN KİŞİLER HALİNE GELEBİLİRLER
Uzmanlar da bu konuda önemli uyarılarda bulunuyor. Aile ortamından uzaklaşmış, madde bağımlısı çocukların bir takım psikolojik sorunlar yaşadığını ve bunların ileride topluma şiddet olarak döndüğünü anlatan Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nden Doç. Dr. Bahadır Bakım, şunları söyledi: “Bu çocuklar bir şekilde sokaklarda büyüyorlar, sokaklarda yanlış kişilerin ellerine düşüyorlar, o kişilerden gördükleri ile ve bir takım alkol, uyuşturucu maddelerle bir ilişki haline giriyorlar.
Bundan sonra başlayan süreçte çocuğun kimyasında bir takım değişmeler oluyor. Beynindeki hücrelerin bir kısmı yok oluyor, onların yerini boşluklar alıyor. Daha ilerleyen aşamalarda şizofreni gibi, psikoz gibi davranışlar sergilemesi söz konusu olabiliyor.”
Sürekli zarar göreceğinden endişe eden bu çocukların hezeyan gibi psikotik yaşantılara düştüğünü kaydeden Bakım, “Kişi yaptığının tam farkında olamayabilir, öfke patlamaları, sosyal çekinme içe kapanma, insanlardan uzaklaşma çevreye karşı ağır şiddet kullanımı veya kendine karşı şiddet kullanımları kendini kesme yaralama intihar girişimleri ve ölüme kadar sürüklenebiliyor.
Bir kişi böyle bir bağımlığa yakalandığında etrafını da bağımlı hale getiriyor ve çığ gibi artan bir şekilde bir kişi on kişiye dönüşüyor. Bunlar çeteler oluşturuyor, ilerleyen yıllarda kötü insanların ellerinde kalıyorlar. Teröre girebiliyorlar, gasp olaylarına girebiliyorlar. Hasan Sabbah’ın yetiştirdiği bir takım kişiler vardı.
Bunlara esrar vererek her türlü suçu işletiyordu. Bu kişiler de aynen bu hale geliyorlar. Yetişkinlik döneminde bunlar anti sosyal kişiler haline geliyor. Vurup kıran, her şeye hakkı olduğunu düşünen, empati yapmayan hep ben haklıyım diyen, şiddet kullanan ezen acı çektiren her tür suçu işleyebilecek kişiler haline geliyor ve bunlar ileri dönemde bir şekilde cezaevlerine düşüyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
CİHAN