Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "İktidarlar binlerce kilometre kaymak gibi yollar yapabilirler. İktidarlar binlerce köprü, tren yolu döşeyebilirler. Buldukları her toprak parçasını kentsel dönüşümle gökdelene de çevirebilirler. Ancak iktidarları tarihe altın harflerle yazdıracak olan diktikleri binalar değil adaletli olup olmadıklarıdır. Adalet mülkün temelidir. Adalet sistemini çökertenler ne kadar ihtişamlı saraylarda, binalarda otururlarsa otursunlar göreceksiniz o sarayları ve o binaları bir gün başlarına çökecek." dedi.
'HALKIN GÜCÜNDEN KORKANLAR İKTİDARLARINI SÜRDÜRMEK İÇİN HALKI BİRBİRİNE DÜŞMAN ETMEK ZORUNDA'
TBB, 2015-2016 adlı yıl açılış programı düzenledi. TBB Başkanı Feyzioğlu, aralarında Cumhuriyet Halk Partis (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bulunduğu konuklara hitap etti. Feyzioğlu yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı: "Hukukun üstün olmadığı bir düzende hiçbir vatandaşımızın hukuki güvenliği olamaz. Ülkede iş ve yatırım yapmak isteyen kimsenin güvencesinden söz edilemez. Böyle bir düzende liyakat sistemi de çöker. Liyakat sisteminin çöktüğü yerde tam bir tefessüh başlar. Liyakatin yerini iktidarda olanların yakınlarının, layık olmasalar bile istedikleri makama, göreve getirildikleri keyfi bir düzen alır. İçeride geçici seçim zaferleri uğruna halk birbirine karşı düşmanlaştırılır.
Halkın gücünden korkanlar iktidarlarını sürdürmek için halkı birbirine düşman etmek zorundadırlar. Bu oyunu bozmanın akıllı ve kararlı bir yolu vardır. Merkeze insanı koymaktır. Bizi bölmek, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere inat adaletin paydasında 77 milyon yurttaşımızı eşit yurttaş olarak kucaklamak ve kucaklaştırmaktır.
BASIN HÜRRİYETİNİN ZİNDANA ATILDIĞI BİR GERÇEKTİR
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) iktidardan tamamen bağımsız şekilde oluşmasının ve karar vermesinin sağlanması hukuk devletinin kurulması için en önemli ihtiyaçların başında gelmektedir. Siyasi iktidar sahiplerinin telkin ve tavsiye hatta talimat yerine geçecek talimatları üzerine medya kuruluşlarına ve sermaye şirketlerine yargı eli ile müfettişler eli ile bürokrasi eli ile baskınlar düzenlediği, eziyet edildiği ve düşünce hürriyetinin, basın hürriyetinin zindana atıldığı bir gerçektir. Hakimlerin savcıların tayinlerinde, yüksek yargıya üye seçiminde, düşünce, mezhep ve hemşehricilik yerine bilimsel ölçütlerin ve liyakat usulünün derhal getirilmesi lazımdır.
VARSIN DİKENSİZ GÜL BAHÇELERİNDE GÜL KOKLAMAK İSTEYEN SULTANLAR BİZİ İSTEMESİN
İnsan hak ve özgürlüklerini her ortamda korumaya devam edeceğiz. Aksine bir davranış yeminimize ihanet anlamına gelir. Varsın dikensiz gül bahçesi rüyalarını gören despotlar bizden rahatsız olsun. Varsın dikensiz gül bahçelerinde gül koklamak isteyen sultanlar bizi istemesin. Biz milletimizle, halkımızla, toplumumuzla el ele Türkiye'de demokrasiyi ve hukuk devletini kurmaya kararlıyız. Dinlenmemek üzere yola çıktık. Bize yorulmak haramdır.
BİZ SANA BOYUN EĞMİYORUZ, TÜRKİYE'DE AVUKATLAR VAR
Doğruları en saygılı ifadelerle söylediğimiz de bile duymaya tahammül edemeyen kifayetsiz muhterisler 72 yıllık adli yıl açılış töreni geleneğini rahatsız olduklarından kanunla mevzuattan kaldırdılar. Burada hedef milleti temsil eden bağımsız savunmanın susturulması oldu. Be gelenek devam ettirilebilecekken önce Danıştay'ın sonra Yargıtay'ın muktedirler karşısında boyun eğmesine bağlı olarak sona erdirildi. Oysa yüksek mahkemenin yüksek yöneticilerine düşen 'biz sana boyun eğmiyoruz. Ankara'da hâkimler var' olmalıydı. Biz onların yerine söyleyelim; biz sana boyun eğmiyoruz, Türkiye'de avukatlar var.
İKTİDARLARI TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRACAK OLAN DİKTİKLERİ BİNALAR DEĞİL ADALETLİ OLUP OLMADIKLARIDIR
İktidarlar binlerce kilometre kaymak gibi yollar yapabilirler. İktidarlar binlerce köprü, tren yolu döşeyebilirler. Buldukları her toprak parçasını kentsel dönüşümle gökdelene de çevirebilirler. Ancak iktidarları tarihe altın harflerle yazdıracak olan diktikleri binalar değil adaletli olup olmadıklarıdır. Adalet mülkün temelidir. Adalet sistemini çökertenler ne kadar ihtişamlı saraylarda, binalarda otururlarsa otursunlar göreceksiniz o sarayları ve o binaları bir gün başlarına çökecek." CİHAN