Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi (GÜSAM) Başkanı Ercan Taştekin, Polis Koleji ve Polis Akademisi öğrencilerine tasdikname verilmesine tepki gösterdi. Taştekin, "Çok boyutlu bir zorbalık var ortada. Polis Koleji ve Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'nin kapatılması polis eğitimine vurulan, bu ülkenin huzuruna vurulan çok büyük bir darbe." dedi.
GÜSAM'ın düzenlediği 'Sinsi Terör Uyuşturucu ' konulu panel Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonu'nda gerçekleşen panel sonunda basın mensuplarının sorularını cevaplayan Taştekin, Ankara Yenimahalle'de kapatılan Polis Koleji ve Polis Akademisi öğrencilerine tasdikname verilmesini değerlendirdi. Taştekin, "Çok boyutlu bir zorbalık var ortada. Polis Koleji ve Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'nin kapatılması polis eğitimine vurulan, bu ülkenin huzuruna vurulan çok büyük bir darbe. Profesyonel polisi, devletin polisini öldürmek istiyorlar, parti polisini kurmak istiyorlar. Parti polisini kurmak için de eğitimli polis istemiyorlar. Bu zorbalığın en zirveye çıktığı da yüz binlerin girdiği sınava girerek sınavı kazanan, o okulda okuyan yaklaşık yedi buçuk senedir okuyan, komiser yardımcılığına birkaç ay kala öğrenciler, polis kolejinden mezun olan öğrenciler polis akademisine geçmesine birkaç ay kala öğrencilerin zorbalıkla kapı önüne konması, haklarının gasp edilmesi gerçekten ve gerçekten demokrasimiz adına utançtır." diye konuştu.
'O ÇOCUKLARIN KAPI ÖNÜNE KOYULDUĞU GÜN İÇ GÜVENLİK TARİHİNDE KARA BİR UTANÇTIR'
Taştekin, şöyle devam etti: "O çocukların kapı önüne koyulduğu gün iç güvenlik tarihinde kara bir utançtır. Bunun böyle devam etmesi, sürdürülebilir olması asla mümkün değildir. Hukukun etkin olduğu günlerde mutlak suretle bu hakları gasp edilen gençler bu haklarını tekrar geriye alacaktır. Eğitimli polis bitirilmek isteniyor. Bununla ilgili olarak da polis koleji ve akademisinin kapatılması çok yanlış. Ama mevcut kazanılmış hakları olan çocukların mezuniyetinin beklenmeden haklarının elden alınması çok daha büyük bir zorbalık. Eğer bu çocuklarla ilgili bir iftirada olduğu gibi sınavlarda usulsüzlük olduysa devlet bütün kurumlarıyla bunun soruşturmasını yapar, kim usulsüzlük yaptıysa tespit eder, cezasını verir. Eğer bu çocukların devlet otoritesi haricinde bir yapılanma içerisinde olduklarına dair bir iddia varsa bu ispat edilir. Ama hiçbir ispat olmadan, hiçbir belge, bulgu, delil olmadan bu tip iftiralarla bu çocukları kapının önüne koymak bunlara yapılan zorbalığı bir kat daha artırıp ömür boyu yaftalamak anlamına gelir. Bu yapılan son derece üzüntü verici ve insanlık suçudur." CİHAN